1. resim, heykel, seramik, özgün baskıresim gibi plastik sanatlar dallarına göre yine de çok çok daha iyi bir konumdadır.
  2. bir yargıya varmadan önce gerçekten bu konuda bilimsel bir çalışma yapılmış mı ve sonuçlarını merak ettiren başlık.
    yani bu insanlara sorulmuş mu hiç. neden okumuyorsun veya gerçekten incelenmiş mi en azından belli bir örnekleme yapılarak.
  3. okumayı sevmiyoruz o kesin. ama gördüğüm kadarıyla ülkede edebiyata ilgi var. ama kalitesiz edebiyata ilgi var. hiçbir derde derman olmayacak metinlerle uğraşıp duruyor insanlar. yazarlar da para kazanmak istediği için kitlenin istediği metinleri cıkarıyorlar. kolay tüketilebilir kitaplar diyorum ben bunlara. youtube'da bloglarda orada burada pek çok kitapsever(!) görüyorum. beni büyük bir hayal kırıklığına uğratıyorlar. zamanlarını, paralarını, düşüncelerini koca bir saçmalık için harcıyorlar. kalitesiz romanlar, şaibeli tarih kitapları. bunlarla bir insan sadece yanlış düşünme sorunu yaşar. düşünme süreci zaten sıkıntılı halkın. iyice bitiriyoruz. küçücük çocuklar gereksiz erotizm yüklü, düşünmeyi körelten ve okuma etkinliğini sadece metindeki kurguya çeken kitaplar okuyorlar. bunların psikolojik, pedagojik yanını bir tarafa koyuyorum, hiçbir entelektüel çabaları da kalmıyor. lisede klasiklerin adını yazarını ezberleyip o çöp kitapları okuyorlar. haliyle de ezik bir lirizme sahip kitaplar onlar için kaliteli oluyor. az biraz entelektüel ve kültürel gelişime sahip hiçbir ülkede afili filintalar tarzı edebiyatçılar iyi edebiyatçı sayılmaz. ama bizde durum çok kötü. beat kuşağı, bukowski örneği verecek insanlar çıkabilir. ama onların metinleri zaten akademi çevresinde kabul görmez. yıkımı amaçlayan metinler kültür tarihinin parçasını oluşturur, üzerine kültür kurulmaz. ama edebiyat piyasasını ele geçirmiş bir filintalık var nedense. çıkan yeni kitapların hepsi aynı minvalde. doğru düzgün okunan, filolojik açıdan incelemeye değen 5 kitap sayamayız.

    durum böyleyken de yanılgıya kapılıp insanımız edebiyat sevmiyor diyoruz. klasik metinlerin olgunluğu, kuramların kaliteli olmasına alışmış insan söylemidir bu. halbuki insanlar kitap okuyor ama okudukları kitap değil. ha bir de kitaba verilen paraya yazık diyenler var. onlar için herhangi bir tanımı gerekli görmüyorum. insanlar etkinliklerini kendisine uygun olduğu şekliyle düzenler.
    sezgi
  4. okumaktan çok izlemeye alışmış bir toplumuz. değerli edebiyat eserlerini okumak yerine dizilerini izlemeyi tercih ediyoruz.
    edebiyat insanlara küçük yaştan aşılanmalı maalesef bizde ezberci eğitim anlayışı edebiyatın gelişimine taş koyuyor. burada en büyük görev öğretmenlere düşüyor. görev yaptıkları okullarda birkaç öğrenciyi edebiyatla tanıştırırlarsa kazançtır.
    en önemli engellerden birisi de hızlı tüketim çağı ve popüler kültür (!) herşey para kazanma odaklı yapıldığı için kolay tüketilen niteliksiz kitap yığınları ortaya çıkıyor, özellikle ülkemiz genç nüfuslu bir yapıya sahip olduğu için daha çok etki altına giriyor.
    bu yüzden kitap okusalar bile kalitesiz fikir içermeyen boş şeyler okuyorlar. bu kitaplarda onlara bir şey kazandırmıyor.
  5. türkiye'de sanata olan ilginin az olmasıyla ilintilidir. genel olarak tüm sanat dallarında hem üretkenlik hem de ilgi konusunda çok vasat bir toplum olduğumuz için edebiyat konusunda da yetersiz olmamız şaşırtıcı değildir.
  6. kesinlikle katılmıyorum. hepimiz şair ruhlu bir milletiz ,en öküzüm diyen bile can yücel şiirleri biliyor nedeni ,malum sosyal medyanın şiirsel yanları illa denk geliyor okuyor insan ,kelimeleri özenli anlamlı şiiri beğenmemek ne hacet tabiki o şiir begenilecek .
    edebiyat ruhumuzda var .
    belit