• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.53)
Yazar peyami safa
yalnızız - peyami safa
peyami'nin kendisine has bir roman tekniği kullanarak cemiyet hakkındaki orijinal tasavvurlarını bir ütopya yazarı vasıtasıyla aksettirdiği romanıdır. geride kalan yarım asırda kendisine en çok atıf yapılan edebî ütopya haline gelen “simeranya” bu eserde ortaya konmuştur. bir evin içerisinde yaşayan fakat yaşayışları arasında alaka kurulamayan fertler üzerinden toplumun bölünmüşlüğünün resmi… ruhunu arayan bir duyarlılığın hikâyesi... (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)


  1. !---- spoiler ----!

    "kendi kendimden nefretimin çerçevelediği ve çirkinleştirdiği bir dünyada yalnızım."

    !---- spoiler ----!
  2. türk edebiyatının en iyi on romanı listesini yapsam hiç düşünmeden ilk ona koyacağım, biraz düşünerek ilk beşe dahi koyabileceğim bir kitap. simeranya adlı bir ütopyayı da içeren roman, hem olay örgüsü hem de fantastik tarafının gerçekçiliği ile peyami safa'nın en iyi romanlarından. kısaca başyapıt.
    kien
  3. peyami safa'nın psikolojik tahlil ve toplumsal ahlak buhranı üzerine kaleme aldığı en olgun eserlerindendir. peyami safa'nın ya da "samim"in simerenya'sı ise güzel bir hayaldir...


    "ah mine'l-aşk ve l-halatihi...diyor arap. yaşamışlar, yaşamışlar, hepsini biliyorlar. aşkın halleri sayısız. fakat en büyük ıstırap, galiba inanmak zorunluğunda toplanıyor. derece şüphesi. elbette bana bağlı. sempatisi var. buluşuyoruz. her randevuya geliyor. saatlerce konuşuyor, bazen geziniyoruz. bu kadar hangi dereceyi ifade eder ?...sadece hoşlanmak mı ?.. daha yukarı ise kaç derece ?
    aşkın bitişik kaplardaki su gibi, sevişenlerde aynı hizayı bulduğu farzedilebilir mi ? böyle en kabalarından en yakalanmaz nüanslarına kadar sevginin anları o kadar sayısız meseleleri düşündürüyor ki, üç paket sigara ve sekiz saat uykusuzluk bunlardan hiç birini halletmeye yetişmiyor...."

    "yani insanı hep yarım görüyoruz. ya onu seviyoruz, birinci realitesi içinde; ya nefret ediyoruz ondan, ikinci realitesi içinde. fakat nefretimiz esas. çünkü onun birinci realitesini kendi hayalimiz sanıyoruz ve aşkta hayal kırıklığına uğrayınca, bunun, hakikatte ikinci realiteye çarpan birincinin kırıklığı olduğunu anlamıyoruz..."

    "büyük kalabalıkların ortasında insan denilen sosyal mahluk kendi iç dünyasının mahbusu halinde, şifasız bir yalnızlığa mahkum.. bu egosantrik insan telakkisi, bütün aşkları anlaşmazlığa düşüren ve kine çeviren ters bir disiplin doğurmuştur. yalnızım, evet, herkes yalnızdır, yalnızız..."
  4. !---- spoiler ----!

    hastalık, insanın ruhundaki bir sıkıntıya bedeninin isyanıdır

    !---- spoiler ----!
  5. peyami safa'nın başucu eseri. bu eserin peyami safa'nın yıllar önceki ilk baskısından çıkartılmasını istediği prolog bölümü vardır ve yeni baskılarda bulunmaz. elimde bulunan ve bir sahaftan edindiğim meb baskısında bu bölüm eklenmiştir. diğer yayın evleri prologsuz yayınlamaya devam etmiştir bu eseri.
  6. insanı rahatsız edecek derecede mükemmel ve mümkün psikolojik analizler içerir.
  7. peyami safa'nın benim en sevdiğim kitabı. edebi çok anlamlılığın nerdeyse ete kemiğe bürünmüş hali. safa'nın okuyan herkesin başka bir pencereden baktığı karanlık evi bu roman.
  8. nasıl başlasam bilemiyorum. bir kere yapabileceğim bir şeyi şu an deniyormuşum gibi bir his içerisindeyim. son dönemde içine düştüğüm 'çok okursan ve kendine kitaplar üzerine düşünme vakti vermezsen okumayandan ne farkın kalır?' düşüncesinin de etkisiyle iki ay önce bitirdiğim bu kitaba -yalnızız'a!- iki kelam laf edebilmeye ancak cesaret edebiliyorum.

    kimine çok abartı gelecek belki bu diyeceklerim, zaten hangi mecrada yorumları okusam büyük ölçüde hayal kırıklığına uğruyorum, ama ben bu kitaba gereken önemin verilmediğini düşünüyorum. oysa yalnızız gerçekten de benim hayatımı etkiledi, değiştirdi.

    zaman ve mekan algısından yoksun bıraktığı okuru her gün sokaklarda aradığım karakterlerle başbaşa bırakıyor peyami ağabey. (böyle demek hoşuma gidiyor.) belki de hayatımda aradığım sosyalliğin en yakın anlatımını bizi bilen bir yazardan okumak beni böyle sarsmıştır. kelimelerin, cümlelerin bunca kuvvetli olabileceğine saniye saniye şahitlik ederken cüretkar hislerin inanılmaz karşıtlıklar içinde verilmesi insana bir şelalenin altında duruyormuş hissi veriyor.

    hayatı bana anlatan çok karakter oldu şimdiye kadar, ama hiçbiri samim kadar olamadı. o ki şüphe makinesi, o ki simeranya'nın ruhani lideri.. entelektüel insanın nerdeyse bütün problemlerine bu karakter ağzından ışık tutulmuş.. aşk, kadın-erkek ilişkileri, toplumsallık karşısında bulunan birey ve takındığı tavır, sosyal ve siyasi meseleler, eğitim...

    insan kendisinde olan ama insanlarda henüz karşılaşmadığı düşünce ve hislere birinde, bir yerde veya bir şeyde rastlar ya, sanırım tam da böyle oldu bana. içinden çıkamaz olduğum problemlere bir devir evvelden gelmiş mektup gibiydi yalnızız. bir çözüm müydü? asla. ama bir çözülüş olduğu kesin.

    diyebileceğimi düşündüğüm o kadar şey var ki yalnızız ve peyami ağabey hakkında, sanırım daha planlı yapsam iyi olacak. başlığa yazılan yorumları görünce sabahın köründe bir hayla atıldım yazıvermeye. karakterleri inceleyeceğim bir yazı yazmayı umarak ve durumumuz yoktu okuyamadıkçılara selam çakarak bitireyim.
  9. kara film tadında bir kitap.

    sanırım filmi de çevrilmişti.
  10. peyami safa'nın servet-i fünun edebiyatında daha çok görülen ütopya fikrine bir örnek verdiği muhteşem eseridir. haşim'in o belde'sinde, tevfik fikret'in ömr-i muhayyel'inde, orhan veli'nin -ki kendisi servet-i fünun mensubu değildir- anlatamıyorum'unda, can yücel'in değişik'inde, ali mümtaz arolat'ın bir gemi yelken açtı'sında bahsettiği o yer; peyami safa'da simeranya'dır. kitapta john dewey'e de atıfta bulunarak yapılandırmacı anlayıştan örnekler verir.

    !---- spoiler ----!

    " ... bunların vazifeleri öğretmek değil, öğrenmenin yolunu öğretmektir çünkü simeranya pedagojisi, insanın bütün hayatında öğrendiği şeyleri ancak kendi istediği zaman ve kendi araştırmaları neticesinde öğrendiğini bilir."

    !---- spoiler ----!