1. çok sinsi bir his. kimse hiçbir şey için utanmamalıdır bence. william blake'e göre gururun peleriniymiş.

    hatta ekşi sözlükte şöyle bir entry'ye rastladım. sartre demiş ki:

    "şu ya da bu yanılgıya düşmüş olma durumunun ve olduğum şeyi olabilmek için başkasının düşüncesine gereksinme duymam olgusunun verdiği kendine özgü bir düşüş duygusu"

    anlayan varsa aydınlatsın.
  2. çocukluğumun korkulu rüyası.
  3. ideal benliğin duygusuymuş.

    neymiş?

    mükemmelliyetçi olmayacakmışsın. yoksa memnun olamazsın kendinden.
  4. allah kimseyi utandırmasın da insan utanabildiği kadar insandır.
  5. insanın kapılabileceği en saçma ve en güçlü duygulardan biridir. çoğu insanın içinden geleni yapmasına, kendi kimliğine kavuşmasına, kısacası kendinden tam verim almasına en büyük engeldir. en kısa zamanda kurtulmaya bakınız efendim.
  6. en sevmediğim duygu. kaybetmiş hissettiriyor.
    abi
  7. duyguların en pisliğidir. üzülme desen var, aşağılanmak desen var, öfke desen var... düşman başına.

    kendisine en iyi gelen şeylerden biri de sanırsam ki uykudur.
  8. başından aşağı kaynar sular dökülmek deyimini bunun için bulmuşlar bence. tam o anda o sıcaklığı hissediyor insan, sonraki o sıcak sızlamalar da dahil, böyle sızım sızım yavaş yavaş...
  9. en çok ne zaman utandı; benim gibi bir utangaç diye düşündüm.

    lisede en sevdiğim ders beden eğitimi. hocasını da çok severim o da beni atom karıncam diye seviyor. ne güzel devam ediyorduk derslere; ta ki o stajyer öğrenciler gelene kadar. arada sinir olduğum tipler var ama biri daha çok kızıdırıyor beni. ne yapsam hata ne yapsam bir bağrış çağrış. ne olduğunu anımsayamadığım bir sebep yüzünden beni tersledi. ağlayarak sınıfa çıktım; hocayı da sallamıyorum samimiyiz ya .ben ağlıyorum ve sinir küpüyüm gözüm bir şey görmüyor. o kadar ki, sınıfın kapısını çarpıp girdiğim anda soyunan bir oda dolusu adamı da görmüyorum. geçtim sırama zırlıyorum, söyleniyorum. arkadan bir arkadaş geldi, noluyor destursuz mor hayırdır. sonra anladım mevzuyu tabi. başımdan aşağı kaynar sular şelale.. anlatmaya çalışıyorum bir yandan, bak valla ben aslında hiçç ...görmedim, zaten ağlıyordum. hem banne yaa, napcam sizi..

    o utanç anım dehşettir. tek tek özür diledim bir de. o kıza ayrıca sinir oldum o da başka bir konu ama beden eğitimi öğretmenimize detaylı açıklama yaptıracak kadar da içimdekiöfkeyi anlatmıştım. bu arada, sonradan gel(e)medi derslere..
  10. utanç ahlaktan öte etiğin alanında ele alınması gereken bir mefhumdur.

    (bkz: https://ratherdancethantalk.wordpress.com/2015/01/20/utanc-uzerine/)

    utanma duygusundan farkını sorumluluk kavramıyla ilişkisinde belirginleşir. sorumluluk, kişisel olanın politik olanla kesiştiği etik bir deneyime işaret eder. benlik ve toplumsal gövde aynı sorunun unsurlarıdır.

    utanç, ben'i kollektif kötülükle suç ortaklığını görmeye zorlar. utancı alt ederek kişi sorumluluğunu savuşturur. geçmişte ve bugün parçası olduğu suçun sorumluluğunu da böylece bastırır.

    hala ahlaki olarak utanmadan bahsedebiliriz, fakat etik olarak utançtan bahsedemeyiz. utancın yokluğunda yüz yüzelik kollektif bir yüzsüzlükle sonuçlanır. yüzyıllık tarihimizi bir "yüzsüzleşme" hikayesi olarak özetleyerebiliriz.

    demek ki, kayıtsızlığın ve riyanın yenilebilmesi utancın varlığıyla ilişkili. etik ve politik bir sorun bu.