türk müzik tarihinden düşündüren şarkılar



  1. severek ayrılalım
    aşka hasret kalalım
    eğer mutlu olursak
    yeniden barışalım

    madem birbirinizi seviyorsunuz neden durup dururken ayrılmaya karar veriyorsunuz? aşka hasret kalmanın nesi güzel? ayrıyken nasıl mutlu olacaksınız? bir şekilde mutlu olmayı başardıysanız neden yeniden barışıyorsunuz? durduk yere güzelim ilişkiyi neden bu hale getirdiniz? aşırı sevgiden ne yapacağınızı şaşırdınız, iyice manyak mı oldunuz? rahat mı batıyor? yapmayın ne olur kendinize gelin.
  2. Akşam akşam sözlerinin anlamsızlığıyla gülmeme sebep olan listedir efendim, sizlerle paylaşmak istedim Buradan bakabilirsiniz.

    Benim favorim;

    Atilla taş - bir japona aşık oldum

    Vakarimasu takarimasu
    O gözler içimi yakarimasu
    Beşi bir yerde takarimasu
    Bir japona aşık oldum
  3. gülseren - rimi rimi ley
  4. ünlü(!) halk ozanımız aydın aydın bu listenin başında yer alabilecek bir sanat adamıdır. kendisi çağdaşlarından farklı olarak tüm sanat hayatı boyunca tabiatı haykırmış, bütün projelerinde hayvanların, doğanın bir bütün olarak sevilmesi gerektiğini söylemiş ve buna yönelik projelerini tek başına yürütmüş, hem türkçe hem kürtçe parçalarıyla halkı bilinçlendirme yolunu tutmuştur.

    öyleki yılbaşında bir ahıra gidip koyunun tekine "dünyadaki hayvan dostlarına yılbaşı mesajın var mı?" diye sorup mikrofon uzatacak kadar tabiatla harmanlamıştır kendini.

    son dönemlerde çevre kirliliğine dikkat çekmek için giriştiği projede "petman" adında bir süpper kahraman haline gelmiştir.

    son albümünden:
    "pıt pet pıt pet
    naylon poşşet
    ömrü bitmiş piller
    yere atılan ciklet
    her birisi ayrı bir dert
    dünyaya ettik ihanet"

    sürüsüne yazdığı bir eserinden:
    "can can güzel can
    sevimlisin her zaman
    sürüden hiç ayrılma
    üzülmesin bu çoban"

    hafızalara kazınan ve bilinçsiz su tüketimi karşısındaki tavrını belli eden:
    "şırrr şırrr su sesii
    clop clop water voice
    .."

    yansıma sözcüklerin parçalarında büyük bir yer tuttuğunu gördüğümüz aydın aydın ülkemizin bir değeridir. sahip çıkmak, korumak, yaşatmak durumunda olduğumuz kültürümüzde nadide bir incidir.onu tanıtmak da boynumuzun borcudur.
  5. burhan çaçan, refah partisi'nden milletvekilliği adaylığı başvurusunun reddedilmesinden çok kısa bir süre sonra 'gecenin yarısı' diye bir albüm çıkarır ve albümde 'liseli' diye bir şarkı da vardır. bu muhafazakar sanatçı büyüğümüz o yıllarda 42 yaşındadır. bu şarkıdan üç yıl önce de 'ilahiler' diye bir albüm yapmıştır.

    buluşurduk arzu ile istek ile
    liseli vardı ya ah o liseli

    liseli vardı ya ah o liseli
    kısacık etekli dar elbiseli
  6. sevil öztatlı'yı görünce yerlere yattığım liste. tabi ki favorimde o. anısı büyüktür.
  7. ben sizin babanızım ben ne dersem o olur
    bragi
  8. müzeyyen senar'dan 'dalgalandım da duruldum'. içinde 'aşık gibi sevmezsen, kardeş gibi sev beni.' diye bir cümle geçer belki kimilerini düşündürmez bu cümle ama bana göre aşık olunan kişinin sizi kardeş gibi sevmesini istemezsiniz, daha çok acıtır.
  9. her dilde düşündürür:

    ''aşk, bu kızıl ötesi
    yaralı müzesi
    hareket edemem.''

    ''love, this is infrared
    museum of injured
    i can't move.''
  10. "vay vay sevdin onu
    vay vay sevdin onu
    sevmesen ölürdün sevdin onu öldün
    sevmesen ölürdün ama sevdin gene öldün"

    şeklinde sözlere sahip "yastıklı şarkı "dır. ezginin günlüğü' ne aittir. pek de güzeldir. sevdirirken düşündürür. (bkz: ezginin günlüğü)