1. bizimle aynı yıl kurulmuş bir devlet olduktan sonra yaptıklarından bazıları şunlar;

    - ülkenin dört yanına ulusal bilim akademileri kurarak dünya çapında bilim adamları yetiştirmek. kendi koordinat sistemini, kendi teorik fizik ve matematik dehalarını, mühendislik ekolünü yetiştirdi. öyle ki, sovyet üniversitelerinden yetişen azerilerden 3-5 tanesi türkiye'ye geldi ve ülkeye resmen damga vurdu. inanmayan landau'nun kitabından bi 10 sayfa (çok değil lan) okusun, sonra konuşsun.

    - 1922 yılında kurulup iç savaşını 1923 yılında bitiren bir devlet olmasına karşın, 1925-1970 arası her yıl tek tek dünyada en çok patent başvurusu yapan ülke olmak. bizim ülke olarak hala sovyetlerin 1930 sayılarına ulaşamadığımızı hatırlayalım.

    - 1920'lerde yerli otomobil, 1920'lerde yerli uçak yapmak. savaş uçağı, yolcu uçağı falan derken her tür taşıtı üreten ve kendine yeten bir ülke olmak. lada, gaz ve volga markalarıyla dünyada sayılı büyük üreticileri arasına 1930'larda girmek.

    - 1940'larda uzay programını başlatmak, roket, uydu, hayvan, insan başlıklarının tamamında teker teker uzay yarışını kazanmak. aranızda uzaya çıkan ilk insanı hala armstrong sanan hayvanlar var!

    - "özgür ve güçlü" fransayı dümdüz eden, avrupaya kan kusturan nazilere postal yalattı. nazi itlerinin ilerleyişini stalingrad'da durdurdu, berlin'e kadar itin götüne soka çıkara kovaladı. bu sırada nazilere kimlerin silah sattığını bence inceden bi düşünün.

    - kendi tankını, topunu, tüfeğini, füzetsini, nükleer başlıklarını üretti. bunların neredeyse hepsinde dünyada zirveye oynadı.sovyet tankları, kalashnikov silahları, keleşleri, uzun namluluları, tabanaları, suikast silahları, taktik topları, su serisi füzeleri,..... yazsam uzar gider, öğrenin lan.

    - sizin daha anız yakmamayı öğretemediğiniz köylüsüne, adamlar piyano çalmayı öğretti lan. içinizde kaç kişi var piyano çalmayıbilen?

    - toplukonut üretti, vatandaşlarını 1930'lardan başlayarak merkezi sistemle ısınan evlere yerleştirdi. dundan 30-40 yıl sonra ülkemizde gecekondu sorununun patmadığını hatırlayalım.

    - kendi denizaltısını, kendi savaş gemisini, kendi uçak gemisini üretti.

    - dünyanın en büyük uçağı ve en büyük helikopterinin hala sovyet yapımı olduğunu biliyor musunuz? yoksa 2010'larda 3 eğitim uçağı üretince götünüz mü kalktı?

    - uzak diyarlara sağlık vb. hizmetler götüremedikleri için 4.000 km demiryolu yaparak seyyar sağlık tesisleri kurup kırsal bölgelere ulaştırdılar. evet üzerinde girip gelen ana sağlığı merkezi, sağlık ocağı, görüntüleme merkezleri falan var. ayrıca kütüphaneyi de uzak köylere aynı metotla götürdüler. eşşekli kütüphaneci hikayesinde gözleri dolan bizlere bu işin nasıl olacağını öğretiyorlar, hala.

    - vatandaşlarının dinlenme hakkını 1930'larda anayasaya yazdı. tatil köyleri kurarak vatandaşlarının buralara gitmesini destekledi. ruslara hala verilen tatil ödeneğini hanginiz rüyasında gördü lan?

    - anayasa yapmadan önce halka sordu. sıradan insanlardan yüzbinlerce öneri topladı, bunların her birini tasnif edip mahalle, şehir ve bölgelerde (ülkeler/eyaletler) konferanslar yoluyla tek tek ele aldı. şu an yapılmakta olan yeni anayasayı 3-5 kişinin oturup yazdığı ülkede adamların 80 sene önce yaptığını anlayabiliyor musunuz?

    - sovyetler zamanında gürcistan'da eğitimin her seviyede tamamen ücretsiz olduğunu ve her öğrenci'ye karşılıksız burs verildiğini biliyor musunuz? peki gürcistan'ın sovyet "boyunduruğundan kurtulmasından" sonra "özgür" öğrencilerin burslarının kesilip kendilerinden eğitim için ücret alındığını? kafkaslardan dinlemek gerektiği son derece doğru.

    zamanında bazılarına nasıl koyduysa, sızısı hala geçmemiş, anlaşılıyor.

    p.s. işbu entry vaktim oldukça editlenecektir.

    p.s.2, "ama sovyetler bazı hatalar yaptı, stalin çok reröre." nedir yazın öğrenelim.

    edit1: uçak ve helikopter eklendi.

    edit 2: gürcistan'da eğitim eklendi.
  2. uzay bilimine dair bir hayli ilkleri vardır.

    1953, ilk kıtalar arası roket r-7.
    1957, ilk satelit (yörünge) sputnik 1.
    1957, uzayda ilk canlı (laika adlı köpek, yaşamadı), sputnik 2.
    1959, atmosfer dışında ilk uzay aracı, lunik 1.
    1959, ay'a ilk uzay aracının inişi, lunik 2.
    1959, ay'ın arkasının ilk fotoğrafları, lunik 3.
    1960, uzay gezisinden ilk canlı dönen belka ve streka adlı köpekler, sputnik 5.
    1960, uzaya çıkan ilk insan. (bkz: yuri gagarin) , vostok 1.
    1962, uzaya grup halinde ilk uçuş, vostok 3 ve vostok 4.
    1963, uzaya çıkan ilk kadın. (bkz: valentina tereşkova) , vostok 6.
    1964, uzayda ilk defa üç kozmonot, voshod 1.
    1965, uzayda yürüyen ilk insan. (bkz: aleksey leonov) , voshod 2.
    1966, ay'a ilk yumuşak iniş, luna 9.
    1966, venus'e ilk sert iniş, venera 3.
    1971, ilk uzay istasyonu, salyut 1.
    1986, uzaydaki ilk daimi istasyon, mir. (2001'e kadar)

    ekleme: desteği için @densizdengesiz'e teşekkürler.
  3. vatandaşlarına dünyada ilk olarak şu hakları sunan devlet.

    1- sscb, dünyada 8 saatlik işgününü kabul eden ilk ülkedir. fazla mesai yasaklanmıştır.
    2- sscb, herkese 1 ay ücretli (parasını da aldığınız) izin hakkı tanımış, bu hakkın kullanımı için parasız tatil köyleri yapmıştır. her çalışan başvurur ve bir tatil beldesinde tatilini yapar. bu ücretsiz tatil uygulaması, hala seyahat desteği olarak devam etmektedir.
    3- sscb'de hiçbir işçi meslek örgütünün izni olmadan işten atılamaz. işi kaytaran, savsaklayan, gereği gibi yapmayan işçileri işten atmak için üyesi oldukları meslek odasından izin almak gerekir.
    4- sscb'de konut ücretsizdir. maaşınızın yarısı kiraya mı gidiyor? dandik evlerde ateş pahasına mı yaşıyorsunuz? vatandaşlarınıza sağlıklı konutlar veremediniz mi? bari yapana saygı duyun. (toplukonut meselesine değinmiştik)
    5- sscb'de toplu taşıma ücretsizdi. zaten tramvay ve metrolarla dolu bir ülkede bu ne demek biliyor musunuz? ulaşım ücretsiz...
    6- sscb'de doğan her çocuk için 36 ay ücretsiz süt verilirdi. çoğunlukla kapıya teslim edildiği söyleniyor, bazı bölgelerde ise aile gidip ücretsiz sütünü alır, çocuklarına içirir.
    7- doğum yapan kadına bir yıl ücretli izin, ilave 2 yıl da kısmi ücretli izin. 2 aylik bebe[' annes'nden koparmaya utanmayanlar, sscb'ye vahşi falan diyorlar.
    8- SSCB vatandaşları dünyada ilk kez parasız olarak profösyonel sağlık hizmeti alan ilk halktı. Vatandaşlar istediği bir sağlık kuruluşuna sıra beklemeden ve ücret ödemeden gidip muayine olabiliyorlardı.
    9- Üniversiteye girip bitiren her öğrenciye devlet tarafından iş bulma garantisi veriliyordu.
    10- SSCB dünyada ilk olarak okul öncesi eğitimi ve kreş eğitimini ücretsiz olarak sağlayan ülke olmuştu.

    http://www.tarihiolaylar.com/galeriler/dunyada-ilk-kez-sovyetler-birligi-tarafindan-vatandaslarina-uygulanmis-12-hak-657

    önce onda birini yapın, sonra kötüleyin.
  4. öncelikle modlardan bir ricam var; bir üstteki yorumu silmeyin. hakaret bana ediliyor evet, ama bir ibret vesikası olarak yaşasın burada. ben o arkadaş ile ilgili gerekeni hukuken yaparım, ama yayında kalsın. çok rica ediyorum.

    işte sovyetler'e hakaret eden aklın düzeyi budur hanımlar beyler; ardı ardına dizilmiş küfürler, hiçbir bilgi olmadan yapılan "paslı ve hantal" ithamları. destek? destek yok. bilgi? bilgi yok.

    bir tek bilgi var, 40 milyon insanı öldürmüş bir devlet olduğu yönünde; gönül ister ki düzeyli bir biçimde "şurada şu kadar, burada bu kadar" deselerdi, ama eldeki zeka ve saygı ile yetinmek zorundayız;

    1- bu arkadaşlar nazilerin öldürdüğü sovyet askerlerini de sovyetlerin öldürdüğü kişi sayısına ekliyorlar. oysa nazi orduları sovyetlere saldırdığında sovyetlerin ellerinde çiçekler, kapında sırılsıklam karşılaması gerekiyordu. mantıklı.

    2- bir devlet savaşırken, isyan edersen, devlet seni öldürür. gayet açık, gayet basit bir kuraldır. anlamakta zorluk çekenler ikinci dünya savaşından bi 20 yıl kadar önce yaşanan kurtuluş savaşımızın iç cephesine baksın bakalım, biz savaşta isyan edenlere ne yapmışız? tabii ki aynısını.

    3- savaşta sorun çıkaranları osmanlı göç ettirince tehcir, sovyetler göç ettirince soykırım. mantıklı.

    4- sizin 90'lı yıllarda kurtlu çikolata satmak dışında hiçbir hayrınızın dokunmadığı azeri çocukları moskova'da okuyup hoca olurken, sovyet fabrikalarında mühendis olurken, sovyetler türkmenistan'ı imar edip kırgızistan'a opera binası kurarken siz ne yapıyodunuz sevgili kardeşlerim? cevap veriyorum; türk evlatlarını amerikan ordusuna 23 sente pazarlamakla meşguldünüz.

    şimdi türk düşmanı kim, daha net çıkıyor ortaya.

    adama diyorsun ki tüm toplumun tam katılımı ile demokratik anayasa, tın; kültür sanat diyorsun, tın. patent diyorsun, ne olduğunu bildiği bile şüpheli. bilim diyorsun, tın. sağlık hizmeti için 4.000 kilometre tren yolu, cevap yok. tatil hakkı, toplukonut diyorsun mal mal bakıyor. içinden beyninin aldığı bir tek savaş araçları olmuş, buna da şükür.

    anca 40 yıl önceki laflar. ama o zamanın milliyetçileri en azından 3-5 bilgi sahibi olan; imkansızlıklardan öğrenediyse de öğrenmeye çalışan vatanperver abilerimizdi. ben görüşlerine katılmasam da kendilerini severdim. ne bileyim bir gün onları da mumla arayacağımı? hala bir tek argüman yok, anca moskof uşağı de geç. artık oranın adı moskova oldu gençler, uyandırayım.

    siyasi görüşünüz ne olursa olsun, hangi tarafa yakın olursanız olun. ama araştırın ve öğrenin. sevdiğiniz siyasi figürleri neden sevdiğinizi, sevmediklerinizi neden sevmediğiinizi bilin. aklınızda veriler, bilgiler olsun.

    son söz: güneydoğu değil, kuzey kuzey...
  5. 1917-1991 yılları arasında faal olmuş sosyalist ülkeler birliğidir. batılı burjuvaların en büyük derdi olmuştur. zira sovyetlerin dünyadaki işçi sınıflarına yaydığı umudun varlığı, onların kar etmek ve servetlerine servet katmaktan başka bir tutkusu bulunmayan bünyelerini aç bırakmakla tehdit etmiştir. günümüzde sovyetler birliği yoktur. lakin yaydıkları umut bakidir. bir gün dünya uyanacaktır. bir gün, eve götüreceği ekmeğin kuruşunu hesaplayan taşeron işçi; mülk sahibi olmaktan başka hiçbir vasıfları olmayan, tek dertleri yeni alacakları spor arabalar, villalar olan burjuvaların imparatorluğunu yıkacaktır.
  6. fransa cezayir örneği birkaç açıdan hatalı;

    bir kere, sovyetler birliği hiçbir sovyet ülkesini işgal vb. yollarla ülkesine katmamıştır. eğer aksini iddia ediyorsanız, lütfen hangi yıllar arasında hangi savaşla kattığını da yazınız.

    ikincisi, sovyetler bu cumhuriyetlerin tamamının özerk birer cumhuriyet olarka tanınmasını güvence altına alır. (1936 anayasası, md.14) sovyetler birliği'ni oluşturan tüm cumhuriyetlerin (rus sovyet federe cumhuriyeti dahil) eşit olduğunu, içişlerinde bağımsız olduğunu ve kendi meclislerinin bulunmasını, kendi vergilerini toplamasını ve kullanmasını anayasa ile güvence altına alır. bir sömürge olan cezayir'e böyle bağımsızlıkların verildiğini söylemek için deli olmak gerekir.

    üçüncüsü, sovyetler bu cumhuriyetlerin dışişleri ve savunma bakanı bulundurmasını destekler. ukrayna ve belarus, sovyet cumhuriyetleri olmalarına rağmen birleşmiş milletlerin kurucu ve bağımsız birer üyesidirler. hem de sovyetlerin gücünün zirveye ulaştığı 1945 yılında; ikinci dünya savaşından hemen sonra.

    dördüncüsü, "özgür" fransa cezayir'i zor ve baskı ile kendisine bağlı tutar. ama "despot" sovyetler, her bir cumhuriyetin istediği zaman özgürce ayrılabileceğini anayasasının başına koymuştur. (md.17) ayrılık sesleri yükseldiğinde hiç çekinmeden sandığı ortaya koymuş (1988'de bile) ve çıkan %87 hayır oyundan sonra yoluna devam etmiştir.

    siz sanıyor musunuz o özgürlüklerine doyamadığınız fransa cezayir'den referandumla çıktı?

    azcık tarih öğrenin, azcık...

    edit: ilk makul ve mantıklı eleştiriyi mesaj yoluyla iletme nezaketi gösteren beyaz gargamel oldu gençler. çıktı dedi ki, tamam cezayir konusunda haklısın da, macaristan, çekoslovakya ve afganistan'a yaptığı askeri müdahaleler ne olacak? adam yerden göğe kadar haklı. yazarken aklıma gelmemişti, gelseydi inanın yazardım lan. evet, sovyetler bu üç işgal girişiminde yanlış yapmıştır. saçma sapan bir harekettir. sovyetler açıkça yanlış yapmıştır.

    edit2: evindar demiş ki; "bir de polonya halkının sovyetlere katılmayı reddedip kendi sosyalist cumhuriyetini kurduğunu ve sovyetler birliğinin bunu ulusların kendi kaderini tayin hakkı olarak tanımlayıp kabul ettiğini de eklemek isterim." demiş, ben konuyu fazla bilmediğim için aynen aktarıp cevaplarınıza bırakıyorum. konu ile ilgili bilgisi olup buraya yazmaya üşenen varsa mesaj atsın, edit olarak eklerim buraya.
  7. 1917'de halkın amına koyan çarlık rusya yerine ekim devrimi sonrasında gelen devlet. yayılmacı politika ile günümüz volvograd , ukrayna , kafkasya taraflarındaki devletleri işgal ederek ideolojisini yaymış , işgal ettiği yerleri hızlıca asimile ederek karşı koyanları cheka , nvkd gibi iç kuruluşlar ile öldürmüş veya gulag takım adalarında hapse yollamış kızıl renkli şeytandır. 1991'de içe kapalı olmasından ötürü ekonomik bunalımla beraber kendine bağlı federasyon devletlerde çıkan huzursuzluklar sonucu dağıllmış , işledikleri pek çok iç ve savaş suçları su üstüne çıkmıştır.
  8. paslı ve hantal bir yapı.
  9. lenin döneminde korku, sovyetler birliği'nin en büyük silahıydı. siyaset, ekonomi, din gibi alanlarda farklı görüşlerde olan insanlar bir daha görünmemek üzere ortadan kayboluyordu. birbirini gammazlayan dostlar, tanıdıklar ödüllendiriliyor, en ufak "yanlışa" yer verilmiyordu.
    lenin döneminde burjuvaziye adeta savaş ilan edilmişti. dönemin sanatçıları sersefil bir haldeydi.
    rusya savaş dolayısıyla ekonomik anlamda çok büyük zarar görmüştü. üstelik lenin döneminde bir de iç savaş mevcuttu. kitlelere göre yeni oluşum rusya'nın bu baskıcı tavrı ve acınası görünümü bundandı. ayrıca aynı kitleye göre komunizm henüz deney aşamasındaydı ve yapılan eleştirilere genelde verilen cevap bu oluyordu.
    medeni düzenin ve özgürlüğün ayrılmaz bir parçası olan özel mülkler birkaç kalem darbesi ile devletin egemenliği altına giriyordu. devletin tekeline giren tek şey özel mülkler değildi. kitap ve gazete basımı da artık devletin elindeydi bu yüzden özgür düşünceye çok değer veren bolşevik partisinin egemenliğindeki rusya'da anti sosyalist düşüncelere rastlamak mümkün değildi.
    yeni düzenden en karlı çıkan kesimlerden biri de kadınlar olmuştu. trenlerde veya tramvaylarda seyahat etmek ücretsizdi ancak bir süre sonra devlet bunu karşılayamadı.
    devrimle birlikte gelen dini özgürlükler kısıtlandı. bundan en çok etkilenende ortodoks kilisesi oldu. birçok din adamı katledildi veyahut sürgün edildi.
    en büyük tahıl ihracatçılarından biri olan rusya, yeni düzeni yüzünden halkını besleyemez hale geldi. köylünün haline acıyan lenin geri adım attı ve ideolojisinden taviz vermiş oldu. ekonomik politika adı verilen sistem aslında eski politikanın tekrar yürürlüğe girmesiydi. 1921 de şahıslara ait dükkanlar da tekrar açılmıştı.
    lenin'in arkasından gelen demir adamın döneminde ise lenin'in toprak vaatleri ile devrimi desteklemiş bulunan çiftçiler devrimden 12 sene sonra elde ettiklerini teker teker kaybetmeye başladılar.
    lenin döneminde kıtlık esnasında verimli çalışmalarıyla devlete katkıda bulunan bağımsız çiftçilerin çoğu cezalandırıldı. borçlarını ödemek üzere topraklarının bir kısmını satmak istediklerinde ise "en büyük suç" ile yani kapitalizm ile suçlandılar. çoğu öldürüldü.
    gururlu sovyetler birliği kendi kendine yettiğini göstermek için arka arkaya 5 yıllık kalkınma planları düzenledi ve başarılı da oldu. sovyetler birliğinin sanayisi inanılmaz bir hızla büyürken halk bu büyümenin ceremesini çekiyordu. buna rağmen halk kaydedilen ilerlemeye seviniyor ve eski rusya'yı biraz olsun aramıyordu.
    eğitim ve kültür alanında büyük başarılar elde eden sovyetler birliği, teknoloji ve bilim alanında ise yerli araç gereçler yapıyordu.
    bir süre sonra demokratik tartışmalara önem veren bolşevik partisi bir diktatörlük doğurmuştu. stalin'in hoşlanmadığı insanlar ya sibirya'ya gönderildi ya da idam edildi.
    nikita khrushchev döneminde de uzay yarışından düşmeyen ve küba sorununda (bu olay az kalsın dünyanın sonunu getiriyordu) abd ye kafa tutabilen sovyetler geride kaldığını anladığında çok geçti. silahlanma yarışında batı'ya yenilen birlik içinde görünen özel mülkler kesinlikle mevcut rejimle bir zıtlık oluşturuyordu. bütün bu olanların sonunda artık stalin döneminde tutkalla birbirine bağlanan oluşum artık dağılıyordu.

    gorbaçov dönüp baktığında alkolik bir halk, rüşvetin hakim olduğu bir bürokrasi ve paslanmış bir devden başka bir şey göremiyordu. haliyle gorbaçov bunu düzeltmek için çok çabaladı ancak birlik artık dağılmaya başlamıştı. stalin dönemindeki güçlü kendine yeten sovyetler'den eser kalmamıştı. glasnost ve perestroyka politikalarına öne süren sovyetler birliği adeta infilak etti.

    en başından beri ideolojisinden taviz veren bu oluşum en sonunda 25 aralık 1991 yılında ortadan kalktı.