• izledim
    • izliyorum
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (9.50)
the wire
the wire, amerikan hbo kanalında yayınlanmış bir polisiye, suç ve dram dizisidir. dizi, 2002 yılında başlamış ve 2008 yılında toplam 60 bölüm, 5 sezonla sona ermiştir.
dizi amerika'nın maryland eyaletinde, baltimore şehrinde geçer. the wire dizisi ile baltimore'un arka sokaklarında geçen amansız uyuşturucu ve polis savaşına şahit oluyoruz.
dizide her sezon baltimore'un ayrı bir yüzünü görüyoruz. polis, siyaset, mafya üçgeninde geçen the wire, senaryo ekibindeki emekli polislerden ötürü uyuşturucu ticareti ile ilgili gerçek ve epey enteresan bilgiler içeriyor.
the wire dizisi, gerçekçiliği ve derin anlatımı nedeniyle time, the guardian, entertainment weekly gibi dergiler tarafından değişik zamanlarda "en iyi dizi" olarak seçilmiştir.


  1. hakkında yazılan ve kendim yazmışım hissi veren şahane bir güzelleme'ye ev sahipliği yapan dizinin adı.

    lan.

    izleyeni bilir, çok iyiydi bu dizi, çok. kadronun birkaç ismi dizilerin efendisi, gelmiş geçmiş en iyi dizi olan "oz"dan yetişerek girdi bu diziye. tatlı işlerdi bunlar. artık böyle diziler yok.

    ha bir de.. ben bir erkeğim. yani beni pek alakadar etmiyor ama kardeşim o stringer bell nedir, idris elba nasıl bir adamdır anasını satayım. herif yürüyen seksapel lan helal olsun. hayranıyım idris abimin.

    bu arada şu güzel melodiyi hepiniz anımsayın. sokaklarda bazen böyle gezerim. duyarsanız, şaşırmayın, selam verin bana. omar is comin'.
  2. izleme fırsatı bulduklarım için konuşuyorum, televizyon için üretilmiş kurgusal yapımların zirvesi bence budur. bunun yanında, the wire'ı seven ama sevmekten öte niçin sevdiğini bilen insanın diğer filmler/diziler hakkındaki görüşleri de benim adıma her zaman dikkate değerdir.

    düşüncelerimi ekşi sözlük'te vaktiyle yazılmış şu yazıdan daha iyi ifade edemeyeceğim için hakkında bir şeyler yazmadım hiç ama bu, o karakterlerin, o şehrin bende bir şeyler bırakmadığı, onlar hakkında edecek bir çift lafım olmadığı anlamına gelmiyor. the wire bir diziden çok bir hayat tecrübesi gibiydi; didaktik olmak gibi bir derdi olmayan ama gerçekliğin akışı içinde ister istemez öğretici, yol gösterici olmayı başarabilen bir hayat tecrübesi. böyle olduğu için sanıyorum herkesin the wire'dan alacağı şeyler kişisel oluyor ve bu yüzden bundan fazlasını kendim için saklamak istiyorum.

    hemen her karakteri iz bıraktı ama o bubbles yok mu... günün birinde yolum baltimore'a düşerse onu o köşelerden birinde, elinde market arabasıyla demir toplarken ya da millete beyaz tişört, renkli kasket satarken göreceğime eminim. o kadar gerçektin bubbles.