1. Bretton woods sistemiNin ikizi (diğeri dünya bankası) küresel ekonomi ve küresel sermayenin aracı uluslararası kuruluş.

    Yaygın olarak kısaltmasıyla kullanılır: imf (international monetary fund). Örgüt yapısı, esasları, işleyişi ve faaliyetleri gibi daha fazla detay için Resmi sitesi.

    Resmi olarak, 1929 Büyük Buhranı ve Dünya Savaşlarının dünya ekonomik düzeninde yarattığı olumsuz etkileri gidermek, uluslararası ekonomik istikrarı sağlamak maksadıyla kurulmuştur. Tarihine ve icraatlarına bakıldığında resmi amacın bir paravan olduğu açıktır.

    Bretton woods sistemiNin geçerli olduğu 1945-1973 yılları arasında ülkelerin sanayileşmeye dayalı ithal ikameci stratejilerini öngören politikaları ile kuruluş amaçlarına yakın işlevlerde bulunmuştur. IMF üye ülkelerinin kotalarıyla orantılı karar alma süreci ve bundaki ABD etkisi Fonun ABD politikalarıyla eşgüdüm içerisinde hareket etmesine neden olmuştur.

    1973'de Bretton Woods sisteminin yıkılması ile dalgalı kura geçilmiş ve az gelişmiş ülkelerin ödemeler dengesi sorunları ve borçlanma ihtiyaçları baş göstermiştir. IMF istikrar programları sayesinde az gelişmiş ülkelere kredi kaynağı oluştururken bu ülkelerin neoliberal ekonomiye geçişini sağlama amacıyla DB ile işbirliğine girmiş, yeni bir rol üstlenmiştir.

    1982’de Meksika kriziyle patlak veren ve belli aralıklarla farklı ülkelerde ortaya çıkarak küreselleşen krizler karşısında IMF’nin yetersizliği görülmüş, işlevi sorgulanmaya başlanmıştır. Bu bağlamda IMF politikalarını değiştirerek zedelenen imajını düzeltmeye çalışmıştır.

    ABD’de 2008 yılında yaşanan krizin küresel yıkıcı boyutları uluslararası aktörleri küresel krize küresel çözüm sloganıyla işbirliğine götürmüş IMF’de bu işbirliğinde merkezi bir role, koordinatörlüğe soyunmuştur.

    Yapısı nasıl?

    IMF üyeliği bütün ülkelere açıktır. Fonun kurucu üyeleri Bretton Woods’ta düzenlenen konferansa katılan 45 ülkedir. 1950-60 yılları arasında Afrika kıtasında bağımsızlığını kazanan ülkeler ve 1990 Sovyet bloğunun dağılmasıyla ortaya çıkan ülkelerin toplu katılımlar ile IMF’ye üye ülke sayısında hızlı, ani gelişmeler olmuş, günümüz itibariyle ise IMF’ye üye olan ülke sayısı 188’e ulaşmıştır.

    Kota sistemi esası vardır. Üye ülkeler fona katkı yapar. Bu esas üye ülkenin örgüt ile olan ilişkisindekindeki konumunu belirler.

    Şöyle ki; Fonda en büyük kotaya sahip 5 ülkenin fonu %37,37 oy gücünü oluşturur geri kalan 183 ülkenin ise % 62,63 oy gücü vardır. Ekonomik olarak Gelişmiş ülkelerin özellikle ABD’nin üstün kota oranı ve bunun IMF’nin karar alma süreçlerine etkisi Fonun tarafsız olma ve gelişememiş/ azgelişmiş ülkelerin taleplerini göz önüne alarak küresel refahı(!) sağlama işlevini muğlaklaştırmakta, belli ülkelerin ya da sistemin amacına hizmet etme işlevine dönüştürmektedir.

    IMF ile Türkiye’nin 1946’da devalüasyonla başlayan 67 yıllık ilişkisi sürecinde IMF’nin uluslararası düzende öngördüğü politikalara paralel olarak 19 adet Stand by anlaşması yapılmıştır.

    1961 yılından itibaren yapılan Stand by düzenlemelerine rağmen Türkiye büyük ölçüde 1980’li yıllara kadar planlı kalkınma anlayışı çerçevesinde ithal ikameci ekonomisini sürdürmüştür.

    24 Ocak 1980 kararları ve 3 yıllık Stand by anlaşmasıyla Türkiye neoliberal ekonomiye geçiş için yeşil ışık yakmış bu dönemden itibaren IMF’nin etkisi giderek artmıştır. IMF ve DB işbirliğinde istikrar programları ve yapısal uyarlama kredileri aracılığıyla Türkiye’nin uluslararası sermayeye entegre süreci başlatılmıştır. Küresel krizlerin etkisiyle darboğaza düşen Türkiye ekonomisi, 1998 yılında IMF’nin 10 yıllık gözetimine girmiş ve nitekim 2001 yılında kriz Türkiye’yi de vurmuştur.

    IMF zedelenen imajını tazeleme gayesini de içinde barındıran sebeplerle o zaman için tarihinin en büyük kredisini Türkiye’ye tahsis etmiştir. 10 yıllık IMF gözetim sürecinde; özellikle kurumsal düzenlemeler, özelleştirme, bankacılık, vergi reformu gibi alanlarda düzenlemeler yapılmıştır.

    Türkiye 2013 yılında IMF’ye olan borcunun son taksidini ödeyerek borcunu bitirmiş, Fona 5 milyar Dolar yardım vaadinde bulunmuştur. Bu gelişmeler kamuoyunun da özel ilgisiyle IMF ile olan ilişkilerinde Türkiye’nin aktif bir rol alacağı hayalini ortaya çıkarmıştır. Ancak, uluslararası ortamda ülkelere para kaynağı/ kredi sağlayan tek kuruluş imf değildir.
    ozee