1. evinizden bilgisayar başında diploma aldıran sistem.

    uzaktan eğitim yüksek lisans yapıyorum.vizeler internet üzerinden, kopya serbest. 100 almayanı dövüyorlar. finaller için kampüse gidiyorsunuz. orada da kopya serbest. derslerden geçebilmen için her türlü ortamı sağlıyorlar. ama beni mezun edemeyeceksiniz! askerlik kapıda beklerken olmaz :)
  2. sosyal bilimlerde yüksek lisans yapmak isteyenler ve bir işi olanlar için en uygun seçim. zira yüksek lisans demek sürekli okumak ve makale yazmak demek.
  3. 3 yildir 5 farkli dersi bu yontem ile vermis bulunmaktayim. dersler icerik bakimindan teorik oldugundan takibi ve degerlendirmesi kolaydi. bu sene verdigim dersin birinde topluma hizmet uygulamasi ogesi olunca biraz uzerinde calismam gerekiyordu ve ogrencilere ulastirdigim kurum ve kuruluslardaki supervisorleri sayesinde bu isi de online olarak yapabilmekteydim taa ki covid-19 salginina kadar. suan bir cok organizasyon ve okul kapandigi icin ogrencileri topluma hizmet uygulamasi sekteye ugradi. 12 saat olan zorunlu servisi 8 olarak tekrar duzenledim ama yine uygulamasi eksik ogrenciler cikti. cozum olarak online gonullu olarak calisabilecekleri bir kac kaynak ulastirdim. sesli kitap yardimi, duygusal destek, dil ogretimi, mektup arkadasligi, yazi destegi gibi hizmetler onerdim ogrencilere. ve sorunsuz ilerliyorum. kalan 6 haftalik surecte zaten final odevlerini teslim edecekler, haftalik quizlerini yapiyorlar ve okunmasi gereken makalelerin tartisma basliklarinda en az iki tane konuya fikir sunarak katkida bulunmalari gerekiyor.

    bunlari neden anlattim?

    uzaktan egitim sadece verilen kitabi okuyup test cozmek degildir. ogrenmeyi olcmek icin bir kac arac var ama biz egitim sistemi olarak sinav, test, yazili araclarina takmis durumdayiz. ogrencilerinize uzaktan ogretim ortamlari olusturmak sizin elinizde. turkiye'de ogrenciler durmadan sinavlar ne olacak diye soruyor. bir konuyu ogrendiginizi sadece sinav kagidi ile kanitlayamayacaginiz size okullarda ogretilmiyor olabilir ama bu konunun oluru budur. bazi teknik, yetenek ve tekrar gerektiren alanlari bir kenara koyarak bir cok dersin uzaktan egitimi yapilabilir bir durumdur. ogretim gorevlilerinin biraz isine gelmedi alistiklari sistemden odun vermek ama biraz ugrasacaklar. ellerinin altinda bir hazine var. verecegin dersini videoya ya da ses kaydina alip ogrencilerine ulastiramiyorsan, ihtiyaci olan ogrencin ile video konferans yapamiyorsan, ogrencilerinle toplu haberlesme konusunda yetersizsen, mevcut kaynaklari nasil kullanacagini bilmiyorsan uzulmen normal. hic birsey yapamiyorsan google classroom hesabi acar ders materyallerini ogrencilerine ulastirirsin.

    bu sistemdeki tek olumsuzluk sosyal adalet kavrami. her ogrencinin internet, bilgisayar veya akilli cihaz erisebilirligi olmayabilir. bu konuda ulkemin ekonomik yarasidir.
  4. 2020 yılı mart ayında ülkemizdeki yüksek öğrenim kurumlarında uygulanması öngörülen sitemdir.

    halihazırdaki covid 19 salgını karşısında yüksek öğrenim kurumlarımızın öğrenimin aksamaması adına uzaktan eğitim uygulamasına geçmeleri kararı alınmıştır. bu karar ile ilgili toplum ikiye ayrılmış durumda: (çoğu konuda olduğu gibi)

    - bir grup, öğrenim hayatının devamlılığı hassasiyeti ile bu kararın olumlu olduğunu düşünüyor.

    - bir diğer grup ise ülkemizdeki teknik alt yapının uzaktan eğitim için yeterli olmadığını ve bu nedenden ötürü verilmesi planlanan eğitimin ne yeterli ne de verimli olacağını savunuyor.

    benim fikrim ise ikisinin karması gibi. ben de öğrenim hayatının devam etmesi gerekliliğini savunuyorum; fakat ülkemizin teknik alt yapısının uzaktan eğitim için uygun olmadığına katılmıyorum. teknik alt yapı dediğiniz bir iki internet sitesi ile bir iki tv kanalıdır. bunları bireysel olarak youtube üzerinden bile uygulayanlar var. bu konu anlamsız.

    ilk, orta ve lise düzeyinde öğrenimin devam etmesinin elzem olduğunu düşünüyorum. bu sebeptendir ki, ailelerin de bu oluşuma destek vermeleri şarttır. bu çağlardaki öğrencilerin bir kontrol mekanizmasına ihtiyaçları olabilir. buna "destek" de diyebiliriz.

    üniversiteler için ise bu durumun çok da "şart" olduğunu düşünmüyorum açıkçası. şuradaki yazımda da fikrimi beyan ettiğim gibi yüksek öğrenim için bir okul binasına, bir kampüse, bir akademik ortama ihtiyaç olmayabilir. yüksek öğrenimde akademisyenlerin "mentor" gibi davranmaları gerektiğinden ille de düzenli ve sürekli yüz yüze derse gerek olmayabilir. üniversite öğrencilerinin kendilerine verilmiş boş zaman içerisinde yapacak oldukları projeleri, işleri; araştıracakları, merak ettikleri konuları; okuyacakları ve hatta yazacakları makaleleri olmalı. üniversiteli olmanın en büyük farkı bu olmalı.

    ilk ve orta öğrenim için "şart" olduğunu düşündüğüm durum ülkemizde yakın zamanda uygulamaya geçecektir. ne kadar sağlıklı uygulandığını hep birlikte göreceğiz. yüksek öğrenim için ise çok elzem olmayan bu durum umarım yüze ve göze bulaştırılmaz.