1. Trabzon ve Trabzonspor taraftarı hakkında 13 Mart 2014 tarihli müthiş bir yazıdır.

    ***
    İbretlik cezanın tam vaktidir (!)
    Trabzon şehrinin yaratmış olduğu futbol terörüne artık bir son verilmelidir. Zira bu küçük ve şımarık şehrin yaptıklarına bundan önce gösterilen sınırsız hoşgörünün artık yerini cezaya bırakması gerekmektedir. Türk sporunun ve felsefesinin ve de endüstrisinin medarı iftiharı olan İstanbul kulüplerinin taraftar birlikleri tarafından Trabzonspor şekilli ve tamamı İstanbul Türkçesiyle yazılmış olan bir bildiriyle kınanmalıdır. Bu ağır ve şiddetli ceza dışında Trabzonspor Kulübü’ne başka cezalar da vermek şart ve elzemdir.

    Lanetlenmelidir mesela Trabzonspor Kulübü. Trabzonlular ve Trabzonsporlular terörist olarak fişlenmelidirler. Trabzon şehri, misket oyunu dahil her türlü ulusal ve uluslar arası müsabakalardan men edilmelidir. Hem de süresiz. Papaz büyüsüyle kısmeti kapatılmalıdır Trabzon şehrinin. Trabzonspor yöneticileri 6222 sayılı yasadan dolayı ömür boyu hapis cezası almalıdırlar. Mevcut düzenlemede böyle bir yaptırım yoksa da vatan ve millet aşkıyla gecesini gündüzünü bir eden meclisten bu yeni düzenlemenin geçirilmesi için vekillerimizin hızlı bir mesai yapmaları şarttır. Trabzonlu ve Trabzonsporlu olduğu bilinen kişilerden "medya vergisi" adı altında ekstra vergi toplanmalı, ortaya çıkan bu kaynak özellikle Hürriyet ve Fanatik gazetelerine ve NTV Grubuna aktarılmalıdır.Tarihte eşi benzeri görülmemiş bir barbarlığın müsebbibi olarak Trabzon şehri ve Trabzonspor Türkiye’nin alışık olmadığı bu saha olayları için en sert şekilde cezasını almalıdır.Yazı resminde de anlaşıldığı üzere Trabzonsporluların bu holiganist, faşist, çağdışı görüntüsü ülkenin medeniyet dolu insanlarında büyük bir korku yaratmıştır. Böyle devam ederse de yaratmaya devam edecektir.

    Zira Türkiye’de şu ana kadar hiçbir yerde – Trabzon hariç- saha dışı olayı olmamışken her seferinde Trabzon şehrinin bu güzelliğe gölge düşürmesi katlanılamaz boyutlara gelmiştir. Trabzon harici hiçbir yerde hiçbir sporseverin burnu bile kanamamışken, gözlerde korku yaratan Trabzon şehrinin vahşi davranışları tüm dünyayı hayret içerisinde bırakmıştır.

    Karşılıklı hoşgörü ve anlayış içerisinde tüm dünyanın hayranlıkla izlediği İstanbul derbileri sayesinde Türk futbolu bu noktalara gelmişken, Trabzon gibi küçük ve hamsi kokan bir şehrin bu güzelliğin önüne set çekmesi kabul edilemez bir durumdur.

    Barbar Trabzonsporlular, stadyumları telle örülmediği ve o tellere elektrik bağlanmadığı için devletlu yöneticilerimize teşekkür edecekken, yaptıkları bu son davranışlarla artık iyice azıtmış olduklarını göstermişlerdir.

    Genetik olarak ırkçı, faşist ve şiddet yanlısı olarak doğan ve bu doğumun talihsizliği nedeniyle yaşayan Trabzonlulardan şayet futbol oynayanları varsa lisansları iptal edilmelidir. Basketbol oynayanları varsa onların lisansları da iptal edilmelidir. Ve bilumum tüm spor dallarından…

    Küçük bir şehrin, büyük bir futbol ve spor ülkesine verdiği bunca zararın artık cezasız kalmaması gerekmektedir. Ne hakları vardır buna? Adaletin şefkati üzerinde yükselen bir futbolu bu kadar baltalamaya kimsenin hakkı yoktur. Ve Trabzonsporluların yaptıkları artık bardağı taşırmıştır…

    Tüm ülkenin büyük bir hayranlıkla takip ettiği, hem spora hem de ülkeye hizmetlerinden dolayı gururlandığı ama büyük bir aksilik sonucu maça teşrif edemeyen Sayın Aziz Yıldırım’ın aziz yönetim kurulu ordayken bu yapılanlar ayıp değil midir? Futbolun içinden gelen, Türk futbolunun çıtasını her gün yükselten, tüm dünyanın gıpta ile izlediği Federasyon Başkanımız Yıldırım Demirören orada iken bu yapılanlar terbiyesizliğin dik alası değil midir? Türk futbolunun gelişmesi için gönül ve hormon kaynaklı tedaviler geliştirerek, paylaşımı arttıran projelerin mimari olan Bülent Uygun beyefendinin Elazığspor’da görevine başladığı ilk haftada bunların yaşanması büyük bir izansızlık örneği değil midir?

    Sunduğu parlaklıkla diğer küçük futbol ülkelerinin cazibe merkezi haline gelen tüm dünyanın kesintisiz bir hayranlıkla takip ettiği Türk futboluna, Trabzonsporlular ne hadle çomak sokmaya çalışıyorlar.

    Bu cezalar verildikten sonra artık en iyi olmak için yapılacak birkaç küçük adım kalmıştır. Yaradanına kurban olduğum Aziz Yıldırım Gençlik ve Spor Bakanı, Şekip Mosturoğlu Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı olarak atanmalıdır. Fenerbahçe Cumhuriyeti'nin yeni koruyucusu olarak Mehmet Ali Aydınlar ismi duyurulmalıdır. Büyük birikimini dünya ile paylaşmak için Yıldırım Demirören İngiltere’ye mali danışman olarak gönderilmelidir.

    Ancak bu cesur eylemler bunlarla da bitmemelidir. Bülent Uygun Milli Takımlar teknik direktörü olmalı. Korcan Çelikay Ömür Boyu Başarı Ödülü'yle taltif edilmelidir. İbrahim Akın ise Diyanet İşleri Başkanı olarak atanmalıdır.

    Trabzonspor’un bu ülke futboluna verdiği zararları durdurmak için herkesin taşın altına elini sokmasının vakti gelmiştir (!) Gerekirse 5 yıl "Premier Lig" yayınları ülkede yasaklanır, izlemeyiz gider. Ne kaybederiz ki, değil mi?

    “Kimi vahşi, kimi yahşi, kimi satılık kalem

    Ünvanınız hırsızdır, arsızdır ama diyelim bari badem

    Ver sokayım cezanıza, büyükler böyle uygun gördü madem”

    Tüm bu ironiden bağımsız olarak Trabzonspor taraftarının 10 Mart 2014 tarihinde Hüseyin Avni Aker Stadyumu’nda ortaya çıkardığı görüntüler nedeniyle Trabzonspor Kulübü, kurallarda ne yazıyorsa, cezasını almalıdır. Çünkü sahaya ne olursa olsun zararlı ( meşale, su, çakı) madde atmak, disiplin cezası gerektirir. Açık ve net!



    Not : Bu yazı 4 Nisan 2012 tarihinde kaleme alınan yazının güncellemesidir
    joganita.net