1. düşüncelerine ve bunları ifadesine hayran olduğum bir abinin sözüyle başlamak isterim.

    "üniversite arkadaşlığı yağmurda aynı şemsiyenin altına sığınanların ilişkisine benzer. yağmur dinince herkes yoluna devam eder."

    kendi hayatımda ve etrafımda -çoğunlukla- gördüğüm üniversite arkadaşlıkları bunu doğrular nitelikte. o yüzden kesinlikle katıldığım bir görüş.

    araya mesafe giriyor, herkes bir yere dağılıyor, hayata atılıyor ve kendi hayatına bakıyor, herkesin seçimleri farklı ve hayatı buna göre bir yöne gidiyor... sonuçta yanyana can cana arkadaşların çoğu facebookta kişi listesinde bulunan, arada şarkı paylaşımları beğenilen birer isme dönüşüyor.

    evet kimsenin hayali bu değildi üniversitedeyken, ömür boyu dost olunacaktı, her yaz birlikte tatile gidilecekti, her ay birbirine nostaljik mektuplar yazılacaktı... olmadı.

    tabi ki istisnalar var herkesin hayatında, üniversitede kalabalık gruplar halinde takılırken üniversite sonrasına yalnızca birkaç dost taşıyabiliyoruz.

    ama olsun, az olsunlar öz olsunlar. canlar iyi ki varlar.
  2. ilkokul arkadaşlığından belki daha sürdürülebilir(*:taze olduğu için), lise arkadaşlığındansa daha mesafeli arkadaşlıktır bana göre.

    bu arkadaşlıkta kopmalar,manevi mesafeler daha mezun olmadan, son sınıfta iş başvuruları yapılmaya başlayınca başlar. herkes bir ketumlaşır,hafiften rakip görülme başlar,ders çıkışı bir yerlere gidelim önerileri "yaa benim gitmem lazım" şeklinde geçiştirilerek aslında gidilecek olan iş görüşmeleri gizlenir.

    bu aşamanın atlatılabildiği arkadaşlıklar, hafif bir darbeyi de işe başladıktan sonra yer; iş çıkış saatlerinin, eşit seviyede ulaşım zorluğu olan mekanların filan kesişim kümeleri zor bulunmaya başlanır. grupta "siz ayarlayın, bana her türlü uyar" diyenler varsa onlar candır :)

    gelelim üniversite arkadaşlığının yediği en büyük darbeye: evlilik. evlenen arkadaşın eşi uyum sağlayabilen, hoşsohbet bir insan olsa dahi, arkadaşlık bağları zayıflar. onların yaşamları artık farklılaşmıştır çünkü. buluşmalara mümkün olduğunca gelse de dönen muhabbetlere katılımı, ciddiyeti, yaklaşımı değişmiştir. önceden assassin's creed'in ne zaman çıkacağını soran insan şimdi mutfak dolabından bahseder, size evliliğin faydalarını över olmuştur.
  3. bir lise arkadaşlığı değildir.
  4. bazen üniversitenin son gününe kadar arkadaş sandığınız kişilerin gerçek yüzlerini göstermedikleri arkadaşlık türüdür. son güne kadar ikinci yüzünü saklasa da, elbet bir gün ortaya çıkar.
  5. istisnalar kaideyi bozmasa da maddesel çıkarlar uğruna kurulan arkadaşlıklardır. gerçek anlamda arkadaşlık ne yazık ki 9 10 yaşlarında sona eriyor. bu yaşlardan sonra erkekler arkadaş çevrelerini maddiyat, daha geniş çevrem olsun, arkam olsun niyetleri ile belirlemeye başlıyorlar. özellikle kız arkadaş sayısı fazla olan erkeklerin ortamına girmeye çalışan erkekler sayesinde arkadaşlık grupları çöküyor.
    benzer şekilde kızlar da arkadaş seçimlerinde 9 10 yaşlarından itibaren çıkarcı davranıyorlar. yani her halukarda üniversite bitene kadar yapılan arkadaşlıkların temelinde çıkar ilişkileri yatıyor. kimi insan güzel kızlara veya yakışıklı erkeklere yakın olabilmek için arkadaş seçiyor, kimi insan derslerinde başarılı olan kişilerle arkadaş olmak istiyor, kimi insan arkam olsun diye bir siyasi görüş topluluğu ile arkadaş oluyor. üniversiteden sonra ise en iyi ihtimalle bu arkadaşlıklar bayramdan bayrama yapılan ziyaretlere dönüşüyor.
    kimse kendisini kandırmasın benim şuyle iyi böyle parlak arkadaş grubum var diye. bir erkek bir kız yüzünden bozulan nice kankilikler, nice dostluklar gördü bu göz. hele ki yetişen yeni nesilin sanal arkadaşlıkları bu kadar bile uzun dayanmıyor.
  6. lise arkadaşlığı kadar güzel olamayacağını düşünürken karşıma çıkan birkaç insan sayesinde çok utandım. nerede tanıdığın mühim değil, hayatının neresine koyduğun önemliymiş. ben baş köşedekilerin yanına koydum şahsen.
  7. insanları üniversite, lise, iş arkadaşı gibi fraksiyonlara bölüp şu dönemdeki arkadaşlar böyle iyi; bu dönemdekiler böyle kötü diye gelişi güzel yorumlar yapmak doğru değildır. her yerde, her dönemde iyi ve kötü insanlar vardır. önemli olan iyi insanları bulmak ve onlarla dost olmaktır. şahsen ben her dönemde iyi insanları bulmuş biri olarak kendimi son derece şanslı hissederim.
  8. lisedeki en yakın 3 arkadaşımdan ikisiyle aynı üniversiteye gittiğim için şanslıyım çünkü üniversite ortamındaki arkadaşlıkları pek gözüm tutmadı.
  9. ikiye ayrılır : 1. not istemek için var olanlar 2. samimi olanlar.
    1. grup vize - final - ödev dönemleri zamanında görünür olur.
  10. lisedeyken bu arkadaş grubunu bir daha bulamam deyip de daha güzel olduğuna karar verilen arkadaş grubu. lisede efsanevi bir dönem olduğunuzu anlatırken önünüze çıkar. hayatıma etki eden insanları bu dönemde tanıdım hep. iş arkadaşlarından iyidir.
    sezgi