1. seçilirken ne kadar burs alındığına değil ne kadar kaliteli eğitim aldığınıza belki daha doğrusu bu eğitimin sizin diplomanızı vereceğiniz camiada ne kadar kabul gördüğüne dikkat edilmesi gereken bir durum. özel beybihan üniversitesinde 3-4 bin tl alıp gül gibi yaşarsınız kabul ediyorum. fakat bunun bir de yediğiniz hurmaların tırmalama tarafı var. yarın öbür gün diplomanızla yüksek lisansa başvurduğunuz x devlet üniversitesinde yerin dibine de sokulabilirsiniz.

    bir de işin bağlı bulunduğunuz vakıf üniversitesinin ne kadar siyaset üstü bir kuruma dönüştüğü sorunu var. bundan 2-3 sene önce cemaat üniversitelerinden binlerce lira burs alan insanların yerinde bugün olmak istemezdiniz. seçtiğiniz onlarca üniversite içerisinden sadece bir tanesi olduğunu ve kendinizin bir bağlantınızın olmadığını başkalarına şuan anlatmanın bir yararı yok. yarın aynı durumun şuan akpye yakınlığını gizlemeyen vakıf üniversitelerinde olmayacağının da bir garantisi yok. o sebepten kariyer planlarınız arasında siyasetle dirsek temasındaki vakıf üniversitelerinden ilerleyip siyasete atılmak yoksa bu tarz üniversiteleri çok da önermiyorum.
  2. benim yaptığım eylemdir. hala kimse bilmez tam burslu olduğumu öyle de mütevazı oldum okul hayatım boyunca. dördüncü senemin ilk döneminde bir hocam sordu da öyle öğrendi. okulumun burs kesmemesi benim için ayrı bir avantaj oldu, hoş bunu da üçüncü sınıf biterken öğrenmiştim. sonuç olarak güzel bir şeydir burslu okumak lakin arkadaş ortamı açısından bakacak olursak tahminim odur ki devlet üniversiteleri ile arasında dağlar kadar fark vardır.
  3. nitelikli üniversiteler dışında, tevekkeli kaçılması gereken iş..
    bursun ticarete alet olunca kesilir. tek derste kesilir, disiplinde kesilir, idarece kesilir.. gitmediğin üniversitenin senedini ödersin. dikkatli olmak gerek bu tuzaklara.
  4. bilkent gibi bir üniversitede okuyorsnaız psikolojik olarak sıkıntı çekmenize sebep olabilir. maddi sıkıntılar yaşamanız kaçınılmazdır. sizin bir hafta geçinebileceğiniz parayla sırf kampüstesiniz diye sadece bir öğün yemek yiyebilirsiniz. çok da masrafsızmış gibi görmemek gerekir.
  5. sizi okulda ve özellikle bölümünüzde enderleştiren bir şeydir. imrenilir.
  6. uzun yazacak olduğum sonradan vazgeçtiğim durum.. aslında kişiye göre değişir tam burslu okumak.. evet artılarınla gelirsin, fakat o dört yılda kendini geliştirmezsen yeterince, artılarınla karşılıklı çay içersin mezun olduğunda..

    anadoludan, batıya tam bursla okumak için gelen öğrenci hissiyatı önce şöyledir..

    "bunlar nasıl tipler yarabbi, bunlar okula mı geliyor, bu ne makyaj, bu ne saç, bu ne tripler, bu ne güneş gözlükleri, bu ne ben kralım oğlum adam mısınız hıaa tavırları, bu ne park halindeki yan yana duran 5 kıpkırmızı ferrari, bunlar nasıl insan, kim ulan bunlar.."

    %10'u tam bursludur genelde özel okulların, gerisinin yarısı kadarı yarı burslu yahut kendi alemindedir, %30'luk bir kısım var ki tam olarak yukarıda anlatılan tiplerdir. babası milletin vekilidir (güya), inşaat firması vardır, fabrikası vardır, ecüşü bücüşü vardır, vardır işte.. senin mal gibi özveride bulunup kazandığın okulun o hocalarından "para benim değil mi ulan okut, okut!" tavrıyla dersleri bir güzel alır. alınma hakaret etmiyorum, teşbihte hata olmaz. biz de geçtik o yollardan.

    uzun yazmayacaktım güya.. karar verdim yazıyorum.. çok doluyum heralde galüba sanursam.

    yukarıdaki tayfanın ya aralarına gireceksin, ya da hadi eyvallah diyeceksin, doğal olarak.. aralarına girsen, gerçekten bir masaya oturup 300-400 lira saçmak, halihazırda yapamayacağın bir şey olduğundan değil, öyle düşüncesizce armut piş ağzıma düş diyerek bir hayatı mantığa hiç oturtamayacağından ve içinden gelmeyeceğinden yapamazsın. sana ortamları gelmez.. hoş zaten o parayla belki 10-15 gün geçiren bir insansın ama ahlaki durum daha irite eder seni.. yani aralarına girsen, bi zaman sonra ya çıkarsın, ya da kabul edemesen bile aletleri, oyuncakları olursun.. paran onlardan çıkar, ruhun senden..

    aralarına girmezsen.. her zaman senin gibi bir insan bulabilirsin.. her yerde ve her zaman.. bu doğrudur.. bulursun bir arkadaş yahut bir tayfa aynı senin gibi olan, beraberce hoş sohbet takılabilirsiniz de.. belki o parayı yine ezersiniz, konu maddi durum değil.. kişiye bağlı bir durumdur yani..

    hı, yok mu o kırmızı ferrarisi olanlar arasında makul bir insan evladı.. babasının hediyesi ise ya da kendi kazandığı parayla alınan bir araba değilse ben makul olanını da aklı başında, olgun ve efendi olanını da görmedim.. parayla çocuk büyütülmezmiş, onu gördüm.

    şimdi karlı çıkamama durumuna gelelim tam burslu'nun.. eğer sen bu gördüklerin ile beraber, üstün olduğuna inandığın niteliklerinle kafayı cozutursan, sürekli bunları düşünüp haklı olarak bile olsa ego tatmini yaparsan içten içe, özür dilerim tam burslu; ama babalar yakındır. yapman gereken hayatın her alanında olduğu gibi, insanları gözlemlemek, kim olduklarını iyice anlamak fakat kendi işine bakmak..

    kendi işine bakacaksın.. bırak not ortalamasını, çan eğrisini sınıfın.. sen işine bak. çalış, çabala, pes etme, ortamlardan (kendi arkadaş ortamın dahi olsa) geri kal.. ama hak ederek geldiğine emin olduğun o okuldan kendine ve seni okutan ailene layık olarak çıkmaya çalış.. istemediğin bir bölümde olabilirsin.. yine de neye gönül verdiysen oku, kursuna git, birebir ikna ettiklerinden yardım al, kendini geliştir.. ve en önemlisi işin ne ise sahaya çık.. "üniversiteler yan gelip yatma yeri değildir!" eşek ol demiyorum.. iyiliğini düşünüyorum senin.. kendini tatmin edebileceğinden iki çıt fazlasına uğraş hep.. ilk sene bir şekilde geçsin dinlen pekala.. ama sonra kaldığın yerden hep ileriye doğru adım atmaya bak.

    çünkü n'olacak biliyor musun tam burslu.. eğer yapmazsan, mezun olduktan sonra o ferrariye binen delikanlı, yahut "istanbul 1000 yılın en sert kışını yaşıyor" denilen ayazda minisiyle tak tak yürümeye çalışan anoreksik kız var ya, onlar babalarının kendi alanlarında kurdukları ofislerinde veya çevrelerinden kafalayabildikleri birinin hatta en büyük şirketlerden birinin bilmemne görevinde başlayacak işe.. emin ol.. bir şey bilmesine gerek yok.

    çünkü her iş sahada öğrenilir.

    onların saha çalışmalarını yapabilecekleri sahaları mevcut.. senin değil kardeşim.. sen sahaya ilk yılının sonunda çıkacaksın ki mezun olurken bir şeylerin olsun..

    bu yazıyı başarısızlık yahut ölümüne taşlama olarak görmeyiniz. evet her kesimde düzgün insan var. hepimizin hayali çocuklarımızı gelecek kaygısı gütmeden büyütebilmek, doğru..

    fakat tabiat ana adil değildir. dünyanın hiç bir yerinde adalet yok. kötümser değil iyimser bak bu duruma.. sen de o tam burslu zekanı yahut çalışmanı (neyin varsa) ortaya koyup şartları lehine çevirebilirsin.

    tam burslu olmak imrenilir, zengin yahut fakir olan ama aklı başında olan bir insan buna imrenir.

    kafanı kaldır.. kaç aklı başında insan var etrafta ona bir bak.. sonra kararını kendin ver.

    edit: ^:ulan ne yazmışız gene be^
  7. o başarı bursunu kaybetmemek uğruna gençliğinizin en güzel çağlarını heba edersiniz. nasıl ve neden mi? çoğu vakıf okulu başarı bursunu kesmemek için her sene başında belirli bir ortalama gano dediğimiz ( genel aritmetik not ortalaması ) sayısı belirler. çoğu vakıf üniversitesinde 3.00'ın üzerinde olur. bu rakamı beş aşağı, on yukarı hesap edebilirsiniz. bu ortalamayı yakalamak için hummalı bir şekilde derse girer, vize ve finaller öncesi okul kütüphanesinde uyuklarsınız... çünkü okul vakıf yani zengin çocuklarının hizmetinde olduğu için hocalar ekstra para alabilmek adına genellikle öğrencileri yaz okuluna bırakacak derecede zor sınavlar yapar. oysa ülkemizde yapılan en büyük yanlışlardan bir tanesi de budur. üniversite eşittir sınav demek değildir, olmamalıdır. türkiye'de başarı sınav sonucuna endeksli bir şey. neyse eğitim sistemi yanlışlığını başka bir zamanda ilgili başlıkta tartışırım. şimdi ki aklım olsa asla bir vakıf üniversitesinde okumazdım.
    sekiz
  8. üstteki yazıya katılmayacağım. zira bir üniversiteyi nitelikli yapan öğrencileridir. çok bilinmeyen bir vakıf üniversitesinde tam burslu okudum, dünyaya açıldım, iş piyasasında zorluk çekmedim, kpss de türkiye derecesi yaptım.

    artık internet çağında olduğumuz için bilgiye erişmek maksadıyla illa istanbul veya ankara'da olmaniza gerek yoktur. gönül rahatlığı ile seçebilirsiniz.
  9. öncelikle 4.yoruma itafen, aldığın burs türüne göre kesilmeyebilir. okuldan alırsan not ortalaman düşünce gider ama ösym bursu 5 yıl hak tanır. yaya yaya okursun.

    bir ik'cıdan öğrendiğim kadarı ile üniversiteler türkiye'de liglere ayrılmış. birinci ligde olan vakıf üniversitelerini tahmin edebiliyorsunuzdur. onlarda tam burslu okumak güzeldir. hem eğitim-öğretim alırsınız, hem size insan gibi muamele yaparlar, hem de sosyal ortamınızı daha çok sevebilirsiniz.
  10. öğrenciyi büyük bir külfetten kurtarır.