• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (10.00)
yazmak - marguerite duras
"yalnızlık hazır bulunmaz, oluşturulur. yalnızlık, yalnız başına oluşturulur. ben öyle yaptım. çünkü orada yalnız olmam, kitap yazmak için yalnız kalmam gerektiğine karar vermiştim. işte böyle oldu. bu evde yalnızdım. bu eve kapandım, tabii korkuyordum da, buna kuşku yok. sonra da sevdim o yalnızlığı. bu ev, yazı evi haline geldi. kitaplarım bu evden çıkıyor. ayrıca bu ışıktan da, küçük gölden yansıyan bu ışıktan. şu söylediğim şeyi yazabilmek için tam yirmi yıl gerekti bana." böyle diyor duras, 1993 yılında yayımlanan "yazmak" adlı yapıtında. daha çok romanlarıyla tanıdığımız yazarın, bu kez, tadına doyulmaz denemelerini sunuyoruz okurlarımıza. kitabın içinde yol aldıkça, insanın içinde bir tutku halinde kabarıp taşan yazma ediminin, ayrı zamanda, insanın temel gerçekliklerinden biri olan yalnızlıktan kurtulmanın tek yolu olduğunu da anlıyoruz. (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)


  1. !---- spoiler ----!

    & kentlerde, kasabalarda, her yerde, yazarlar yalnız kişilerdir. her yerde her zaman, öyle olmuşlardır.

    & sonra kasabalılar diyor ki bir şey değilmiş bu, ağaçlar, yaralarının kömürünü özsularında o zamandan bu yana korumuşlar.

    & yazılmamış olanın bir yazısı olmalı. bir gün o da olacak. kısa bir yazı, dilbilgisinden yoksun, yalnızca sözcüklerden oluşan bir yazı. dilbilgisinin desteğinden yoksun dağınık. dağınık. hemen oracıkta yazılmış sözcükler. ve hemen terk edilmiş.

    & korkunun yalnızca bize gösterdikleri kadarını görüyoruz, kendilerini bize gösterirken, bizden sakladıkları kadarını. nereye götürüyorlar bizi, hangi geceye? insan, beyaz taşlardan yansıyan o yetkin, düzgün parlaklık sanrısından bile kuşku duyuyor, öyle mi?

    & kendi kendine konuşuyor, yüksek sesle, kimi zaman konuşması hızlanıyor ve bağırmaya başlıyor. oluşmakta olan resme mi bağırıyor, bilemiyoruz. bildiğimiz şey resmin sürekli olduğu , gece gündüz, adam uykudayken ya da uyanıkken.

    !---- spoiler ----!

    sanatın doğurduğu yalnızlık temasını oldukça başarılı bir biçemle kaleme almıştı kitapta duras.
    kitabı okurken hayatta önem vermediğimiz, dönüp bakmayacağımız, sıradanlaştırdığımız, küçümsediğimiz olaylara bakışımızı değiştirecek katkıyı zihnimizde hissediyoruz.

    özellikle sadece yazmak üzere çekildiği ve yalnız yaşadığı evinde ölen bir sineğin ölümünü sayfalarca betimlerken hayatımızdaki normalleşmiş ya da normalaltı hale gelmiş basit olayların bile aslında ne etkileyici sahneler olduğunu ve zamanın döngüselliğinde tekrarlanmamak üzere olup bittiğini fark edeceksiniz. edebiyatla ilgilenen arkadaşlarımızın mutlaka okuması gerekirken edebiyata ilgi duymayan arkadaşlara da aynı şekilde farklı bir bakış açısı adına tavsiye ederim.