1. 1. temelde işledikleri konular toplumun açlık yaşadığı konulardır.ilişki,seks,aldatma,genç iş adamlığı,stil ikonluğu,gençlik ateşi vb.
    2. teknik kabiliyetsizliklerinden ve ucuz yollu olsun diye yapımlarda görsellikten çok işitselliğe oynarlar
    3. karakterler çok keskindir.ya çok iyi ya çok kötü ya çok zengin ya çok fakir
    4. çok uzundur çünkü en az 3 reklam kuşağını kapsaması gerekiyor.
    5. en az 1 saat özet olmadan yeni bölüm yayınlanmaz
    6. karakterler asla sevişmezler
    7. ağalı-töreli,mahalle,gençlik,aşk üçgeni üst başlıklarından birine aitlerdir.
    8.suya sabuna dokunmazlar, en ufak bir risk varsa "dizinin gerçek kurumlarla ve kişilerle ilgisi yoktur" der,geçerler
    9.set personelini min.16 saat oyuncuları ise min.12 saat çalıştırırlar
    10. sağlıksız rating ölçümleri üzerinden kaderleri tayin edilir
    11. çoğunlukla amerikan dizilerinden öykünülür ya da çalınır
    12. süreyi doldurmak adına karakterler sürekli birbirlerine boş beleş sorular sorarlar
    13.dini bütün bir aksakallı bilge figürü ile yapıma dinginlik kazandırmak hedeflenir
    14. karakterlerden en az 1'i vakitsiz ölür
    15. ekseriyetle eve ayakkabıyla girilir
    16. asla tadında bırakılmaz, bo.u çıkarılana akdar sürer
    17. mümkünse başroldekilerin en az 1 skandalı ortaya çıkar
    18. 80 iq'ya sahip lan her birey yapımın bir sonraki sahnesinde ne olacağını bilebilir
    19.müzikler mutlaka popüler isimlere yaptırılır.mümkünse kıraç
    20. ana karakterler arasında mutlaka yanlış anlaşılma olur.mümkünse büyük olanından.
    21. sosyal medya mecralarına göz kırpmak adına bölümle ilgili mutlaka bir hastag açılır
    22. konu değil kahramanlar ön plandadır.
    23. dünya üzerinde sadece ortadoğu ülkelerine pazarlanabilir
    24. başrollerin bölüm başına aldığı paralar, yapımın kendisinden daha çok konuşulur
    25. başrolde oynayanlar beyaz şova çıkar ve dizinin kendileri için biçilmiş kaftan olduğunu söyler
    26. kadınlar makyajlarını asla çıkartmazlar
    27. tiksindirene kadar flashback yapılır
    28. silah olmazsa olmazdır
  2. yeni bölüm başlamadan önce en az 1 saat önceki bölümün tekrarını yapmaları, ecnebi dizilere bak 2 dakikada "previously on ..." girişini yapıyor bitiriyor işi.
  3. çok kötü olarak gösterilen karakterlerin zamanla sevimli hale dönüşmesi
  4. beş bölüm sonrasını tahmin edebiliyor olmanız. bir ay ara verin size garanti veriyorum hiç bir şey kaçırmadan bıraktığınız yerden devam edebilirsiniz
  5. çok daha ağır ifadeler kullanırdım ama şimdi çoluk çocuk da okur falan o yüzden eleştirilerimi daha hafif bir dilde kaleme alayım.

    dün akşam bir yerli dizinin bir iki sahnesine maruz kalmak zorunda kaldım. özetle şöyleydi: bir hanım kız belediye otobüsüne biniyor, bakıyor ki yetersiz bakiye, elamanın teki buna kart vermiş imiş daha önceden, arıyor elemana kızıyor kezban kezban. adamlar bunla yaklaşık on dakikasını çalıyor izleyicinin. gerçi izleyicinin haberi yok bundan. attım kendimi dışarı da kurtardım kendimi bu zulümden.

    yıllar evvel bir diziyi yine bir şekilde biraz izlemiştim. hani şu gerçekleri öğrendiğimiz, dünyayı ele alış biçimimizi şekillendiren, özeti bile iki saat süren dizi! canım benim yaa. polat koridorda yürüyor, polat asansörden iniyor, polat kapıdan çıkış yapıyor, polatın arabası trafikte seyir halinde, polat binaya giriyor... bunu üretenin dünyanın en uyanık insanı olduğundan, izleyeninse beyin ölümü gerçekleştiğinden şüphem yok.

    söyleyecek çok şey var da aslında şimdi şey olmasın. özetle, tırt, sıradan ve boş.
  6. oturur diziyi 2,5 saat izlersiniz, sonunda herif uykudan uyanır aaa rüyaymış der ya..
  7. hepsinin midemi ağrıtabilme kabiliyetine sahip olması.
  8. ortak özelliği çok uzun olmaları. bu kadar uzun olunca senaryo ve senarist dayanmıyor. dizilerde olay akmıyor. iki saat izliyorsun çok az bir olay, ilerleme, bol bakışma, konuşmadan geçen süre, doğa manzarası, müzik vs. birde yabancıların dizilerine bakıyorsun 45 dk da ne olaylar oluyor. yabancı diziler sezonda 13 bölüm falan yayınlıyor, yerli diziler 40 bölüm. şartlar bu olunca normal yani.
    halkımız bilim kurgu, aksiyon falan sevmiyor. hep zengin bir aile, yalılar, yatlar, lüks bir hayat. ama o para nasıl kazanılıyor belli değil. dizideki kimse çalışmıyor, herkes aşk peşinde, tüm mesaisini buna ayırıyor. bu saltanat nasıl devam ediyor, belli değil. halkımız fakir olduğu için, zenginlerin hayatını izlemeyi seviyor. fakir yada orta halli ailelerin anlatıldığı diziler pek tutmuyor.
    benim gözlemlerim bunlar
  9. esas oğlan sarhoş olur bir kızla yatar , kız hamile olur.esas oğlan ve esas kızın en mutlu an da ortaya çıkar "ben hamileyim." der olaylar başlar...