alışıldık köpekbalığı gerilimi filmlerinin dışında, kendine özgün bir “survival” mücadelesi içeren bir film olmuş bu, güzel de olmuş. başrol oyuncusu blake lively de orta-iyi derece başarı olmuş. yani hem konu hem oyunculuk güzel sayılır.

film, tek bir oyuncu üzerinden konu ilerliyor. bu tarzı 2000 yılında çekilen cast away filminde de görmüştük. her iki filmde de bu tarzın çok güzel işlendiğini düşünüyorum.

!---- spoiler ----!

filmin ilk başında nancy, sürekli annesinin o sahildeki anılarını anlatıyor. buna ilk başta anlam veremiyorsunuz ancak sonradan verilmek istenen alt mesajı çözüyorsunuz. plaja ilk ayak bastığı anda nancy, kayalıkları hamile bir kadına benzetiyor. (epey sonra kayalıklarda mahsur kaldığında cenin pozisyonunda yatıyor)

filmin olumsuz yanları: nancy’yi canlandıran blake lively’nin vücudu, gereğinden fazla teşhir ediliyor. ilk 20 dakika boyunca sanki erotik bir film izliyormuşsunuz gibi hissedebilirsiniz. (erotizme elbette karşı değilim ancak bir gerilim filmi için gereğinden fazla erotik sahneler konulmuş.)

nancy, karşılaştığı insanlara her seferinde plajın ismini soruyor. ancak öğrenemiyor. kimse cevap vermiyor. plajın ismi niye bu kadar sırlı? bu konu filme ne kattı?

nancy ve ihtiyar adam saldırıya uğradıktan sonraki gün sahile gelen 2 genç erkek, önceki gün saldırıya uğrayan yaşlı adamı niye görmüyor? (yaşlı adamın cesedi kumsalda öylecd duruyordu) o ceset nereye kayboldu?
!---- spoiler ----!