1. türk musikisinin piyanosu.

    Sümerlerde zamanımızdan 4.000 yıl kadar önce kullanılan ilkel mızraplı saz “pan-tur”un, tanburun atası olduğu şüphesizdir. Tanbur İran ve Eski Arap musikilerinde revaç kazanmıştır; fakat Türkler geliştirerek bugünkü şekline getirmişlerdir. Türk tanburu daha büyük olduğu için Araplar buna “tunbûrü’l- kebîri’t- Türkî” (büyük türk tanbûru) demişlerdir. Saz bütün devirlerde Türk Musikisi’nin sazı olmuştur. XVII. Asır ortalarında Evliyâ Çelebî yalnız İstanbul^da 500 kadar profesyonel tanburî olduğunu kaydeder. Tanbur, mızrablı sazların en güzeli ve zarifidir ve Türk Musikisi’nin sembolü olmuştur. Tanburî Cemil Bey bu sazı keman, kemençe veya viyolonsel yayı ile de çalmıştır. Bu metot çok eskiden de kullanıldığı halde çıkan sesin zayıf olması ve bazı parçaları çalmanın zorluğu sebebiyle pek tercih edilmemiştir.”

    “Tanburun mızrabı kaplumbağa kabuğundan yapılırdı, mızrap muhtelif uzunlukta olabilirdi. Tekne denilen gövdesi çok yumuşak, ince ve beyaz tahtadan yapılır ve cila vurulmaz. Teknenin arkası ince tahtadan olup 16–18 dilim halinde kahverengi-koyu sarı cila şeritleriyle cilalıdır. Mandallar kahverengi cilalı olup, 7cm uzunluğunda ve başları küçüktür. Sapın sonuna doğru bir bağ sapı keser ve ondan sonraki 21–22 cm. uzunluğundaki kısma, mandallar raptedilir.” kaynak: yılmaz öztuna, türk musikisi ansiklopedisi

    tanburun bir özelliği de ömrünün birkaç yıl olması. belli bir süreden sonra ses özelliğini kaybediyor.

    günümüzde murat salim tokaç, özer özel, birol yayla, murat aydemir gibi usta sanatçılar tarafından icra edilir.

    https://www.youtube.com/watch?v=dKVH90cAH0E
    https://www.youtube.com/watch?v=sZDuVzFZrDU