timişoara



  1. türkçesi (ve macarcası) ile "temeşvar".

    avrupa'da sokakları elektrikle aydınlatılan ilk şehir... avusturya-macaristan imparatorluğu zamanında tabi...

    günümüzde de romanya'da görülmeye değer bir kaç şehirden biri... timiş nehri ile yarım ay şeklinde çevrelenmiş merkezinde 20 kadar farklı önemli yapıyı yürüyerek 3-4 saat içinde görebilirsiniz... özellikle unurii meydanı (piata unirii), dört tarafı oldukça estetik, ferah bir mekan, hava güzel olduğunda keyifli vakit geçirilebilir...

    edit: itiraz geldi, evet. öncelikle turistik bilgi kırıntılarına çok itibar etmemek lazım, abartılıyor malum, bi de romenler uçaktan penisilin'e bir çok şeyi kendilerinin icat ettiğini iddia eden, bizim gibi biraz sallamayi seven bir millet, ama bu konuda wikipedia şunu demiş: "it was the first mainland european city and second in the world after new york to be lit by electric street lamps in 1884". (vikipedyanın güvenilirliği de tartışılır elbet)
  2. avrupa'da sokakları elektrikle aydınlatılan ilk şehir değildir. 1857 yılında fransa'nın lyon şehrinde bulunan imperiale caddesi sokakları elektrikle aydınlatılan ilk şehir ve caddedir.
    sekiz
  3. romanya'nin sırbistan'a komsu olan bir kenti. cok guzel bir meydani ve botanik parki vardir. eksi bilmem kac derecede bile gezilesidir. dayilar satranc oynar, gelin-damat dugun oncesi fotograf cekilmeye gelirler.

    1989'da nikolay çavuşesku'nun devrilmesi ile sonuclanan ayaklanma bu sehirde baslamistir. 89 ayaklamasina dair bir muze bulunur bu sehirde. muzedeki bir dayi sehrin sinirda olmasindan dolayi macar ve sırp radyo frekanslarinin cektigini ve bunun da ayaklanmanin bu sehirde baslamasinda bir etken oldugunu soylemisti.

    sirbistan'a giden trenler bu sehirden kalkar. bu iki ulke arasinda kacakcilik cok yaygin oldugu icin, sehir bu konuda epey aktiftir. sirbistan'dan geri donerken trendeki seyahatimin bir kismini bir donem aksaray'da, laleli'de de calismis bir cete reisi ile gecirmistim. sirp-rumen sinirinda polis basti zaten treni. neyse ki gerekli yerlere rusvetler verilmisti de, polisler treni neredeyse söküp takmalarina ragmen bir sey bulamamislardi. fakat inerken anladim ki tam da mallarin ustunde oturuyormusum...