1. önceden öğrenilmiş şeylerin bellekten birey tarafından hâkimiyetin kaybolarak ya da yiterek anımsanamaması durumu. unutma; kuramsal yaklaşımla biri, bellekteki çözülme; öbürü, başka öğrenmelerden doğan bozucu etkiler olmak üzere, iki nedenle ortaya çıkıyor. bellekteki çözülme george armitage miller tarafından ortaya atılmıştır. sızan kova denilen bu varsayıma göre, bellekte yer etmiş olan anılar ve bilgi izleri yahut imleri, uzun süre kullanılmayınca silinmekte ya da nitelik değiştirmektedir. ancak, bu varsayımı destekleyen görgül veriler elde edilememiştir. ayrıca, yaşlı bir kişinin çocukluk anılarını anımsayabilmesi, bu kurama kuşkuyla bakılmasına yol açmıştır. miller’den bir yıl sonra, b. j. under wood, bozucu etki kuramını ortaya atmıştır. kendisine ve bu kurama göre, bir öğrenmeden önce ya da sonra yapılan öğrenmeler, o öğrenmeyi olumsuz etkiliyor ve unutmaya yol açıyor. miller'dan ziyade birçok görgül veri, bu kuramı desteklemektedir. unutma olayını ise deneysel yaklaşımla ilk kez, h. ebbinghaus ele almıştır. ona göre unutma, ilk başlarda çok hızlı gerçekleşmekte; sonraları yavaşlamaktadır. ancak, bu, ortama ve kullanılan araçlara göre değişiklik göstermektedir. bu düşünürlerden ayrı olarak psikodinamik görüşe göre ise unutma, bir bastırma olayından başka bir şey değildir. insanlar, kendisinde suçluluk duygusu uyandıran, kendisine utanç veren olayları unutma eğilimi göstermeye meyillidir. suçluluk duygusunun verdiği acıdan kurtulmak için, onu yaratan olayları bilinç dışına atarak unutma işlemini gerçekleştirmektedirler.