1. kendisini diğer karikatüristlerden ayıran en önemli özelliği samimiyetidir. karikatürlerinin tamamında ütopik bir doğallık ve samimiyet vardır. insanın o samimi ütopyaya heveslenmemesi elde değil... öte yandan oldukça vurucu ve ciddi yazıları da vardır. şüphesiz komik karikatürist kimliğinin arkasında derin bir kişiliğe sahip. şu yazısı ciddi ve etkileyici yazılarından biridir;

    " yoldan geçenleri izlerken "ne çok insan var" diye düşündüm. hepimiz bir yerlere gidiyoruz, birileriyle konuşuyoruz, çalışıyoruz, dinleniyoruz. ne kadar çoğuz. hepimiz ne kadar çok kendimizi önemsiyoruz. hayallerimiz var. çok azımız uyguluyor hayallerini. uğraşıyoruz yinede. belli bir yaşa kadar, bişey olmaya çalışıyoruz. olamayanlarımız çocuk yapıyor, kendi olamadıklarını, onlar olsun istiyor. kafamızdaki olmak istediğimiz insan da farklı farklı. genelde çok zengin olmak istiyoruz. sıradan olmayı hazmedemiyor birçoğumuz. özel olmalıyız, en azından bir kişi için. kafasında olmak istediği kişiyi olamamış biri olarak, başka bir olamamış ile ilişkiye giriyoruz. iki sıradan insan, birbirinin ne kadar özel olduğunu hatırlatıp duruyor. aralarında biri hatırlatmayınca ilişkiyi kesip, başka bir sıradana hatırlatması için arayışa giriyor. uzun süre hatırlatanlar belli bir zaman sonra sıkılıp evleniyor,baktılar ki ikisi de birbirine bunu anlatmaktan sıkılmış, çocuk yapıp onu dünyanın en özeli kılıyorlar. seçildiği için, annesinin babasının sıradanlığını aşmakla görevlendiriliyor. istediği gibi biri olmak yerine, anne-babanın kafasında olmak istediği ama olamadığı insanı olmak zorunda. hayır demesi neredeyse imkansız..."
  2. son projesi naber dergi ile sevindiren şahıs, uzun zaman boyunca uykusuz almama vesile olmuştur. karikatürlerinin yani sıra gayet güzel, okunasi hikayeleri de vardır. bunları benim de söyleyeceklerim var isimli kitapta biraya getirmiştir. ayrıca bir garip şair de diyebiliriz.
    hoş bir şiiri !---- spoiler ----!

    beni terkedersen güzelim içip içip kapına dayanırım.
    yok lan, yalan söylemeyeyim, dayanmam
    çünkü abinden tırsarım.
    beni terkedersen güzelim cep telefonunu her saat çaldırır kapatırım.
    eğer telefonunu kapatırsan ev telefonunu çaldırıp kapatırım.
    aile huzurun kalmaz.
    beni terkedersen güzelim, abin pasif ibneymiş diye dedikodular çıkarırım.
    sanki modern bir insan gibi abinin yüzüne güler arkasından fitne fucur yaparim.
    beni terkedersen güzelim sekiz yaşındaki yeğenini döverim.
    "ne vuruyon lan minicik çocuğa" diye kınarlarsa beni "anama küfretti" der kendimi hakli çıkarırım.
    beni terkedersen güzelim hiç bir bok yapmam.
    "beni terkedersen" diye şiir yazar oturup ağlarım.
    şaka şaka ağlamam.

    !---- spoiler ----!
  3. :m
  4. abi arkadaşlarla umut sarıkaya'yı övüyoruz. buyur gel hepberaber övelim!

    bu adama çizimi kötü demek küfürdür. 6 yaşında başladım mizah dergisi okumaya. o zaman fırt denen saçma sapan dergiyle başlamıştım. sayısız dergi geçti elimden, arşiv yapsam bir oda dolardı. lakin bahadır boysal, kenan yarar ne bileyim ersin karabulut gibi kendisini iyi çizer addeden ve başkaları tarafından da böyle görülen adamlar, çizim hayatlarının herhangi bir karesinde, umut sarıkaya'nın "kötü" çiziminden çıkan yüz ifadelerindeki anlamı veremedi, veremez.

    anlamlı karikatür linki :)
  5. kendisnin tarzı hep böyle değildi. 2005lerde falan kemik'te fesat, ayıp şeyler de çizerdi. (bkz. kemik, bkz. kemik dergisi) meraklısı googlede bir çırpıda bulabilir bu karanlık dönemi.
    '' dede nenem nerde
    -ziktim öldü ehehe'' diye bir diyalog akılda kalıcıdır.
    daha nelerini gördük nelerini.. yeraltı bi adamdı yani. efendi değildi.