-
cumhuriyetin kuruluşundan bu yana hükümetlere göre ekonomik büyüme oranları.
grafik
chp (1923-1950) -------------------%8,1
dp (1950-1960) ---------------------%6,4
mbk (1960-1961) ------------------%3,9
chp (1962-1965) -------------------%5,8
ap (1965-1971) ---------------------%5,6
12 mart (1971-1974) -------------%5,4
ap (1975-1977) ---------------------%7,0
12 eylül (1980-1983) --------------%2,7
anap (1983-1991) ------------------%5,0
dyp (1992-1996) --------------------%4,6
anap (1997-1999) ------------------%2,4
dsp (1999-2002) --------------------%1,4
akp (2002-2014) --------------------%4,7
genel ortalama yaklaşık %5 gibi düşünebiliriz.
kaynak: http://www.businessht.com.tr/yazarlar/cagdas-sirin/1068162-92-yillik-buyume-seruvenimiz -
tek başın ekonomik büyüme hiçbir şey ifade etmeyeceği için bu haliyle hiç bir önemi olmayan verilerdir. -
öncelikle büyümenin ne demek olduğunu belirtmek gerekiyor. gsyh büyümesi, bir ekonominin bir dönemden diğerine üretim miktarındaki artışını ifade etmektedir. örneğin; yalnızca un üreten bir ekonomide 2015 yılında piyasa fiyatı 1 tl olan 100 kg un üretilmişse o ekonominin gsyh’sı şöyle hesaplanıyor: gsyh 2015 = 100 x 1 = 100 tl. 2016 yılında 2015 yılındaki üretimle aynı standart ve kalitede 105 kg un üretilmişse o ekonomi 2016 yılında 2015 yılına göre yüzde 5 büyümüş sayılıyor.
pek tabi ki üretimdeki artışı analiz edebilmek için, üretim faktörlerinin kaynağını tespit etmek gerekir. üretim sürecindeki girdiler açısından yurtdışına bağımlılık varsa bu durum cari açığı arttıracaktır. ayrıca büyüme verisini nüfus artışıyla da karşılaştırmak gerekir.
türkiye’nin büyüme stratejisi cari açık vererek büyümeye yani açık vermeye dayalı bir modeli baz almıştır.
büyümeye olumlu etkileyecek faktörler:
-enflasyonun ve faizlerin düşmesi
- yabancı fonların artması,
-ihracatın artması
-konut sektörünün ve sanayi üretimini performansı
-siyasal atmosferin yatırım ortamına müsait olması
-dünya'da doların negatif performansı
başlı başına büyüme rakamlarını arttırmak oldukça basit bir eylemdir.ancak büyümedeki artışın ne uğruna olduğunu da dikkate almalıyız. yukarıda belirttiğim sebeplerden ötürü sırf rakamlar yüksek olsun diye merkez bankasına saçma sapan baskılar yapılmakta, konut sektörü balonlaştırılmaktadır. merkez bankası'nın sağ duyusu ise şimdilik ülkede büyük ekonomik krizlerin olmasını önlemektedir. aksi takdirde türkiye'yi her yıl % 10 büyüyen hale getirirler ancak enflasyonun üç haneli olduğu, doların 5 lira olduğu, özel sektör yatırımlarının durma noktasına geldiği, cari açığın zirve yaptığı ve kredi notumuzun somali seviyesine geldiği bir ülke haline geliriz.
son söz, üretim çok değerlidir ancak üretim faktörlerinde doğrudan dışa bağımlılığınız söz konusu değilse...