1. ephraim kishon'ın iğneleyici bir üslupla 1960'larda israil yargı sisteminin ve yasama gücünün tecavüze bakışını ortaya koyduğu eseri ne yazık ki günümüzde türkiye'ye tıpatıp uyarlanabilir nitelikte. bu eserin bir kısmını çevirip buraya koyuyorum.

    bugün suphi altındöken denen tecavüzcü katile ilişkin "bir kadın yüzünden hayatı kararan adamcağız" tarzı bir yorum görünce paylaşma ihtiyacı duydum.

    - beyefendi siz bir tecavüzcü müsünüz?
    - öyle de denebilir, evet, kadınlara tecavüz etmek gibi bir alışkanlığım var.
    - neden olduğunu sorabilir miyim?
    - doğuştan gelen bir yatkınlığım olduğunu farz edebiliriz. öte yandan, yetkililerin bu popüler eğlenceyi desteklediklerini de söylemeliyim. yıllardır, herhangi bir sorunla karşılaşmadan büyük bir memnuniyetle devam ettiğim bir etkinlik bu.
    - beyefendi, nasıl bir yöntem izlediğiniz sorabilir miyim acaba?
    - alışılageldik yöntemler. kamyon. otostop. anayoldan sapma. terk edilmiş ormanlık bir alan. darp. bir bıçak. tehditler.
    - peki, kadınların konuya yaklaşımı nedir?
    - çoğu zaman itirazları oluyor. fakat belirtmeliyim ki, tamamen sadistçe bir bakış açısından esas büyüleyici kısmı da burası: umutsuzca direnmeleri, çabalamaları. bense, özellikle korkmuş çocukları tercih ediyorum. mümkünse turistleri.
    - neden turistler?
    - ülkeyi alelacele terk ediyorlar ve bir daha geri dönmüyorlar. en ideal eğlence araçları. kendi adıma ingilizler üstüne ustalaştığımı söyleyebilirim.
    - mağdurların, zaman zaman hayatları boyunca kurtulamayacakları travmalar yaşadıkları söyleniyor.
    - belki öyledir. böyle konulara karışmam. bunun için polisler var. isterlerse bir şikayet dilekçesi verebilirler. burası demokratik bir ülke.
    - şikayette bulunan oluyor mu?
    - çoğu zaman olmuyor. yetkililer bu kişilere ne olduğunu, kaç kez olduğunu nasıl olduğunu soruyorlar. pek hoş sorular değil anlayacağınız.
    - ya sessiz kalmazlarsa?
    - o zaman bir avukat bulmak lazım. davaya tüm ailem gelir, eşim, ikiz çocuklarım.
    - beyefendi evliler mi?
    - tabi ki. tecavüz benim ülkemde aile sporudur bildiğiniz gibi. mahkemede çocuklarımın gözyaşları sel olur akar. ben de yargıca yemin altında o ingiliz kaltağın beni taciz ettiğini, yapmak istemediğim şeyleri yaptırmak için beni baştan çıkardığını, aklımı başımdan aldığını anlatırım. bazen mahkemeye mini etekle geldiği olur bunların, o zaman da hakim bunları bir güzel azarlar, olması gerektiği gibi.
    - ya hakim ısrar ederse?
    - neye ısrar edecek ki?
    - diyelim ki bu hakim bu tür eylemlere karşı bir insan.
    - o zaman pişman olduğumu gösteririm. “işler kızıştı, kontorlden çıktı sayın hakim” bunun gibi şeyler söylemek gerek. bunun ayrıca toplumsal bir arka planı da var tabi. meşakatli bir çocukluk, yoksulluk, bunlar hiç şaşmaz, her daim işe yarar. en kötüsü üç yıl sekiz aylık bir ceza alırım. bunun üçte biri iyi halden ötürü, bir diğer kısmı tıbbi gözetim, bir başka kısmı da şartlı tahliyeyle gider geriye iki ayda bir psikolojik danışmanlık kalır. o da pek mühim bir dert değil.
    - peki neden böyle dersiniz?
    - size daha önce söylediğim gibi. böylesi yetkililerin de çıkarına.
    - beyefendi ciddiler mi?
    - tabi ki. eğer hükümet bunu gerçekten sonlandırmak isteseydi, küçük bir kıza tecavüzün cezasını yirmi yıl hapse çıkarmaz mıydı? açıkça burada yetkililerin zımni onayı var.
    - inanması güç.
    - bu durumu başka nasıl yorumlayabilirsiniz ki? zimmete para geçirme ya da evrakta sahtecilik için kanunun öngördüğü ceza 12 yıla kadar çıkıyor. birini bıçakla tehdit etseydim, hapiste beş sene geçirmem gerekirdi. ama iş tecavüze gelince, yalnızca sözde üç yılla geçiştirebiliyorum. bence açıkça belli ki israil yasa koyucuları toplu tecavüzün hayati önemini idrak etmiş durumdalar.
    - hayati önemi mi dediniz efendim?
    - aynen öyle. söylence odur ki, bu tür toplu etkinlikler bastırılmış vahşetin boşaltılmasını sağlıyormuş. bizim coğrafyamızda toplumsal baskıların bu tür etkinliklerle dışa vurulması kabul edilebilir bir durum. tecavüze yeltenen bir kimse, gösterilere katılmaz, öfkelenmez, halinden memnundur. dikkat ettiniz mi bilmem ama pek çok şey vergiye tabi iken tecavüz bedavadır. evet, diyebilirim ki, israil hükümetinin vatandaşlarının tecavüz hakkına desteği kesinlikle hissedilebilir düzeydedir.
    - peki, tecavüzün cezası yirmi yıla çıkarılsa, bu alışkanlığınızdan vazgeçebileceğinizi mi söylüyorsunuz efendim?
    - elbette öyle. ben deli miyim? on dakikalık bir keyif uğruna hayatımın yarısını içeride geçirmek akıl karı mı? saniyesinde başka bir sporla ilgilenmeye başlarım.
    - futbol gibi mi?
    - hayır, hayır, futbol tehlikeli bir uğraş, yeri geliyor insanın bacağı kırılıyor. çok da önemli değil canım, yerel mahkemelerimiz bize destek çıktığı müddetçe bunları düşünmeye gerek olacağını zannetmiyorum. tecavüz milli sporumuz olarak kalmaya devam edecek diye düşünüyorum.
    pinot
  2. (bkz: dünyanın bir başka alemin cehennemi olma ihtimali)

    üzerinde ciddi ciddi düşünülmesi gereken bir durum çünkü görünen o ki tek bir eylem ile;

    beden dokunulmazlığı

    mahremiyet

    bedenin bencilce istismarını hak görme

    psikolojik şiddet

    fiziksel şiddet

    ataerkil zihniyetin her şeyi kendine hak görmesi

    gibi birden fazla cürüm ya da patolojik durum içermekte. ceza kısmına ben karışmam. benim elimde olsa eğer suçları sabitse dexter morgan tarzı bir cezayı uygun görürdüm tecavüzcülere fakat beni ilgilendiren şey olan olduktan sonra alınacak önlem de değil. bu tek tek ağaçlara bakmaya benziyor. halbuki türkiye'deki bu tarz vakaların çokluğuna ve günlük politika ile paralel biçimde artışına bakılırsa aslında orman yanıyor haberimiz yok.

    görünen o ki; çok açık bir biçimde, eğitim ve aile hayatından başlayarak cinsler arası eşitlik, ataerkil yapıların çözünmesi, cinsellik gibi konulara bilimsel ve hümanist biçimde eğilmek gerekiyor.

    yoksa bugün bu kişileri parça pinçik etsek de bu vakaların önünü almamız zor görünüyor. kaynağını korkudan alan hiçbir yasak söz konusu bir anlığına da olsa gittiğinde ayakta kalamıyor çünkü. mesela söz konusu kısıtları korkudan başka ve asla yitmeyecek noktalara dayandırmakta sanırım.
  3. tecavüzcüleri hadım ederek, işkence yaparak, yakarak, keserek, idam ederek tecavüzü bitiremeyiz. bunu biliyorum bunun için toplumun zihniyetine, ahlak anlayışına, insani değerlerine inmek gerekir.

    ama özellikle çocuklara yapılan tecavüz, vahşice hislerle öldürme olaylarında ve kamu da büyük yankı uyandıran, toplumu aşırı rahatsız durumlarda uygulanmalı. tabi eğer bu işin yapıldığına dair en ufak şüphe yok ise yani hukuken kanıtlanmışsa.

    bunun dışında idam cezasının uygulanmadığı durumlarda yine olabilecek en ağır cezalar verilmelidir.

    liberal bir hukuk sistemiyle.
  4. tecavüz kelimesi bile iğrenç nereye koysan sırıtıyor. birinin hakkına müdahale içeriyor.