1. işte geldik!
    bir ıslak deyiş geliyor bize ormanlardan
    ve güçlü bir güneş doğuyor damarlarımızda.
    yumruklar balyoz
    ve küreklerde ellerimiz.

    derin gözde uyuyor delişmen palmiyeler,
    kızoğlankız altın damla gibi fışkırıyor çığlığımız.
    ayağımız,
    sert ve kocaman,
    eziyor tozunu
    sığmadığımız bırakılmış yolların.
    biliyoruz nereden doğar sular
    ve severiz hepsini,
    çünkü kayıklarımızı götürdü onlar al gökler altında.

    türkümüz
    ruhun derisi altında pazu gibidir,
    bizim katkısız türkümüz.
    şafakta duman götürüyoruz
    ve gecenin üzerine ateş
    ve ay parçası kadar sert bıçaklar
    tam barbar derisine göre;
    kayman timsahlar götürüyoruz bataklıkta,
    sıkıntılarımızı alaşağı eden yayı
    tropika kuşağını
    ve saf aklı.

    dostlar geldik işte!
    kent bekliyor bizi
    arı peteği gibi dayanıksız saraylarıyla,
    yolları kuru, suyu çekilmiş ırmaklar gibi
    dağlardan yağmur yağmayınca
    ve gözetliyor bizi evler
    korkak gözleriyle pencerelerin.
    yaşlılar süt ve bal sunacaklar bize,
    ve taçlandıracaklar yeşil yapraklarla.

    dostlar geldik işte!
    güneşin altında terli derimiz
    yansıtacak yeniklerin ıslak yüzünü
    ve geceleyin
    yanarken yıldızlar ucunda bizim meşalelerin
    kahkahamız doğacak ırmakların üzerinde
    kahkahamız doğacak kuşların üzerinde!

    çeviren : özdemir ince