1. omuzlarıma dökülen sarı saçlarımla birlikte dahil olduğum topluluk.

    lakin artık dökülmeye başladığı için sokaklarda bir legolas edası ile gezemiyorum. daha çok tom hanks'in robert langdon'ı gibi geziyorum.

    https://flavorwire.files.wordpress.com/2014/08/hanks.jpg

    bir de dalgalı olduğu için çevremden "beethoven gibi olmuşsun" ya da "einstein'a benzemişsin" şeklinde tepkiler alabiliyorum.
  2. tercihlere ve zevklere saygı duyuyorum tabi ki ama ben henüz yakıştırdığım biriyle karşılaşmadım. yine de üstteki entrydeki kıvırcık saçlara istisnai bir şekilde yakıştığını da söylemeden geçemeyeceğim.
  3. albenisi yoktur. tecrübeyle sabit.

    not: uzun saçlı bir erkek
  4. benim gibi yüzde ellisi, hayatının en püsür döneminde saldığı icin bir noktaya kadar uzatıyor. sonra sevgiliniz beğenince ya da birileri sizi bir meşhura benzetince 'aaa şu vampirli filmdeki samuray çocuk gibi olmuşsun sakın kesme! onun japon olmayan hali gibi!' devam ediyorsunuz. sonra omuzlara gelmeye başlayınca eğer yeterince beat kuşagı yazarı okuyup tuhaf bir müzik türüne tutulursanız, tarzınız doyuma ulaşıp , galiba dövme yaptırmam lazım, eşiğine varıyorsunuz. ben oraya kadar gelemedim. lavabodan sac toplayıp dal sigara ister gibi toka istemekten ve beni her gördüğünde pembe taraklarıyla kafamı yolmak isteyen minik yeğenlerden bıkmıştım.

    ve evet saçınız uzun olduğu dönem bir ünlüye ucundan kıyısından benzeyeceğiniz yegane dönemdir.
    abrek
  5. trump'ı örnek alan kişilerdir.
  6. zaten geneli bakım yapmaktan aciz. yağlı yağlı bitli böcekli dolaşıyorlar. geçen saçlardan çıkıp masada koloni kurdular yahu. iğrenç.
  7. beyler düşüyor mu böyle ?

    her gece yastığa başımı koyduğumda yarın kesicem bunları diyorum, her sabah kıyamıyorum.
    kuz