• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (6.45)
the intern - nancy meyers
başarılı bir şirketin sahibi olan jules ostin, çalışanlarındn birinin tavsiyesiyle yeni bir stajyer programı başlatır. biraz yaşını almış insanlara yönelik olan bu deneysel programa ilk başlayan kişi ise 70 yaşındaki ben whittaker olur. şirketin genç kadrosunun yaş ortalamasını bir hayli yükselten whittaker ile yanında çalıştığı ostin arasında zamanla iş ilişkisi sağlam bir dostluğa dönüşecektir. yönetmen koltuğunda nancy meyers'ın oturduğu, komedi filminin başrollerini ise anne hathaway ile robert de niro paylaşıyor. (beyazperde.com sitesinden alıntıdır)


  1. güzel bir romantik komedi filmi, ben keyif aldım. garip ama duygulandım bile. reglim yakın heralde.

    beklentisiz izleyince keyif alabilirsiniz.
  2. izlerken hep yüzümde bir tebessüm vardı zaman akıp gitti ve bittiğinde yine tebessüm ederek bitirdim. film bana samimi ve sıcak geldi kesinlikle komedi filmi değil aile desem daha doğru olur. izlemeye değer.
  3. iyi niyetli bir arkadaşımın, adını hatırlayamayınca konusunu "bir adam var, o yaşına rağmen hâlâ bazı şeyleri yapabileceğini ispat etmeye çalışıyor." diye tariflemesiyle bizi bayağı güldürmesine vesile olan film :)
  4. 2015 eylül tarihinde gösterime giren amerikan filmi. anne hathaway başrole seçilmeden önce reese witherspoon, sandra bullock, angelina jolie gibi isimlerin adının geçtiği dedikoduları dolaşıyordu. kolay değil tabii, robert de niro ile oynayacaksınız. yalnız beklentilerin biraz altında kalabilecek bir film olduğunu da eklemek gerek. başrollerde sorun yok; fakat öyle çığır açacak bir oyunculuk da göremeyebilirsiniz. şimdi biraz ayrıntıya girecem; izlemeyenler için detay bilgi olabilir, demedi demeyin:

    !---- spoiler ----!

    efendim, robert de niro'dan artık (bkz: raging bull - martin scorsese) ya da (bkz: the godfather part 2 - francis ford coppola) filmlerindeki gibi bir performans beklemeli miyiz, bilemiyorum. fakat şu bir gerçek ki; robert de niro sadece kadrajda dursa bile filmi izlenir kılabiliyor. bu filmde de aslında bundan bir tık daha fazla oynamış. bazı sahnelerde eskiye atıflar hissettim: aynanın karşısında çalıştığı sahne sanki biraz (bkz: taxi driver - martin scorsese) andırır gibi: "you talking to me?" bunun yanında genç bir girişimcinin "mentor"luğunu yapma fikri de biraz (bkz: the karate kid - harald zwart) andırmıyor değil. ya da ben çok romantik biriyim, bilemedim.

    ben filmi sinemada izledim; fakat evde kucağında meyve, mısır, bira, kahve vs. eşliklerle daha zevkli olabilecek kanımca. amerika'nın fırsatlar ülkesi olması, her tüyden, kıldan bir pırlanta yaratılabileceği fikri, bir yere bakarken diğer tarafın bir şekilde nasıl dibe vurabileceği, her sevdiğiniz insanla sevişmenize gerek olmadan da takılabileceğinizi vs. vurgular filmde çok belirgin. teknolojinin kaçınılmaz bir sarmaşık olduğu ve günümüzde her tarafımızı iyi ya da kötü sardığı fikri de anlatılmasa bile çok belli oluyor. de niro'nun ofisteki ilk gününde kendisine sorulmadan dayatılan laptop ve ipad konsepti bunu biraz hissettiriyor. de niro'nun çizdiği "old school" tavrı aslında eskiye özlemden ziyade değerlerin korunması üzerine bir yaklaşım. benzer bir şekilde kocanın aldatması ve sonra pişman olması da bu değerler konusunu perçinliyor. başrolün yaşlı olması ve geç yaşına rağmen iş yapması da bu değerlerin neren ve nasıl çıkacağını bilemeyeceğimiz anlamına geliyor desem sanırım yanlış söylemiş olmam.

    öyle "aman ille gidin izleyin" diyemem; fakat benim gibi de niro takipçisi iseniz, sanırım zaten izlemişsinizdir filmi. de niro dışında herhangi birinin bu filmi izlenir kılabileceğini sanmıyorum. her ne kadar çerezlik gibi de dursa oyuncuların herhangi bir filmi nasıl izlenir hale getirdiklerinin de güzel bir örneği.

    şu an için imdb puanı biraz "overrated" durumda bence. ama yine de 7,0 civarında bir ortalama sırf başrollere verilebilir.

    !---- spoiler ----!
  5. efsane olacakken klişe olmuş bir filmdi. konusu oldukça güzel ama hem oyunculuklarda hem senaryoda özenilmiş bulmadım. neyi anlattıklarını kendileri de tam bilmiyordu sanırım. yine de haftasonu akşam evde oturup seyretmekte bir zarar görmüyorum.
    abi
  6. başrollerinde robert de niro ve anna hathaway'in olduğu 2015 yapımı film.
    öncelikle bu film öyle "bir film izledim hayatım değişti" tarzında olmasada bazı şeyleri insana sorgulatan ve bittiğinde insanın yüzünde sıcak bir gülümseme bırakan bir yapım.
    21. yüzyıl kadını ve toplumun bakışı yaşlılığın ve ölümün getirdiği boşlukla birlikte yalnızlığa dair sorgulamalar filmde insanı düşünmeye itiyor bununla birlikte yüzünüzden gülümseme eksik olmuyor.
    sonuç olarak izlediğinizde eğlenceli bir 2 saat geçireceğiniz film.
    kendi şahsi puanım: 7/10
  7. hoş güzel bir film
    !---- spoiler ----!

    bir maili silmek için jules ostin'in annesinin evine hırsızlığa giderken ocean's 11 benzetmeleri baya iyi olmuş

    !---- spoiler ----!