1. bir grup amatör oyuncunun provasında seyretmiş çok da beğenmiştim. esasen eski orta sınıfın lağvedilmesini, yeni dünya düzenini, güzelliği ile nam salmış vişne bahçesinin değerini bilende değil değerini ödeyebilende kalmasını konu alan bir oyun. zaten o dönemlerden sonra da bu işler böyle devam edip hızla yükseldi. mesela en iyi bilgisayarlar yazılımcılarda değil, zaman ayırıp en çok oyun oynayanlarda ve bütçe ayırabilenlerde bulunur. sahiplenme çılgınlığının tavan noktalarını işler, dünyanın en iyi gitarına sahip olabilirsin, çalmayı beceremesen de. zenginlerin tablo koleksiyonları vardır.

    gerçi bu rus yapıtlarında bir köle efendi zinciri var yine o çağlarda bilemiyorum mal sahibinde güzel diyorlar ama bana göre mal işleyeninde güzeldir. vişne bahçesi çiftçilerin olmalıdır.
    abi
  2. 'devlet tiyatroları realizme doymuyor!' dediğim bir başka chekhov oyunu
    döneminin rusyasını çok güzel betimler
    yine kırsal alan - kent çatışması mevcuttur
    sonuysa pek hüzünlüdür

    !---- spoiler ----!

    bir karakterin hem gerçek hem mecaz anlamda unutulması

    !---- spoiler ----!
  3. vişne bahçesi (rusça: вишнёвый сад), anton çehov'un yazdığı ve ilk kez 17 ocak 1904 tarihinde moskova'daki moskova sanat tiyatrosu'nun constantin stanislavski yönetmenliğinde sahnelediği oyun.
    eser, 19. yüzyılın son yıllarında gelişme yolundaki sanayileşmeye çalışan rusya'da geçmektedir. rusya'da o dönemde işçi sınıfı ve kapitalist sınıf belirginleşmişti. 1894-1904 yıllarında çar ii. nikola rusya'nın tek hakimiydi. nikola döneminde en ufak bir muhalefet veya farklı görüşlere izin verilmiyordu.
    anton çehov da bu oyunu ii.nikola baskısı altında yazmak zorunda kaldı. halkta güven uyandırmayan çar, toplumdaki huzursuzluğu gidermek ve tepkileri yatıştırmak için reform sözleri verdi. ancak sözler yerine getirilmedi. marksizm güçlenirken tiyatroda gerçekçilik etkinleşti ve işçi sınıfı sahnede temsil edilmeye başlandı.
    vişne bahçesi'nde çehov, rusya'nın tarihini, basit bir hikâye görünümünde, sıradan insanların hayatlarına yansıttı.
  4. tiyatrosunu izlemek kısmet olmadı, ne zaman biletler satışa çıksa ilk 20 dk içinde tükendi:( ancak bugün kitabı bitirdim, izleseydim eğer, o ağaçlara vurulan darbeleri duysaydım daha çok etkili olurdu sanırım.

    sınıf farkını ortaya koyan çehov, başarılı bir yapıt oluşturmuş. birkaç diyalog özellikle çok güzeldi : " düşünsenize anya: dedeniz, büyük dedeniz, atalarınızın hepsi toprağa bağlı kölelikten yanaydılar, hepsinin köleleri, canlı insan köleleri vardı. söyler misiniz, bahçenizdeki her vişne ağacından, bu ağaçların her yaprağından, her dalından insan yüzleri bakmıyor mu size, onların seslerini duymuyor musunuz?.. insanlara sahip olmak.. işte bu, atalarınızı da sizleri de öylesine değiştirmiş ki, anneniz de , siz de, dayınız da borçla, başkalarının, evinizin kapısından içeri sokmadığınız insanların sırtından geçindiğinizin farkında değilsiniz.. çağımızdan en az 2 yüzyıl geriyiz, hiçbir şeyimiz yok, geçmişimizden bütünüyle kopmuşuz, yalnızca felsefe yapıyor, can sıkıntısından yakınıyor, veya votka içiyoruz. şurası açık ki, günümüzde yaşayabilmemiz için önce geçmişimizle hesaplaşmalıyız, o hesabı bitirmeliyiz, bunu da ancak olağanüstü, aralıksız bir çalışmayla yapabiliriz. bunu anlamalısınız anya."

    işte o, mutluluk, geliyor, giderek yaklaşıyor, duyuyorum, ayak seslerini duyuyorum. onu göremeyecek, tanımayacak olsak bile hiç önemli değil.. birileri görecek onu!