1. apartmana fotoselli lamba takacaklarmış. enerji tasarrufu. yönetici emekli, her ayrıntıyı düşünen biri. hasibe teyze ve ben ve annem apartman aralığında konuşuyoruz:
    h.t: o neymiş? durmadan icat çıkarıyorlar?
    b: fotoselli lamba, dedim ya!
    h. t: eskilerin nesi varmış? her moda'ya lamba sök, tak...
    b: bu lamba adam görünce yanacakmış hasibe teyze
    h.t: eeee! kadınlar napacakmış?
    b: ben gidiyorum yaaa!
  2. üniversite hazırlık sınıfından bir öğrencimle bugün yaşadığım diyalog:

    öğrenci: "hocam, bir soru sorabilir miyim?"
    ben: "sor bakalım"
    ö: "hocam şimdi biz diğer modül threesome'a geçicez ya..." (intermediate seviyesine tekabül eden "threshold" seviyesini kastediyor)

    ***10 saniye sessizlik. herkes birbirine bakar***

    burada öğrenci acaba onu mu dedim lan? diye düşünüyor.
    arkadaşları ise "öyle dememiştir lan heralde, yanlış duymuşuzdur" diye düşünüyor.
    ben ise "ulan fark etmedi kimse şimdi ben gülsem arkamdan 'ulan narrator hoca da biliyo bu işleri puahahaha' diyecekler neyse tutiyim kendimi" diyerekten gülemedim. ama dersten sonra yarım saat kendime gelemedim
  3. bir kahvecide siparişi bir türlü veremememdir:
    +sipariş verdiniz mi hanfendi?
    -hayır birinin gelmesini bekliyorum
    +geldim işte
    -ha doğru ne içersiniz (hemen peşine ne diyorum ben ya yüz hareketleri)
    +pardon, anlamadım. ben sonra geleyim isterseniz.
    -tamam. o zamana gelmiş olur zaten
    arkadaş gelince tüm yanlış anlaşılmalar çözüldü
  4. + ergün naber?

    - iyi allaha şükür .mina koyayim abi yaa.

    (aynen yasanmistir)
  5. -alo oğlum nerdesin?
    +otobüsteyim anne geliyorum.
    -çıktın mı okuldan?
    +yok anne otobüsü okula soktum içinde bekliyorum.
  6. küçük bir çocukla türkü dinlenmektedir:
    türkü siyah gitme toz olur...
    beyaz giyme söz olur...
    çocuk: peki bu kadın ne giyecek?

    küçük bir çocukla sanat müziği dinlenmektedir:
    yüzünü görmek istemem
    sesini duymak istemem
    seninle gülmek istemem..
    şarkıyı bir kadın söylüyor.
    çocuk: peki bu kadın ne istiyor?
  7. yer: mecidiyeköy vergi dairesi

    amca: kızım beyannamemi vermeyi unutmuşum ne olacak şimdi? (yıllık gmsi beyanından bahsediyor amcamız)

    memur kadın: pişmanlıkla beyanname verebilirsiniz amcacığım

    amca: çok pişmanım kızım.
  8. ted talks'da anlatılan bir diyalog
    bir anasınıfında öğretmen öğrencilerinden resim yapmalarını ister. öğretmen bir kız çocuğuna sorar.
    -sen ne yapacaksın
    -tanrının resmini yapacağım.
    -iyi ama tanrıyı hiç kimse görmedi ki
    -sorun yok biraz sonra görecekler.
  9. ben sırt üstü yatarken o zamanlar 3 yaşında ki yeğen arkası bana dönük göbeğime oturmuş çizgi film izliyordu. artık zamanının geldiğini ve galatasaraylı anne, baba ve dedeye karşı yavaş yavaş işlemeye başlamam gerektiğini düşünüp harekete geçtim.

    extracts: oğlum, sen hangi takımı tutuyorsun?

    cevap vermedi. konu ilgisini çekmezse bazen cevap vermiyor ama anlamamış da olabilirdi. anlamadığını düşünüp soruyu biraz değiştirdim.

    extracts: oğlum, sen hangi takımlısın?

    kalkmadan bana döndü, yüzünü yüzüme yaklaştırdı ve cevapladı.

    yeğen: sen hangi takımlıydın?
    extracts: fener

    cevap alır almaz ellerini çırparak bağırmaya başladı.

    yeğen: fener fener fener fener....

    bir müddet ellerimizi çırparak fener fener diye evi inlettik. sonra çizgi film izlemeye devam ettik.

    bir daha da takım konusunu açmadım. nabza göre şerbet veriyor, gönlümüzü yapıyor tosunum.
  10. 2.ırak savaşı'ndan hemen evvel bir ilçe minibüsünde iki yaşlı amca arasında geçen şahit olduğum ve savaş'ın sebebi üzerine geçen bir diyalogdur.
    diyalog aynen şöyle ;
    -amerika neden ırak'a saldırmak istiyor
    -çünkü ırak'ta atom bombası var
    -peki gerçekten böyle silahlar var mı?
    -tabiki ...2.dünya savaşı'nda amerika japonya'ya attı ya!
    -gerçekten mi?
    -tabiki .japonların gözleri neden öyle sanıyorsun.