1. ülkede iktidar sahipleri kendi güçlerini pekiştirmek ve yeni bir devlet aklı oluşturmak için devlet içindeki istisnasız tüm kurumlara cemaat üyelerini/tarikat mensuplarını liyakat gözetmeksizin yerleştirir ve yargı dahil tüm kurumları ele geçirir.

    karşıt görüşteki vatandaş ve kamu görevlilerini sindirerek, hapse atarak, öldürerek, hain ilan ederek tek sesli bir yapılanmalarını perçinlerler.

    sermaye gruplarıyla içte ve dışta iyi geçinerek parayı götürürler, yandaş müteahhitler ve yandaş medya oluştururlar. ki medyanın birilerinin tekelinde olmasının sonuçları çok çok ağır olacaktır...

    yandaş iş adamlarına tüm önemli ihaleler, kamu ihale kanunu 14 yılda 65 kez değiştirilerek adeta peşkeş çekilir ve devlet yöneticileri devleti satmakla övünürler dahi...

    her boku yapabileceğini sanan bu iktidar sahipleri toplumsal bir infale neden olur ve kendi diktatörlüklerine isyan eden muhalif gruplara, çoğunluğu üniversite öğrencisi olan insanlara "çapulcu" yaftası takar, insanlar ölür, orantısız güç kullanılarak isyan bastırılır. ancak bu isyan, cumhuriyet tarihinde bir iz olarak kalacak, hüzünle karışık bir tebessümle anılacaktır...

    henüz o isyanın üzerinden birkaç ay geçmeden ülkeyi parsel parsel bölüşen-satan-işbirlikçi eblehlerbüyük pastanın bölüşülmesinde birbirine düşecek veya bu birbirine düşme açığa çıkacak ve liyakate önem verilmeden bağzı diğer kriterler göz önünde tutularak tüm kadroları işgal eden cemaat/tarikat mensupları mevcut iktidara yüzyılın darbesini vuracak: tüm yolsuzluk kayıtları medyaya servis edilecek, istihbaratta, emniyette, bürokraside ve hatta adalette nasıl devlete "sızdıkları" görülecek...

    siyasi otoritenin "paralel" diye yaftalayacağı ve büyük bir savaşa girişeceği bu yapı adeta birilerince eliyle konulmuş gibi tek tek bulunup ihraç edilmeye çalışılacak bu ihraçlar ve sermayelere el koyma operasyonlarıtam gaz devam edecek.

    siyasi otoritenin başındaki zat halkın yarısından fazlasının desteğini alarak cumhurbaşkanı olacak ancak asla anayasal sınırlar dahlinde kalmayıp sürekli daha fazla yetki ancak sıfır sorumluluk düsturuyla hareket edecek, demokrasi, hukuk, adalet, insan haklarına saygı, dış politikadaki prestij dibi görecek, ekonomi çöküşe geçecek...

    ülke genel seçimlere girecek, cumhurbaşkanı adeta başbakan havasıyla mitingler yapıp oy toplayacak, ilk seçimlerde tek başına iktidarı sağlayamayınca uzlaşı kültürü sıfır olan bir ortadoğu toplumu olan o ülkede iç karışıklıklar, ekonomik bunalımlar ve birilerinin de parmağıyla terör hortlayacak, yenilenen seçimlerle güçlü bir tek parti iktidarı tesis edilecek, millet kaostan tekrar istikrar (?)a yönelmiş olacak.

    tek başına iktidarı yine ele geçiren siyasiler istikrar vaatlerini yerine getirmek bir yana ülkeyi daha da ateş çemberi haline getirecekler, basiretsizlikleri sakar şirine parmak ısırtacak...komşusu olan ülkedeki iç savaşta saçma roller üstlenmeye çalışacaklar, ellerine yüzlerine bulaşacak, ekonomi giderek dip görecek, paralel avı adı altında cadı avları devam ederken yargı erki ve bu erkin başındakiler de siyasi demeçlerle siyasi otoritenin buyundurluğuna girecek, yapılan bunca şeyden sonra siyasi otoritenin iktidarına yönelik bol şaibeli bir darbe girişimi gerçekleştirilecek,darbeyi paralel yaptığı iddiası ardına halk veya iktidar aşığı kesim sokaklara dökülüp müthiş bir cesaret örneği göstererek tankların önüne yatıp f16lara atlayacak, 240 küsür vatandaş hayatını kaybedecek, parlamento o ülkenin kendi savaş uçaklarıyla bombalanacak, ülke yangın yerine dönecek, darbe bastırılınca önce uzlaşı-liyakat vs diye şov yapan siyasi otorite daha da totaliter bir yönetim biçimi benimseyerek sistemde değişikliğe gitme arzusunu daha gür sesle çıkaracak ve ülkede muhalif kimse bırakılmamaya yemin edilmişçesine ihraçlar, hapisler, susturma operasyonları yapılacak, bir zamanlar pastayı bölüştüklerini kendikerini kandırmakla suçlayan otorite sahipleri"kandırılıdık, allah bizi affetsin" diye hiçbir sorumluluk kabul etmeden yollarına devam edecek ve demokrasi, hukuk, adalet gibi kavramlar yerle yeksan olacak... ekonomi tarihin en talihsiz zamanlarından birini yaşarken "ehonomi çoh eyi" diye millete gaz pompalanacak.

    bütün bunlar olurken ülkenin başkenti, metropolü, kırsalı, taşrası mütemadiyen her noktasında terör azacak, bombalar patlayacak, siviller şehir merkezlerinde sokağa çıkamaz hale gelecek...

    *

    herhalde orwell yazsa böyle bi'şey yazardı. ama allah'tan türkiye cumhuriyeti anayasa'sında da dediği gibi "toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, atatürk milliyetçiliğine bağlı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti" de, bizim böyle sıkıntılarımız yok, çok şükür (!)