1. evrensel bir gerçek olarak 1 numarada nefes almak vardır.
    (bkz: bazen nefes alsın yeter)
    şaka ya şaka ya pusuya mı yatıyorsunuz anlamıyorum ki ben
  2. kanımca üretmektir.
    insan sadece üretici olduğunda bir işe yaradığını hissediyor. hep tüketici konumda olmak yani mutfakla tuvalet arasında bir boru olmak yaşama isteğini söndürüyor, insanın içini darlıyor.
    viruslerdeki canlı-cansız farkı da protein ve nükleotidlerini üretmek değil mi zaten?

    yani bahçedeki ağacım, ananemin tavuğu hatta hücrelerime girince kendi rna'sını üreten influenza virusü bile pek çok insandan daha çok yaşama belirtisi gösteriyor.
  3. düşünmektir.
    ''düşünüyorum, öyleyse varım'' sözüyle descartes felsefe tarihinde tartışılagelen varlık, var mıdır yok mudur tartışmasına nokta koymuştur belki de.

    duyularımız bizi yanılttığına göre hiç bir şeyin göründüğü gibi olmadığını farz etmeliyim, burada sobanın karşısında oturduğumu nasıl bilebilirim, bundan emin olamam rüya ya da hayal görüyor olabilirim, ya da muzip bir şeytan benimle oyun oynuyor olabilir; kuşku duymayacağım tek şey, bir şey düşünüyor olmam. rüya gördüğümü, benimle alay edildiğini ya da bir bedenim olmadığını düşünsem bile bu böyle. işte buldum! düşünüyorum, öyleyse varım!

    bu şekilde düşünme aşamalarıyla varlığını düşünme yoluyla ispat etmiştir.kime ait bi söz bilmiyorum ama; düşünün, hiç bir şey olmazsa bile en azından var olursunuz.
  4. farkındalıktır
  5. - kafan karışık biliyorum, bana kalbinden haber ver. kalbin atıyor mu yoksa çarpıyor mu? çarpıyorsa ölmüşsün demektir. yaşayıp yaşamadığını bu ayrımı yaparak anlayabilirsin.
  6. ağlamak...
    ağlamak da hayata dönmenin bir işaretiydi, der nihal atsız ruh adam kitabında.