1. okur olmak ile ilintilidir.
  2. günümüzde popülerite ile ilintilenmiş gibi görünse de gerçekten edebiyata kanalize olmuş insanların farklı algıladıkları bir anlatım makinasıdır. bir makina gibi işler. işin başlangıç rotasında çok okumak ve bunun yanında nitelikli okuma eylemini gerçekleştirmek vardır. ne var ki işin üçüncü ayağı olan yorumlama mekanizması ise bunun dışında değerlendirilebilmekte(çünkü iş burada ayrışıyor). dil bilimciler dile hakimiyeti anlama ve yorumlama yetenekleri üzerinden değerlendirir. en basitinden roman ve şiir çevirisi yapanların bu yeteneğe sahip olması, eserin iyi anlaşılması ve bütünlüğünü bozmadan dönüştürülmesine yardımcı olacaktır. aksi takdirde çevrilen kitap yazarından kopar ve çevirmenin yazdığı bir şeye dönüşür. kötü çevirilere denk geldiyseniz ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.

    üniversitelerde dramatik yazarlık bölümlerinde aslında temelden inşa ettikleri bu yolu izlemeden yazar olmuş birçokları var. hasan ali toptaş edebiyatımızda bunların en güzel örneklerinden biridir. ve bence yazarların inanılmaz bir kategorileştirme yetenekleri var. zaten roman dediğimiz yapılar, ortaokuldaki bir biyoloji dersinde ekosistemi öğrenmek için çember oluşturup her öğrencinin bir hayvanı temsil ettiği ve aralarında iplerle kurduğu enstelasyon çalışması gibidir. her konu her olay her kişi her bağlam birbirleriyle ilintitilidir. bu yapıyı düzenleyip bize sunabilmeleri beceridir. enstelasyon okurken yavaş yavaş bağları okuruz, yazar ise bu bağları kurar ve onu anlayabileceğimiz bir düzleme çeker. tiyatro metinleri olsun, denemeler olsun ve hatta bazı şiirler de bu süreçle oluşur.

    tasarımın kendisi bu düzenlerin içinde bir de alt metin taşır. yazarlık okuyanların felsefeye dayandığına çok şahit oldum. hatta çok ilgimi çektiği için okumama rağmen ben de bu grubun içindeyim. bir noktadan okuduğunuz her metinde bir felsefik konstrüksiyon bulmaya başladım. 2. sınıfta öğrenilmiş basit bir teknikten daha fazlası olduğunu da böylece öğrenmiş oldum. artık klasik olarak addettiğimiz birçok yazarın daha önce çeviriler yaptığını hatırlatmak isterim.

    her zaman işin tekniğini birinden öğrenmenize ihtiyaç yok. yazar olmak istiyorsanız okuyun. analizleyin. eleştiri yazın. tartışın. sık sık temrinler yazın
  3. dünyaya, kendine, arkada bıraktıklarına, söyleyecek sözü olan herkes yazar olabilir.
    siz yıpratan üzen herşeyi yazıya dökebilirsiniz. çok da özel şeyler söylemeniz gerekmiyor söyleyecek sözünüz olsun yeter.
    en güzeli sizden bir şeyler kalsın geride...
  4. kendimi tanıtırken "yazar, çizer, entel, dantel bir insan evladı." yazarım hep...

    aslında tam olarak yazarım diyemem çünkü bunun için çok fırın ekmek gerekiyor... yine de az da olsa "yazabildiğim" için diyorum bunu kendime...

    bir de youreads mantığı ile bakarsam, buraya da bildiğim kadarıyla bilgi girebildiğim için yazar oluyorum, bu da çok sevindirici bir durum kendi adıma...
  5. içerisinde, yazmayı meslek edinmek, gibi tuhaf bir evreyi, ya da soruyu barındıran şey.
  6. içini dökmeni sağlar.
  7. bilginiz varsa insanlarla paylaşmanızı sağlar. içini dökmek isteyenlere önerimiz tuvalettir.