şükufe nihal

Kimdir?

şükûfe nihal başar (d. 1896, istanbul - ö. 24 eylül 1973, istanbul), türk şair, öğretmen, eylemci. türkiye’nin önemli toplumsal değişmeler geçirdiği bir dönem olan 1919-1960 yılları arasında şiir, öykü ve romanlar yayımlamış bir edebiyatçıdır. 1919’da darülfünun’un edebiyat fakültesi coğrafya bölümü’nü bitirerek “türkiye’de darülfünun’dan mezun ilk kadın” unvanının sahibi olmuştur. birçok kadın derneğinde aktif görev alan sanatçı; türkiye’de kadın özgürlüğünün ilk temsilcileri ve savunucularından birisidir.
1896 yılında istanbul’da dünyaya geldi. babası miralay ahmet bey, annesi nazire hanım’dır. eğitimine özel hocalardan ders alarak başladı. babasının memuriyeti nedeniyle ilk ve orta öğrenimine osmanlı imparatorluğu'nun değişik şehirlerinde devam etti. ortaokulu şam’da okudu, selanik’te özel bir okula gitti. arapça, farsça, fransızca öğrendi. babasının evde düzenlediği toplantılarda tanıdığı devlet adamları, şairler, yazarlardan aldığı ilhamla memleket meselelerin küçük yaşta ilgi duyduğu şiir yazmaya da çok küçük yaşlarda başladı. ilk yazısı 13 yaşında iken mehasin gazetesinde yayınlandı.
1912’de ailesinin etkisiyle mithat sadullah bey ile evlendi. 1916’da inas darülfünunu’na (kadın üniversitesi) girdi. darülfünun’da eğitimi devam etmekte iken ilk eşi ile birlikte “mekteb-i ümit” adında bir okul kurdu ve eğitimciliğe başladı. mithat sadullah bey ile evliliğinden bir oğlu oldu. oğlunun dünyaya gelişinden kısa bir süre sonra eşinden ayrıldı.
inas darülfünunu'nda üç yıl edebiyat şubesine devam ettikten sonra son sınıfı coğrafya şubesinde okudu. son sınıf öğrencisi oluğu 1919’da inas darülfünunu ile zükur darülfünunu’nun (erkek üniversitesi) birleşmesi gündeme gelmiş; kadınlara eğitimlerini isterlerse inas darülfünunu sınavlarına girerek tamamlama ya da erkeklerin aldığı ek dersleri vererek zükur darülfünunu mezunu sayılma imkanı verilmişti. öğrencilerin çoğu inas darülfünun’u olmayı seçerken şükûfe nihal hanım, o sene bölüm değiştirmiş olmasına rağmen erkeklerin aldığı ek derslerin sınavlarını da verdi. böylece “darülfünun mezunu ilk kadın” ünvanını elde etti.
mezun olduğu yıl ilk şiir kitabı “yıldızlar ve gölgeler” yayımlandı. kitapta yer alan şiirleri servet-i fünun etkisinde, aruz vezninde idi.
son sınıfta iken tanıştığı coğrafya bölümünde okuyan politikacı ahmet hamdi bey (başar) ile ikinci evliliğini yaptı. bu evlilikten bir kızı dünyaya geldi.
kurtuluş savaşı sırasında eşi ile birlikte müdafaa-i hukuk cemiyeti’nin önde gelen isimlerinden birisi oldu. evinde yaptığı toplantılarda kadınları milli mücadeleye destek olmaları için teşvik etti; sultanahmet mitingi’nde halide edip hanım’ın yanında durdu, fatih mitingi’nde konuşmasıyla kalabalığı ateşledi. cumhuriyetin ilanından sonra, kadınların siyasi haklarını kazanması için mücadele eden türk kadınlar birliği’nin kurucuları arasında yer aldı. 1924’te kurulan dernek, 1935’te kendini feshedene kadar faaliyetlerini sürdürdü.
şükûfe nihal hanım, 1953’e kadar istanbul’da çeşitli okullarda çalıştı; darülmuallimat'ta, bezmiâalem inas sultanisi'nde ve sultanisi'nde coğrafya öğretmenliği ve nişantaşı, kandilli ve kadıköy kız liselerinde edebiyat öğretmenliği görevlerini sürdürdü.
bir yandan da edebî yaşamı devam eden şükûfe hanım; 1927’de yayımladığı “hazan rüzgarları”ndaki şiirlerinde aruz veznini bırakıp hece ölçüsünü kullandı. kadın, yurt sorunları ve aşk konularını işledi. şiirlerinin yanı sıra öyküler ve romanlar kaleme aldı. 1928 yılında “tevekkülün cezası” adlı öykü kitabı ve ilk romanı “renksiz istırap” yayımlandı. bunları, “çöl güneşi”(1933) adlı romanı izledi. 1935 yılında “finlandiya” gezi notları yayımlandı. faruk nafiz çamlıbel ile olan aşkını anlattığı düşünülen “yalnız dönüyorum” adlı romanı, 1938'de yayımlandı. 1946’da yayımlanan “domaniç dağlarının yolcusu” adlı gezi notları şakir sırmalı tarafından “sır” adıyla filme çekildi. son olarak “çölde sabah oluyor” adlı romanını yayımlandı. 1960’ta sayısı yediye ulaşan şiir kitaplarında cumhuriyetin “aydın” kadınlarından biri olarak anadolu’nun geri kalmışlık sorunu üzerine şiirler yazdı.
yıllar boyunca onu besleyen en önemli kaynak, evinde düzenlediği ve devrin önemli edebiyatçılarını bir araya getiren toplantılar oldu.
devrinin neredeyse tüm önde gelen gazete ve dergilerinde şiirlerini ve özellikle kadın sorunları üzerine makaleler yayımladı. hayatının son yıllarına kadar türk kadını dergisinin yazarları arasında yer aldı.
1950’lerin sonlarında eşinden boşandı 1962’de istanbul’da geçirdiği bir kaza sonucu sol ayağı sakat kaldı. 1965’te bir huzurevine yerleşti. kızının ölümü, dostlarının uzaklaşması sonucunda konuşmamaya başladı ve suskunluğunu hayatının sonuna kadar sürdürdü. 24 eylül 1973'te istanbul'da yaşamını yitirdi. 26 eylül 1973 günü rumelihisarı aşiyan mezarlığı'na gömüldü.

Bu başlıkta favorilenen yorum bulunamadı.