1. genel itibarıyla ibretlik hikayelerdir. bi tanesini yazayim ben şöyle ki,

    adamın biri arkadaşına yağmurda şemsiye vermiş. sonra her gördüğünde sana o gün şemsiye vermesem ne olacaktı halin ? diye sorarmış. neyse birgün yine göl kenarında denk gelmişler. hemen yine övünçle sormuş sorusunu "sana şemsiye vermeseydim o gün ne olacaktı halin?" arkadaşı bakmış, sonra gitmiş göle atlamış kıyafetleriyle. çıkınca da demiş ki; işte böyle olacaktı!
    abi
  2. dedem her şeyi hikayelerle anlatan bir adam. ince hikayelerle mesaj verir sen oturur düşünür ne demek istedi dersin. o böyle yapınca insan inada binmek yerine, dinlemek istiyor. bir tanesini paylaşayım sizlerle.
    dedemin torunlarından birinin saçı sakalına karışmış bir durumda, baya uzamış saç sakal iyice biçimsizleşmiş. dedem de torunun saçlarını okşayarak şunu anlatıyor : ''adamın biri diğerine sormuş ''adın ne senin ?'' diye. cevap vermiş adam ''muuuuusaaaaaaaaa...''. ''dur be !'' demiş u'yu uzatırken. ''bizimki de musa ama o kadar uzun boylu değil.''
  3. özellikle otobüs/metrobüste 5 dk ayakta kaldıkları için tepenize üşüşüp aslında onların zamanında gençlerin bilmem nasıl olduğuna dair hikayeleri sıkça duyarız. çünkü 5 dakika ayakta kalmışlardır, sizler de genç olmanıza rağmen yorgunluktan öldüğünüz için yer vermemişsinizdir. bütün yolculuğu zehir eden bu hikayeler artık bıkkınlık vermiştir. kimse kimseye yer vermek zorunda değildir, hiç kimse bir başkasının kafasını inatla şişirmek zorunda değildir. just relax man
  4. valla yaşlı birinden duymadım ama bizim ailede hikayeler çoktur. misal;

    yaşlı bir baba, bir gün oğluna nasihat veriyormuş. uzun uzun nasihat vermiş. sonra oğluna dönmüş. oğlum, nasihatlarımı dinledin mi demiş. oğlanda ses yok. yaşlı baba tekrarlamış daha yüksek sesle. oğlum, nasihatlarımı dinledin mi demiş. oğlan babasına bakmış. baba sen konuşurken, önümde ki eşeğin götüne kırk tane sinek kondu kalktı demiş.

    annem her nasihat sonrası, kırk sinek mi der. :)
    ozumm