1. genellikle tüketici konuya hakim değilse yok sayılan haklar. yine de kurumsallığını tamamlamış çok zincirli satıcılar ^:özellikle avrupa menşeililer ^konuya özen gösteriyor.

    haftasonu yaşadığım bir örneği şudur. reyon etiketi ve sistemde bulunan fiyattan düşük olanı geçerlidir. eğer reyondan 120 tl olarak aldığınız bir ürün kasada150 tl çıkarsa 30 tl hatalı etiket indirimi yapmak durumundalar. bunu iskonto olarak gelir tablosuna yansıtıyorlar.
    one
  2. youserler, mağazalar alış veriş sonrası fatura vermiyor, sisteme bilgileriniz kaydediliyor deniliyor. ayıplı ürün, değişim gibi konularda faturasız gittiğimizde herhangi bir işlem yapılabilir mi? aldığım mağazada işlem yapılmaz ise tüketici mahkemesine faturasız başvurma imkanı var mıdır? (e-fatura için mail adresi de alınmadı.) bilenler bilgilendirirse sevinirim. şimdiden teşekkür ederim.
    edit: yeni fark ettim fişte aldığım mağazadan değil başka mağaza adına kesilmiş...
  3. amazon'a göre farklıdır, gittigidiyor'a göre farklı ama en çok hepsiburada.com'da farklıdır. kimsenin üzerinde anlaşamadığı haklar bütünüdür bunlar. oysa anlaşsalar ne güzel şeyler olurdu.
  4. mağazalardan bir ürün aldığınızda fatura vermek zorundalar. sisteme kaydedilmesi bunu değiştiren bir durum değil. vermedikleri zaman kasanın önünden ayrılmayarak ilgili kurumları (tercihen zabıta) arayarak şikayet edebilirsiniz. fatura olmadığı sürece bu tür konularda bulunacağın tüm şikayetler aleyhine sonuçlanacaktır. bunun sonucunda para dahi ödemen gerekir.
  5. sabırlı insanımdır
    ama ne zaman bir alışverişim sonucu delirtilsem ya sorunu çözün ya ben sorunu tüketici hakları kapsamında çözeyim, repliği karşılığında her şeyi yoluna koyan sihirli haklardır
    öyle ki ikea'nın bile bir yerinin yemediğini görmüşlüğümüz var bu durum karşısında
    ama aklınızda olsun zabıta bu işle ilgilenmiyor
    ilgili kaymakamlığın tüketici hakları birimine gidip dilekçe falan vermek gerekiyor
  6. türkiye'de kağıt üstünde oldukça iyiyken, iş gerçek hayata gelince hiç teoriyle alakası olmayan haklar bütünüdür. çünkü toplum olarak pek haklarını arayan insanlar değiliz. hakkını arayan, kim uğraşacak demeyen insanlar bir sekilde faydalanıyor. temennimiz hiç bu işlere girmeden, şirketlerin bu hakları içsellestirip tüketicinin hakkini en başta yememesi tabii ki.
  7. fatura vermek zorundalar. ancak vergisel olarak e faturaya geçtik.

    o yüzden faturalar artık eski görünüm de olmayacak. a4 kağıdında faturaya benzer bir örnek kağıt almanız gerekmekte. ancak sistem tam olarak oturmadığı için örnek bile veremiyor olabilir firmalar. yeni sisteme geçme sırasında bu tarz sorunlar yaşanabilir.

    o yüzden kredi kartı ile işlem yaparak slipleri saklamak veya değişim kartı talep ederek elinizde evrak olmasını sağlayarak haklarınızı koruyabilirsiniz.

    tabi normalde bu hakları ne kadar kullanabildiğimizde aşikar.
    ozumm
  8. toplum olarak bu başlık hakkında bilinçsiziz. beyaz eşya arızası ile yaşadığım sorun üzerine ilgili firmanın çağrı merkezi üzerinden arıza kaydı oluşturdum, ve teknik servis gelmesini istedim. teknik servis geldi ve ürünün fabrikada takılı kapağını söküp arıza giderildi diye rapor verdi. arıza aynı şekilde devam edince bir daha servis talep ettim ve cevap yönlendiriyoruz abartı payı sıfır, yönlendiriyoruz denilen servis altı defa randevum iptal etti, habire şu kadar bekleyin düzelir dendi, ancak düzelmedi. sonra bir daha firmanın çağrı merkezini aradım ve durumu ifade ettim, denen cevap siz değişim mi istiyorsunuz. hayır dedim ürüne bakılsın arıza giderilsin,cevap yine hayır çünkü ürün ayıplı mal. en sonunda kurumsala yazdım aynı olaylar servise yönlendirme ve servisin randevuyu iptal etmesi. en sonunda düştüm yollara, tüketici hakem heyetine gittim ve firmanın bölge müdürlüğünden arandım, tüketici hakem heyetine gittiğimden haberi yok gibi konuşuyor onun bunun çocuğu ve arızayı soruyor, olanları aynen anlattım ve denen onun bunun çocuğu tarafından dedikleriniz beni işkillendirdi. yani ben çakallık peşindeyim, picin evladı ama yine de bana yardıma gelecek imiş. gelme lan it dedim. ve yaklaşık 7 ay sonra bilir kişi kontrolü ile ürün hakkında firmaya belirttiğim şikayetlerin daha fazlası hakkında arızalı olduğunu öğrendik ve yaklaşık 20 gün sonra sonuçlandı, ücret iadesi dendi. esas olay burdan sonra başlıyor, firmanın çağrı merkezini arıyorum ve süreci belirtiyorum, servis yeni kurulan servis yaklaşık bir buçuk yıl önce bölgemde açıldı. prosedürleri bilmiyor, ciddi mana da bilmiyorlar, işlemlerin whatsapp üzerinden yürümesini istiyorlar. tabi tersledim, karar size de gelecek dedim, ona göre devam edin sürece dedim, esas kuyruk burada kopacak yirmi yıllık bayi ilk defa şikayet edilmiş ve süreci bilmiyor şaka değil gerçek. yani bu adam sadece bana mı arızalı ürün sattı. oturduğum bölge memur çevresi. siz düşünün artık ne kadar bilinçsiz bir milletiz, tüketici hakları konusunda. haklarımızı bilmez isek değil altı, on defa iptal ederler. firma bir dünya markası sloganı ile çalışır.
  9. hükümetin yargı süreçlerini manipule eden yaptırımları sonrasında firmalar ters düştüğü müşteriye artık rahatça “mahkemeye gidin” diyor.

    çünkü firma bir yıl boyunca mahkemeye avukat göndermiyor. böyle olunca dava başlamıyor. bir yıl sonra lütfen bir avukat geliyor, bilirkişi raporu-itiraz süreci-adli tatil derken 2-3 sene sonra davayı kazanıyorsun. çat, firma karara itiraz ediyor. hadi sil baştan. 4-5 sene sonra ayıplı mala dair kullanıcı lehine x tl maddi tazminat sonucu çıkıyor ama bu sefer de firma ödeme koşulları vs derken haciz sürecini öteliyor ki zaten tazmin edeceğin ürün muhtemelen telefondur, bilgisayardır... öyle ayakkabıymış, kıyafetmiş kimse uğraşmıyor artık.

    özetle türkiye’de müşteri memnuniyeti malı kullanıcıya satana kadardır!