1. aslında herkesin yaptı şey.geçen zaman geri gelmıyor. ne gerek var. bazılarına eğlenceli gelebılır ama benı yorar. samımı gelmıyor bana böyle şeyler. olduğu gıbı yaşanmalı ne yaşanacaksa.
  2. genel de iş ilişkilerine yorabiliriz bu kavramı. ama bence daha fazla hak edeni "duygusal tabanlı" ilişkiler. ister sevgililik hali deyin, ister arkadaşlık-dostluk. artık günümüzde temel "strateji" diye düşünüyorum. bu tabana yaydığınız zaman ilişkilerinizi daha mutlu oluyorsunuz. hiç dahil olamadığım bir mevzu esasen. söz konusu duygusallıksa her ne ihtiva ederse etsin, taktiksel süreçler, planlı bir zamanlama ve geliştirmek benim kitabımda yazmıyor. ama bunu siz farkında olmadan ya da farkında olsanız da çaktırmadığınız şekilde size yaşatanlar olabiliyor. işin ucunda "menfaat" varsa şayet; üzeri çizik, içi boş duygusallık adı altında yaşananlar iyi repliklerle süslenebiliyor. bazen geç farkına varıyorsunuz, bazen farkına varsanız da çaktırmıyorsunuz.

    sonuçlarından biri olarak sürekli deneylere maruz kalma var. farkında değilsiniz ama strateji ve insan ilişkileri uzmanı olmuş kişiler her halinizi süzüyor. odak nokta unutulmamalı ki etinden, sütünden ve diğer yanlarından nasıl fayda sağlanır olduğu için; her metot itinayla deneniyor..

    samimiyet diyoruz ya; bu güzel kelimeyi istila eden düşünceler olduğu müddetçe biz daha çok serzenişlerde bulunuruz.
  3. hepimizin yaptığı şey değil mi aslında. arkadaşlık ilişkilerimiz bile başta stratejiler ile başlar karşımızdakini sınamak için. sağlam temelli ilişkilerin başlangıç aşamasında strateji olduğunu düşünüyorum ben. strateji geliştirmek gözlemleme gerektirir bu yüzden iki insan birbirini daha iyi tanır. tabi ben sadece iyi yönünden bakmak istedim duruma orası ayrı. (*:swh)