1. uzanmak gölgesine, soluk ve dalgın

    uzanmak gölgesine, soluk ve dalgın,
    güneşten kızgın bir bostan duvarının,
    dinlemek böğürtlen dikenlerinin arasından
    tarlakuşlarının şakımasını, hışırtısı yılanların.


    toprağın çatlağında, burçakotlarında ya da
    izlemek kırmızı karınca dizilerini,
    kâh dağılan, kâh toplaşıveren
    başak kümeciklerinin üzerine.


    gözlemek dallar arasından, çırpınışını
    denizin uzaklarda, pul pul,
    yükselirken ağaçsız tepelerden
    ağustos böceklerinin titreyen şarkısı.


    ve dolaşırken göz kamaştıran güneşte
    hissetmek hüzünlü bir hayretle
    nasıl da benzediğini, hayatın ve acılarının,
    üstü cam kırıklarıyla kaplı
    şu duvar boyunca yürümeye.

    çeviri: egemen berköz