• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.50)
turist - ruben östlund
tomas, karısı ebba ve çocukları vera ile harry kış tatili için bir haftalığına fransız alplerine giden isveçli bir ailedir. lüks bir otele yerleşen aile tatilin ikinci gününde, öğle yemeği yedikleri esnada kontrollü bir çığ vakasıyla karşılaşırlar. karlar yemek yedikleri restoranın üzerine doğru inerken tomas anlık bir refleksle karısını ve çocuklarını ardında bırakıp kaçmaya başlar. olay sona erip her şey normale döndükten sonra tomas, ebba'da yarattığı hayal kırıklığına tanık olur. evliliğinin zorlu bir dönemeçte olduğunu fark eden tomas, aile hiyerarşisindeki yerini tekrar kazanmaya çalışırken trajikomik anlar yaşanacaktır.
senenin ses getiren yapıtlarından olan turist'in senarist ve yönetmeni ruben östlund. başlıca rolleri ise johannes kuhnke, lisa loven kongsli ve clara wettergren paylaşıyor.


  1. Cannes'da 'belirli bir bakış' bölümünde jüri özel ödülüne layık görülen 2014 ruben östlund filmi. Muhteşem alp manzaraları eşliğinde -filmin malum sahnesi alpler'de çekilmemiş, dahası stüdyoda çekilen Restoran görüntüleriyle birleştirilerek oluşturulmuş olsa da- zaman zaman bir gerilim filmine, zaman zaman komediye, drama dönüşen izlemeye değer bir yapım.

    Film toplum öğretisine dayanan kadın-erkek rollerini irdelerken, bu roller insanın içgüdüleriyle karşı karşıya kalıp hezimete uğradığında nelerin yaşanacağını sorguluyor. kahraman, koruyucu baba rolünün hakkının veremeyip karşılaşılan bir felakette çocuklarını ve eşini bırakıp tabanları yağlayan bir babanın varlığı o ailenin gidişatında nelere neden olabiliri gösteriyor. Tabi bu söylediklerim filme toplumsal cinsiyet rollerini esas alıp baktığımızda görüler şeyler, eğer bu rolleri, kuralları bir kenara bırakırsak -ki damarlarımıza işlemiş bu rollerden arınmak zor gözüküyor- film içgüdüleriyle hareket edip, aile olmanın yükümlülüğünü unutan -aa gene toplumsallık- bir eşin ve bir ebeveynin varlığının görünür olması halinin sonuçlarını göstermekte.

    azıcık !---- spoiler ----!

    Filmde pek bir sevdiğim vivaldi'nin dört mevsiminden yaz bölümü eşliğinde sunulan muhteşem kar manzaraları dışında hoşuma giden başka bir sahne de thomas karakterinin ağladığı sahne idi. bu sahneyi özel kılan 'erkekler ağlamaz', ağlasa da bu ağlayan erkek görüntüsü bir kadınınkinden, bir çocuğunkinden çok farklıdır; dokunaklı, şiirsel, az rastlanır ve estetiktir anlayışının dışında, oldukça itici, bir çocuğunki kadar sinir bozucu, şiirsellikten kesinlikle çok uzak, acınası bir şekilde, filmlerde görmeye alıştığımızın çok dışında sunulmuş olması idi.

    Son olarak bir ayrıntıdan söz etmek istiyorum, malum olayın ardından eva eşini sürekli olarak telefonunu ve eldivenini alarak kaçmakla suçluyor fakat thomas olay anında telefonuyla görüntü aldığından zaten telefonu elinde, yani eva'nın lanse ettiği gibi thomas telefonu özellikle alıp kaçmış değil. sanırım bu da eva'nın olay öncesinde şikayetçi olduğu ama dile getirmek yerine saman altı ettiği diğer sorunları bu sorunun vuku bulmasıyla su yüzüne çıkarması hali.

    !---- spoiler ----!

    Kısacası film sürece biraz uzatılmış olmasına ve gereksiz yan karakterlerine rağmen izlemeye değer. Benim puanım 7.

    fragman

    (bkz: youreads eş zamanlı film izleme zirvesi)