yalçın küçük

Kimdir?

1 temmuz 1938 tarihinde iskenderun'da doğdu. iskenderun'a halep'ten gelip yerleşmiş bir ailenin çocuğudur. baba tarafından türkmen, anne tarafından ise kafkasyalı bir aileye mensuptur. ankara üniversitesi siyasal bilgiler fakültesi'ndeki öğrencilik hayatı boyunca fikir kulübü başkanlığı'nı yaptı. siyasal bilgiler'i 1960 senesinde birincilikle bitirdi. 27 mayıs 1960 ihtilalinde öğrenci eylemlerinin başında yer aldı. 1960 ihtilalinden sonra devlet planlama teşkilatı'na girdi. burada bir süre çalıştıktan sonra abd'ye giderek yale'de lisans eğitimi aldı. 1966 yılında odtü'de çalışmaya başladı. 1968-70 yılları arasında sovyetoloji araştırmalarını kitaplaştırdı. bu kitaptan dolayı sekiz yıla mahkum edildi.

1970'lerde, işçi partisi'nin ikinci kez kuruluşu için çalışmalara katıldı. 1973 yılı sonlarında askere alındı. kıbrıs barış harekatı'na katıldı. 12 eylül 1980'den sonra ise 1402'liklerden biri olarak üniversiteden uzaklaştırıldı. 1983'te sultanahmet cezaevi'ne girdi. 1993'te süleyman demirel'in cumhurbaşkanı olmasını kınamak için türkiye'yi terk etti, paris'e gitti. çeşitli sol dergiler çıkarttı. pkk lideri abdullah öcalan'la ilk röportajı gerçekleştirdi. türkiye'ye 1998'de döndü ve iki yıl hapis cezasına çarptırıldı. 2000'de tahliye oldu.
ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alındı. 10 mart 2014 tarihinde serbest bırakıldı.
(biyografi.net)

kitapları:

100 soruda planlama kalkınma ve türkiye (1971) (yeni basım: planlama kalkınma ve türkiye, 1975, 1978)
endüstrileşmenin temel sorunları: sovyet deneyimi, 1925-1940 (1975)
türkiye üzerine tezler i (1978)
türkiye üzerine tezler ii (1979)
bir yeni cumhuriyet için (1980)
seçme teknik çalışmalar (1981)
aydın üzerine tezler, 1830-1980 (1984-1987) (5 cilt)
bilim ve edebiyat (1985)
quo vadimus-nereye gidiyoruz? (1985)
türkiye üzerine tezler iii (1986)
küfür romanları (1986)
estetik hesaplaşma (1987)
sovyetler birliğinde sosyalizmin kuruluşu (1987)
itirafçıların itirafları: tkp pişmanları (1988)
bir soran olursa (1987)
yirmi bir yaşında bir çocuk: fatih sultan mehmet (1987)
kurtuluş yazısı (1988) (çelik bilgin ile birlikte)
türkiye üzerine tezler iv (1989)
davalarım (1989)
ermeni rahiple mektuplaşmalar (1989)
kürtler üzerine tezler (1990)
türkiye üzerine tezler v (1991)
sovyetler birliğinde sosyalizmin çözülüşü (1991)
emperyalist türkiye (1992)
marksist damar (1992)
kürt bahçesinde sözleşi (1993), (abdullah öcalan ile söyleşi)
bir dikine ülke (1993)
dirilişin öyküsü (1993) (abdullah öcalan ile söyleşi)
yürüyüş (1996)
bakış (1996)
tarihçe (1997)
sicil (1997)
el kitabı (1997)
sol marksizm (1998)
aydınlık zindan (2000), (bilgesu erenus ile birlikte)
tekelistan (2000)
sırlar (2001) (ikinci cilt: 2002)
şebeke: network (2002) (genişletilmiş basım: şebeke-network 1, 2004)
isimlerin ibranileştirilmesi / tekelistan 1 (2003) (2 cilt)
tekeliyet 1 (2003)
tekeliyet 2 (2003)
putları yıkıyorum – önsözler 1 (2004)
isyan 1 (2005)
isyan 2 (2005)
türkiye büyülü hapishanem (2005)
gizli tarih 1 (2006)
ders 1: küçülme savaş (2006)
devlet ve hürriyet (2006)
caligula: saralı cumhur (2007)
sol müdahale (2007)
aforizmalar (2008)
epilepsi ile orgazm: mediko-politik (2008)
çöküş (2010)
haberci (2010)
fitne (2010)
hasta despot (2010)
cumhuriyet'e karşı küfür romanları (2011)
çıkış - ansiklopedi 1 (2015)
çıkış - ansiklopedi 2 (2015)


  1. çanakkale'de mustafa kemal atatürk'ün hiç bir katkısı olmadığını sadece ihtiyat tümen komutanı olduğunu iddia eden, ocalan ile röportaj yaptığı zaman terör kampında içtiği mercimek çorbasını öve öve bitiremeyen, bir ara memleketteki herkesi hülya avşar'ı bile sebatayist ilan eden, kırmızı atkılı kişi.

    rivayet odur ki; or-an koşu yolunda yüksek sesle kendi kendine konuşarak benim çok yaşamam memleketi kurtarmam lazim diye koşu yaparmis. ergenekon davasinda içeri girmeden önce.
  2. biraz önce odatv'de son röportajını okudum ve içim burkuldu biraz, zira kendisini de fazlasıyla üzmüşler.

    http://odatv.com/cumhuriyet-hep-soldan-alir-hep-saga-verir-2504161200.html

    yalçın hoca, türkiye marksistleri için son derece önemli bir isimdir. son dönemde, kendisinin hiçbir kitabını okumadan, eleştiren çok "hızlı" arkadaşlar türedi, bu arkadaşların bildiği herşeyi ya da herşeyi bilmelerini bir kenara bırakırsak, kendisini kadir mısıroğlu ile kıyaslamak tek kelime ile cahilliktir ve bu cahillik fazlasıyla vuku buluyor, bu dönemde herşeyimiz fazla zaten.


    son dönemde çıktığı televizyon programlarında, kurduğu üslubun yaşı ile ilgili olduklarını düşünenler yine fazlasıyla yanılıyor zira yalçın küçük hep böyledir. insanlar iki ayrılıyor bu süreçte, bir takım insanlar çok iyi yazarken, kötü konuşur ve konuşma içeriklerini iyi belirleyemez. yalçın hoca çok iyi yazar, kötü konuşur ve haliyle de kötü bir politikacı olmuştur her zaman. yazmak ile konuşmak aynı değildir, beynin ayrı ritimlerde hareket etmesidir.

    o nedenle, ben yalçın küçük'ü eleştirecek olanlara ve de eleştirmek isteyenlere şu tavsiyede bulunabilirim,

    türkiye üzerine tezler -serisi-

    aydınlar üzerine tezler -serisi-

    sovyetler birliğinde sosyalizmin kuruluşu

    sovyetler blrliğinde sosyalizmin çöküşü

    şu dört kitabı, okumalarını önerebilirim. elbette bunlar okunmadan sadece televizyon üzerinden eleştiri de olabilir ancak eksik ve komik duruyor, diğer kitapları da öyle keza. bu kitaplar, türkiye'de alanında yazılmış en üretici ve en detaylı kitaplardır.

    ayrıca cumhuriyet gazetesine de bir not bırakmak isterim, hocamızı üzmeyin lütfen, "40 senedir hakkımda ilk defa yazdılar" çok üzüldüm...
  3. Gültan Kışanak’ın tutuklanmasıyla ilgili çok ilginç bir röportaj vermiş.

    !---- spoiler ----!

    B.Z.: Gültan Kışanak geçtiğimiz günlerde darbe komisyonuna ifade vermesinin hemen ardından gözaltına alındı. HDP açısından önemli bir isim. Kışanak’ın gözaltına alınmasını siz nasıl değerlendiriyorsunuz? (Röportaj, Gültan Kışanak tutuklanmadan önce yapıldı)

    Y.K: Gültan Kışanak’ın gözaltına alınmasına çok üzüldüm, bir ara gönüllü olarak yakınımdaydı. Gönüllü kelimesiyle ne kastettiğimi de açıklayayım, yanlış anlaşılmasın. Musa Anter dostum öyle söylerdi, çok gülerdi; “sana para veriyorlar, sen almıyorsun, ben istiyorum bana vermiyorlar”, onlara yardım ediyoruz ya, onu kastediyordu.

    D.H: Onlar kim?

    Y.K.: Kürt gazeteleri ve dergileri. Gültan’ı ben yetiştirdim diyebilirim; çok dürüst, iyi kalpli birisi olarak hatırlıyorum. Bir de sonradan öğrendim, o da Türk kökenliymiş. Gazetecilikten yetişti ve siyasete gitti. Gözaltına alınmasına üzüldüm çünkü bu işlerde, yetişmesinde onun bir tür hocasıydım. Oradan da tanıyorum, çok dürüst, mert birisidir. Ama o kadar da üzülmedim, şu anlamda üzülmedim, Gültan buradan çıkar. İyi karşılar ve buradan çıkar.

    !---- spoiler ----!