• izledim
    • izliyorum
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.62)
westworld
iki konuk ileri teknolojinin kullanıldığı bir eğlence parkında vahşi batı macerasına çıkar. parktaki insanlar robottur ve park roma, vahşi batı ve ortaçağ dönemlerine benzetilerek sahici bir hayat yaratmak amacıyla tasarlanmıştır.
merkezi bilgisayar sistemi bozulunca robotlar zincirlerini koparır ve parkın iki konuğu robot bir silahlı soyguncu tarafından takip edildiklerini fark eder.
west world ya da batı dünyası, yapay bilincin ve suçun geleceğinin ortaya çıkmasıyla ilgili karanlık bir yolculuğu anlatmaktadır.


  1. "bilinç nedir, insanlık denilen olgu nerede başlar" gibi ağır felsefi kavramlar bir dizide bu kadar mı güzel işlenir dedirten baş yapıt. aksiyonları eleştirenler olmuş. diğer diziler gibi değerlendirmemek ve eleştirileri buna göre yapmak gerek. umarım diziyi uzatacağız diye saçmalamazlar. keşke tek sezonluk bir dizi olarak tadında bıraksalardı dedirtecekler gibi geliyor.
    ramin djawadi müziklerde yine sanatını konuşturmuş. exit music favorim. ayrıca house of the rising sun, black hole sun, paint it black ve no surprises coverları izlerken tebessüm yaratıyor.

    robert ford'un paylaştığı anı da şurada dursun.

    ------ spoiler -------------

    a greyhound is a racing dog. spends its life running in circles, chasing a bit of felt made up like a rabbit. one day, we took it to the park. our dad had warned us how fast that dog was, but we couldn't resist. so, my brother took off the leash, and in that instant, the dog spotted a cat. i imagine it must have looked just like that piece of felt. he ran. never saw a thing as beautiful as that old dog running. until, at last, he finally caught it. and to the horror of everyone, he killed that little cat. tore it to pieces. then he just sat there, confused. that dog had spent its whole life trying to catch that thing. now it had no idea what to do.

    -------- spoiler -----------
  2. anthony hopkins'in 7.bölümde devleştiği gerçeklik üzerine güzel düşünülmüş ve yazılmış 2016 yapımı dizi. hbo kanalı diziye 10 bölümlük 2.sezon onayını da verdi. dizinin yaratıcılarından ve senaryo ekibinde jonathan nolan olduğu için insanı hayal kırıklığına uğratmayacağı kesin bir dizi.
    7. bölümle ilgili olarak;

    !---- spoiler ----!

    "what door?"

    !---- spoiler ----!
  3. son zamanlarda ilaç gibi gelmiş mükemmel dizidir. bu nolan kardeşlerden biri neyin içindeyse beğeniyorum zaten.

    dizi insanı sürekli sorgulamaya itiyor. irade, determinizm, tanrı, kutsallık, bilinç, algı, güç.. hepsi diyalogların arasına göndermelerle birlikte serpiştirilmiş durumda. bazı repliklerden sonra durdurup düşündügüm çok oldu mesela. böyle diziler sevdiriyor kendini. çok yavaş aktığı gibi eleştirilere var ve hiç katılmıyorum onlara. bence tamamen kıvamında ki son üç bölümde hızlanıyor senaryo zaten

    !---- spoiler ----!

    ayrıca en etkileyici sahne bernard ın " o zaman bizimle sizin aranizda ne fark var ?' diye sorduguydu bence.

    !---- spoiler ----!
    kup
  4. 2. sezonu 2018'de gelecek olan, 2016'nın bence en büyük başarısı olan dizidir. 1973 yapımı aynı adı taşıyan westworld filminden esinlenilmiş olup, karakterler ve geçen olaylar tamamen alakasızdır.

    diziyle alakalı inceleme ve yapay zekalar hakkında biraz daha okumak isterseniz : westworld
  5. (bkz: westworld - michael crichton)

    simdi bu film cok asmis bir eser degil, ama ayni konsepti battlestar galactica'nin insan mi android (cylon) mi oldugu anlasilamayan gizemli karakterleri usutnden vermekteler sanirim, ki oyleyse dadindan yinmez... ama bekliyorum biraz biriksin...
  6. 4. bölüm itibariyle senaryo daha fazla merak uyandırmaya başladı diyebilirim. açıkcası sonra açıp bir de 1973 yapımı orjinal filmi izledim. 73 yılına göre muazzam bir hikaye. bilgisayarlar, kontrol odası, robot tamirleri, yapay zekanın dış dünyayı dijital olarak görüşü falan zamanının çok ötesinde, hayranlık uyandırıcı detaylar. üstünden 43 yıl geçmiş ve günümüze rahatlıkla uyarlanabiliyor yahu. tabii film olanı çok daha basit bir kurguda devam ediyor. yapay zekalar sistem arızalarından dolayı sapıtıyor (ya da gece gece bana öyle geldi bilmiyorum) ve sağa sola saldırmaya başlıyor. dizide daha kuvvetli bir şekilde farkındalık olayına değinilmiş. yapay zekaların tamamen kendi benliğini bulması, yaratıcılarını arayışı, tanrının sesi zannettikleri iç seslerinin aslında yaşanmışlıkların zihinlerinde oluşturduğu bir tezahür olması gibi fazlasıyla sağlam dayanaklar mevcut. benim ilgimi oldukça cezbediyor bu senaryo. her ne kadar "bu robotlar da bir gün ayaklanacak, insanlığı karşı isyana girişecek, hatta bizleri ele geçirecek vs." teması zibilyon kere işlenmiş de olsa ortada sağlam ilerlemeye çalışan takdir edilesi bir kurgu var.

    yalnız yukarıda @lakoti 'nin de belirttiği gibi bu kadar yüksek bir bütçenin yatırıldığı böylesine bir projede sinematografi adına 1-2 kelam etmek çok zor. çoğunluk gerçekten de diyalog sahnelerinden ibaret. tabii bunun bi nedeni de aslında bu. fakat yine de o dünyayı hissettirmekte, geniş bir çerçevede sunmakta zorlanıyor. yani western ortamı ve ultra teknolojik kontrol odası falan inanılmaz yapay duruyor yahu, hiç içine çekmiyor. bu dizide amaç izleyiciye bir western şöleni ya da azınlık raporu gibi bir atmosfer sunmak değil zaten, burası hemfikir olduğumuz bir konu. ama vahşi batı ve fütüristik temelleri de bu kadar zayıf resmetmek biraz saçma geliyor bana. dizinin en zayıf kaldığı nokta kesinlikle bu olabilir.

    bundan sonrası spoiler

    !---- spoiler ----!

    bernard'ın oğluna duyduğu özlem ve eşiyle yaptığı muhabbetin aynısını dolores ile yaşaması ciddi bir ipucu. yani oğlunu yapay bir zekada tekrar hayata döndürme gayreti bu adamın uzun vadeli planlarından birisi gibi görünüyor ciddi şekilde. bu yüzden yapay zekaların isyanına çok müdahale etmeyip aksine destekleyici bir tavır takınacağı, bol bol gözlem yapıp gerçek bilince en yakın en mükemmel yapay zekayı oluşturmaya çalışacağı aşikar.
    edit: bernard konusunda çok kötü şey oldum. şey işte^:swh^

    man in black ise 4. bölümde de azıcık değinilmiş olduğu gibi ölümsüzlüğü arıyor. adam yıllarını burada geçirmiş ve bunun mümkün olabileceği bir sırrın peşinde koşuyor artık. dr. ford'a ciddi sorunlar açacak bu adam ama bir yandan da yapay zekalara farkındalık aşılamaya çalışan bir görüntü çiziyor. kaos işine gelir anlaşıldığı kadarıyla.

    merak ettiğim şey ise dr. arnold meselesi. çok baştan savma bir anlatımı mevcut. yani burada parkta öldü deniliyor ama hiç bir detay mevcut değil. gerçekten çok zor bulunabilecek bir bulmacanın/labirentin sonunda yaşıyor olabilir, başka bir bedende zihnini yaşatıyor olabilir ya da dr. ford'un kendi yaratmış olduğu bir ultra yapay zeka falan olup da sonradan çığrından çıkmış bir asi de olabilir, bilemiyorum altan^:swh^


    !---- spoiler ----!

    biraz yüzeysel tahminler yapıyorum ama diyebilirim ki diziyi ilgiyle takip ediyorum. he "yeni bölüm çıksa da bir an önce izlesek" modunda değilim henüz ama takibini de bırakmayacağımdan eminim. bilim kurgu her zaman ilgiyi hak ediyor.
  7. malesef sezon 1 bölüm 6'ya kadar izleyebildim ve direnebildim. ha gayret ha başladı ha başlayacak artık diye bekledim ancak istemeden de olsa veda ettim. malesef sürükleyicilik zayıf ve karakterlere de ısınamadım. filmini izleyip tek atış ile westworld dosyasını kapatırım.
  8. !---- spoiler ----!

    "bilinçlenen" robot bar fahişesinin kaçış planları sonrası bernard'la diyaloğunda bernard şöyle der: biri sana yeni görev vermiş. yeni görevin, kaçış!!!

    peki bu durumu kabul ediyor mu? tabii ki hayır. kendi kararlarımı kendim veriyorum diyor.



    !---- spoiler ----!

    uykuda olanın alametifarikası uykuda olduğunu bilmemesidir.
  9. ikinci sezonu 22 nisan tarihinde başlayacak olan dizi.
  10. prodüksiyona az para harcayayım diye yakın plandan ölecek dizi. ilk bölümde kadrajın yüzde 65'i iki kafa arasında can çekişen mızmız diyaloglardan oluşuyor. sürekli birbirine diş geçirme derdinde diyaloglar o kadar yavan ki ana hikayeye ciddi katkı sunmuyor. ileride sunacaksa da öyle katkının içine tüküreyim. the wire'da da sürekli konuşuyorlar ancak adamların "naber, nabıyon"unda bile ihtişam var.

    dizi temelde iki farklı düzlemde iki farklı fantazya mekan üzerine kurulu. ancak bu mekanları okutmakta şu an için oldukça yetersiz. alan derinliğini kısa tutup kameranın tüm odağını surata vermiş, arka planları flulaştırmışlar. bu durumu belki de gizem'in ögesi olarak kullanacaklar. uzun konuşmaları dinlerken surattaki gözeneklerden başka gözü oyalayacak unsur kalmıyor.

    oyuncu kadrosu şaşalı olmasına rağmen oyunculuklar samimi değil. yüzlerde sürekli eblek tebessüm söz konusu. niye sırıtıyorsunuz ya, ciddi bir mevzu dönüyor? bence bunun kaynağı kötü oyunculuk değil, kötü yönetim. bunun yanında sanat yönetimi de oldukça zayıf. "tablo olsa duvarıma asarım" diyeceğim bir tane kare yok.

    j.j. abrahams lost ve fringe sonrası hayal kırıklıklarından farklı olarak bu sefer ana fikri ilk bölümden belledip, mevzunun arka planını kurgulayacağa benziyor. yine diğer işlerinden farklı olarak görsel efekte eser miktarda başvurmuş.

    yayıncı hbo, yapımcı mazisi kalplerde yare j.j. abrahams, kurgu da ilgi çekici olunca heyecan verici bir dizi bekliyorum. ancak bu koşullarda henüz emeklerken ne ara "efsane" oldu anlamadım.