1. illa ki bileni de bilmeyeni de yanlış bilip bildiğini iddia edeni de vardır. hep beraber aydınlığa kavuşturulması, çocuklarınıza doğru öğretilmesi gereken bir konudur.

    türkçe yazıldığı gibi okunmaz!

    ilköğretimden beri, ezberci sistemle, bir şekilde öğretmen olmuş ama mesleğin ruhunu bozmuş olanlar çocukları mahvetti.

    türkçe en belirgin ve en doğru biçimde "istanbul türkçesi"yle konuşulur. hatta istanbul değildir, ıstanbul'dur doğrusu da.. neyse bu başka bir konu.

    şiveler ve ağızlarla farklı kelimeler yahut okunuş biçimleri dilimize yerleşmiştir ama temelde türkçenin yazıldığı gibi okunmayan bir dil olma özelliğini değiştirmemiştir bu durum.

    istanbul türkçesi'ni en iyi konuşan birkaç insandan biri rahmetli zeki müren'dir.

    ne der eserinde? "elbet bir gün buluşucaaz."

    şarkının girişlerinde bu konuya epey önem veren sanat güneşimiz "doğrusunu duyun, aslında böyle konuşulur, şarkılarda geçerli olmayan bir durumdur, çünkü şarkılarda nota ile heceyi denk tutmak zorundasınızdır" dercesine uzun uzun konuşma diliyle nakaratı okur.

    değil mi?

    ben bunu sorunca eğer "değil mi" yahut "deyil mi" şeklinde okuyorsanız o da yanlıştır. çünkü doğru olanı ve kullanılan günlük konuşma dili gereği "diil mi" diye okunan bir kelimedir o.. diksiyon dersi almış olanlarınız rahatlıkla hatırlayacaktır. (ör: hatırlıycaktır diye okudunuz umarım)

    velhasıl, eğer inatla yazıldığı gibi okunduğunu düşüneniniz var ise lütfen haftada bir iki saatini ayırıp derslerini alsın efendim.. dersler, hitabet sanatıyla beraber verilen dersler olduğu için ve nefes-diyafram kontrolünüzü geliştirdiği için özel hayatınızın her alanında bu eğitimin artısını görürsünüz, inanın..

    e'lerin açık ya da çok nadiren kapalı olması veyahut s'leri, z'leri çıkartamama gibi durumları da çözen bir eğitimdir.

    türkçe yazıldığı gibi okunmaz. hatta her zaman okunduğu gibi anlaşılamayabilir de.. garip dildir vesselam.. ama doğrusunu bilip konuşunca kulağa güzel ve hoş gelir.
  2. türkçenin yazıldığı gibi okunmamasının en temel nedeni söylendiği gibi yazılmamasıdır. bunun da sorumlusu ölçünlü (standart) dil oluşturma çalışmalarında ortaya atılan ve zaman zaman dilin doğasıyla örtüşmeyen kurallardır. (türkçe sözcükte iki ünlü yan yana gelmez gibi).
    işte bu yüzden
    "en iisi okula gitmiim başım acaaip aarıyo yaa"
    "en iyisi okula gitmeyeyim başım acayip ağrıyor yahu" arasında fark oluşur.
    şunu da eklemekte yarar var, eğer ölçünlü dil oluşturulurken nasıl söylendiği daha fazla dikkate alınsaydı dahi zaman içinde yazı dili sözlü dilden ayrışacaktı.
    kısacası, türkçe dahil hiçbir dil yazıldığı gibi okunmaz.
    ugo