1. 1.dünya savaşı sonrasında ingiliz lordlar kamarası tarafından geliştirilen bir sistem 2.dünya savaşı sonrası geliştirilerek 3 dünya ülkeleri üzerinde kullanılmaya başlandı.bir çeşit toplumsal silah olan bu sistem günümüzde dahi çok iyi bir şekilde çalışmaktadır.

    sistem az gelişmiş ülkelerde yaşayan insanların, güdüsel olarak gruplanmayı ve belli bir zümreye ait olma duygusunu sömürmek üzere tasarlanmıştı. 1950'ler den sonra türkiyede görmeye başladığımız sistem insanları tasnif ederek farklılaştırmaya başladı.

    şimdilerde sırf farklı bir takımı tuttuğu için öldürülen taraftarlar dan tutunda,kırmızı mont giydiği için ya da farklı bir sanat akımını sevdiğinden ayrıma tutulanlara geniş bir yelpazede örneklerini görmek mümkün.(din işine hiç girmeyeceğim olayı hepimiz kavradık)

    peki bu ingilizlerin yaptığı sistemin onlara ne faydası oldu?
    ingilizler kuruluşundan beri sömürgeci bir medeniyet oldu,parçalanmış toplumlar daha kolay yönetilebilir/sömürülebilir.

    kürekle yol alan bir gemi düşünün bu gemi türkiye olsun,şimdi kürek çeken insanları da gruplara ayırdıkları vatandaşlar,ne görüyorsunuz? herkes farklı bir yöne kürek çekiyor ve gemi hiç bir yere hareket etmiyor.

    şimdi aynı gemide bulunan bütün vatandaşların aynı yöne kürek çektiklerini düşünün,işte o an geminin gidemeyeceği hiç bir yer yok..! ((bkz: kurtuluş savaşı)

    amerika'nın ikinci dünya savaşından sonra bu kadar ilerlemesi de işte tam bu yüzden oldu.başkan çıktı "bir hayalim var,aya gidiyoruz." dedi.tüm toplum birlik olup aya gitmek için çalıştı.aya gitmek derken bakkala yumurta alamaya gitmiyorsun.bilgisayar teknolojisi lazım,yakıt,roket,lastik vb. binlerce sektörün uyumlu bir şekilde çalışması lazım ki aya gidebilesin.

    sonuçta abd'nin en iyi olduğu sektörlere bakarsanız hepsinin bir roketin aya gönderilmesi ile alakalı olduğunu göreceksiniz.

    türkiye de ise 2.dünya savaşı sonrası dönemin yetersiz yöneticileri sayesine bu sistemin kucağına sabunsuz bir şekilde oturduğunu söylememiz yanlış olmaz.

    peki şimdi ne yapmalıyız?

    aslında kısa vadede yapacağımız hiç bir şey yok malesef, hiç bir çoban zükmeyeceği eşşeğin önüne ot koymaz.otumuzu yiyip zükülmeye devam edeceğiz.

    uzun vade de ise 2-3 nesil sonrasını çok iyi yetiştirmek gerekiyor.örf ve adetlerine bağlı aynı geminin içinde olduğunu bilen bir toplum oluşturmak çok önemli.ne zaman teknolojimizi kendimiz elde edip,dışarıya satarız (bkz: kapital) , işte o zaman eşşeklikten çobanlığa terfi edip,etiketlenen değil etiketleyen oluruz.

    kaynak isteyen arkadaşlar (bkz: toplum mühendisliği) alanında araştırma yapabilirler.
  2. bugün bir kez daha tanık oldum. şöyle ki bu sabah, çok samimi olmadığım ama iyi niyetine inandığım ve sevdiğim bir arkadaşım kötü göründüğümü, bir sorun olup olmadığını sordu. ben de ülkenin genel durumuyla ilgili olduğunu ama işid'in yakarak katlettiği iki asker için çok üzüldüğümü, bütün gece uyuyamadığımı, aklımdan çıkaramadığımı söyledim. o da böylelikle olaydan haberdar olmuş oldu. internet paketi bitmiş o yüzden haberi yokmuş. genel hatlarıyla aktardım ben de olayı. militanlardan birinin türkçe konuştuğunu da söyledim. o da çok üzüldü ve arkasından ağlamaklı bir ifadeyle beni dumura uğratan, insana dair umutlarımı bir kez daha yerle bir eden o cümleyi kurdu: "o türkçe konuşan işid militanı kesin kürt'tür." ilk şoku atlattıktan sonra ölen askerlerden birinin muhtemelen kürt olduğunu, militanın kürt olduğunu düşünmediğimi ama bunun da bir öneminin olmadığını, insanın olduğu her yerde pisliklerin de olabileceğini bunun türkü, kürdü, ermenisi, ingilizi, almanı olmadığını söyledim, tekrar ve tekrar bu cümleyi kurmak zorunda olmanın verdiği yılgınlıkla.

    sonra "evet haklısın" dedi. gerçekten söylediğimin mantıklı olduğunu mu düşündü yoksa benimle tartışmak istemediği için mi böyle söyledi bilmiyorum ama benim içimde bir şeyleri kırdığı kesindi. aslında akıllı, mantıklı bir insan olduğunu düşündüğüm bu insandan bu sözleri duymak gerçekten şaşırttı beni. sen ne ara her kötü eylemi kürtlere yükleyecek kadar sığ ve vicdansız oldun? biz ne ara böyle ayrıştık? birileri zaten birilerini ötekileştirip dururken ben iyiden taraf olduğunu düşündüğüm senin bu fikrini nereye koyayım şimdi? hangi akla, hangi vicdana sığdırayım? hani biz onlar gibi değildik?

    yok abi yok, çok vahim bir noktadayız. kürtler türkleri, türkler kürtleri, sağcılar solcuları, dindarlar ateistleri, ateistler dindarları, ben seni, sen onu suçlayıp dururken atı alan üsküdar'ı geçti. bölünmeyi sınırlar üzerinden oluyor sanan ey gafiller, biz çoktan bölündük.

    nasıl bir milliyetçilikle, nasıl bir mezhepçilikle, nasıl bir kinle nefretle örülmüş ki bu zihinleriniz hala acı yarıştırma, gerçeği örtbas etme, yalan, dolan ve riya peşindesiniz?

    bu dünyada tehlikeli tek bir ırk var, o da insan ırkıdır. başka hiç bir canlının tahayyül edemeyeceği kadar büyük bir vahşetle, soğukkanlılıkla öldüren, öldürten, yakan, yıkan, yaşadığı evrene, habitatına, içindeki diğer canlılara zerre saygısı ve sevgisi olmayan sadece ve sadece yok etmeye programlanmış tek canlı "insan"dır.

    ne cehaletimiz bitiyor, ne nefretimiz. başaramıyoruz.

    neyse sevgili insan, kısacası bizler ayrıştık, ayrıştırıldık. hem de öyle bir noktadayız ki eğer o görüntüler gerçekse (keşke olmasa) eminim o iki asker için üzülürken bile memleketlerine göre üzülenler vardır. üzgünüm bunu söylediğim için ama bu böyle. çünkü bundan bir kaç ay önce bir çocuğun cenazesi kokmasın diye buzdolabında bekletilirken, halktan ölen insanların cenazeleri çatışmalar yüzünden günlerce sokaklarda yatarken, bir şehir yerle bir edilirken gıkı çıkmayanlar şimdi bana insanlıktan bahsetmesin. ya da ülkücü bir üniversite öğrencisi öldüğünde "iyi oldu" diyenler şimdi bana insanlıktan bahsetmesin. berkin'e, ali ismail'e terörist deyip işid'in vahşetlerine ah vah edenler bana insanlıktan bahsetmesin. gazeteciler, yazarlar, aydınlar tutuklanırken, susturulurken adamına göre muamele edip, kendi siyasal görüşüne göre ses çıkaranlar ya da hiç çıkarmayanlar şimdi insanlıktan bahsetmesin. cumartesi annelerini "anne" yerine koymaz onların acılarını paylaşmazken şimdi şehit anneleri için üzülüp ağlayanlar bana insanlıktan bahsetmesin. ucu bana dokunmaz diyerek zulme kör, sağır, dilsiz olanlar şimdi en yakınına ateşler düşmeye başlayınca bana insanlıktan, acıdan bahsetmesin. coğrafyaya, dine, milliyete, renge, dile göre insan hayatına değer biçenler bana şimdi insanlıktan bahsetmesin. ama onlar teröristti, haindi, öyleydi böyleydi demesin kimse sakın. mustafa kemal de, che guevara da, geziciler de, denizler de erdallar da birileri için teröristti bir zamanlar. teröristler hiç bitmez birileri için, onlar istediği zaman vatansever, onlar istediği zaman hainiz.

    uyan artık ey insanoğlu, uyan karanlık uykundan ve utan ve ağla ve başkaldır ve diren, öleceksen de onurunla öl, gözlerin açık vicdanın yaralı gitme...