1. sanatın içinde var olan yabancılaştırma (efekti) temelini daha eski yunan’daki tiyatrodan almaktadır: eski yunan'da anfiteatrların genelde hep denize bakmaları oyunlarda kullanılan bir yabancılaştırma efektidir, arkadaki deniz görüntüsü kimi zaman insanın konsantrasyonunu bozar, oyundan koparırdı. brechten daha sonraki yıllarda savunuculuğuna kalktığı bu gerçeğe dönüş eylemi, ilk örneklerini tiyatroda, biraz daha aydınlatıcı olursak, epik tiyatroda vermekteydi. bir sosyalist olan bertolt brecht, sistemin dayattığı yanılsamayı, gerçekten kopuşu, yanıltıcı rahatlamayı hedef almaktaydı. onun için hollywood endüstriyel sinema pazarı, aynı televizyonculuk (ve medya gibi) halkı uyuşturmak adına filmler çekmekte, haberler yanıstmaktaydılar (godard-ın da dediği gibi uyuşturucu almaya paranız yetmiyorsa, televizyon alın).
    yorgun bir haftanın ardından güneşli bir pazar öğlenine uyanan sevgililer, bir an kendilerini sinema salonunda buluyorlar; ve izledikleri film yaşadıkları yorgunlukların uzağında, onları biraz daha aptallaştırmaya yarıyordu. brecht özellikle hollywood’un klasik, çarpıtılmış aristoteles’çi anlatımına savaş açmaktaydı: bir kahramanın mutlu sonla bitecek uzun ve serüvenli yolculuğunu anlatan tür filmleri, giriş, gelişme ve sonuç ekseninde, hiçbir sanatsal
    katkı payı bulundurmayarak ve değişimi neredeyse imkansız bir biçimdeki sistem anlayışıyla, iktidarı desteklemekteydiler.
    dönemin antikomünist lideri mccarthy’nin yürüttüğü propoganda bunun en iyi ifade edilen anlatısıydı. hollywood’un ileri sürdüğü crosline-a (çatışma eksenin yükselmeler, düşüşler ve normatifler) karşı kendisi bir sistem geliştirmişti. bu sistemi sadece (hata payı içerseler bile) düzgün ve hayatın içinden diye betimliyordu.
    özellikle 60larda godard ve yeni dalganın diğer (truffaut, chabrol, resnais) bazı yönetmenleri bu sistemden yararlanarak filmler çekmeye başladılar. ve iddia edilebilir ki, yani dalganın temelinde yatan en büyük özelliklerden birisi, brechtin yabancılaştırma efekti, tekniğidir. godard’ın kameraya bakarak konuşmaya başlayan karakterleri, filmlerde bilinçli olarak yapılan aks hataları, karşı tarafı gülünç bir pozisyona sokan gereksiz (ayrıca da bilinçli!) jump cutlar, birer yabancılaştırma örneğidir.