1. tolstoy; zengin ve soylu birisiymiş. ama sonraları servetini insanlara dağıtmış. dostoyevski'nin durumu biraz farklı; daha sıkıntılı bir yaşam -ki zaten kitaplarında da görülüyor- mesela aile yaşantısı konusunda şanssız birisiymiş. farklı dünyaların insanlarıymış bir nevi. tüm bunların dışında şu yadsınamaz bir gerçektir; aynı devrin iki dehâsı olmaları...

    vladimir nolletov'un bir yazısını paylaşmak isterim:
    "dostoyevski ve tolstoy. bu iki vatandaş ve çağdaş tanışmak istediklerine rağmen hiç tanışmadılar. önce bir fırsat olmadı. 1855 yılında genç yazar tolstoy, dostoyevski'nin yaşadığı sankt-peterburg şehrine gelip turgenev ve nekrasov ile tanıştı; ama dostoyevski o zaman orada değildi, sürgüne gönderildi. dostoyevski sankt-peterburg'a dönünce ise tolstoy sürekli ya yasnaya polyana'da ya da moskova'daydı.
    1877 yılında eleştirici ve felsefeci nikolay strahov, 'anna karenina' romanının başarılı olduğunu bildirerek tolstoy’a: 'dostoyevski sizi sanat tanrısı diye adlandırıyor' diye yazıyor. dostoyevski, 'yazarın günlüğü'nde 'anna karenina' romanı hakkında bir makaleyi yerleştiriyor. o makaleden bazı alıntılar: 'dahi bir sahne', 'dahi', 'anna karenina'nın yazarı gibi insanlar aslında toplumun hocalarıdır, biz ise sadece onların öğrencileriyiz.' aynı zamanda romandaki bazı şeyleri kabul etmiyor.
    gerçekten dostoyevski ve özellikle tolstoy birbirinin eserlerini ve dünya görüşlerini eleştirirlerdi. büyük ihtimalle dostoyevski, tolstoy'un düşüncelerinden onun yazma tarzına değer verirdi, tolstoy ise en çok dostoyevski'nin yazma tarzını eleştirirdi.

    1878 yılında hem tolstoy hem de dostoyevski bir felsefeci solovyov'un konferansında bulundular. tolstoy oraya strahov ile birlikte geldi; ama dostoyevki'nin dostu olan strahov onları tanıştırmadı.

    1880 yılında tolstoy, strahov'a: 'ben 'ölü ev'i okudum. çok unuttum, yeniden okudum ve puşkin dahil yeni eserleri bilmiyorum. dün bütün gün 'ölü ev'i okumanın tadını çıkarıyordum. büyük bir zevk aldım. dostoyevski ile görüşürseniz onu sevdiğimi söyleyin.' diye yazıyor. strahov o mektubu dostoyevski'ye gösterince dostoyevski çok sevinip strahov’un mektubu ona vermesini rica etti.

    dostoyevski öldükten sonra tolstoy, strahov'a: 'dostoyevski'ye dair hissettiklerimin hepsini açıklayabilmek çok isterdim. onu hiçbir zaman görmedim, onunla tanışmadım; ama o ölünce birdenbire onun en yakın, en değerli ve bana en gerekli insan olduğunu anladım. ben edebiyatçıydım. edebiyatçıların hepsi şöhret düşkünü ve kıskanç oluyor. en azından ben öyleydim. onunla yarışmak hiçbir zaman aklımdan bile geçirmedim. hiçbir zaman. onu dostum olarak düşünürdüm, onunla mutlaka görüşeceğimizi sandım; ama olmadı. öğlen onun öldüğünü okudum. ben geç kaldım. sanki bir desteği kaybettim. şaşırdım. sonra onun benim için ne kadar değerli olduğunu anladım, ağladım ve şimdi de ağlıyorum.' diye yazdı.
    anna grigoryevna dostoyevskaya, dostoyevski'nin karısı, 'hatıralar' eserinde tolstoy ile konuşmasını alıntılıyor: 'kocanızla hiçbir zaman görüşmediğim için pişmanım. ' kendisi de ne kadar pişman oldu! oysa bir fırsat vardı, vladimir solovyov’un konferansında bulunduğunuzda. fyodor mihayloviç, strahov'u sizin de orada bulunduğunuzu haber vermediği için sitem etmişti.' kocam: 'onunla konuşmasak da en azından onu görürdüm.' demişti. 'öyle mi? kocanız da orada mıydı? nikolay nikolayeviç niçin bana haber vermemişti? çok üzgünüm. dostoyevski benim için değerli bir insandı. belki de çok şey sorabileceğim ve bana çok şey açıklayabilecek tek kişiydi.'

    tolstoy, yasnaya polyana'dan gitmeden önce ve ölmeden önce son okuduğu kitap: 'karamazov kardeşler'di."