1. mert
  2. genel olarak ygs ve lys tercih alırken kafanızdan şu hesabı yapın. ben yaptım, pişman olmadım.

    tercihi verenin puanı/başarısı = tp, alacağınız yaklaşık puanı/başarısı = sp olsun. eğer tp > sp ise adamın söylediklerini dinleyin. bir şeyleri doğru yapmış ki sizden yüksek puan alıyor demektir. uymuyorsa bile uydurmaya çalışın. eğer tp < sp ise o adamın tavsiyesine pek kulak asmayın (kendi bölümü hakkında spesifik bir şey konuşmuyorsa). lafta mantıklı gelip aslında hiç de mantıklı olmayan bir yığın saçmalık var çünkü. genelde öğretmenler olsun, dershanelerde arkadaşlar olsun birinden tavsiye alırken fazla düşünülmüyor bu. aa ne güzel fikir deniyor, uygulanıyor da bazen. ama unutmamak lazım rehber öğretmenin kendisi zaten akademik olarak çok başarılı olsa rehber öğretmen olmayacaktı muhtemelen (idealist olanları tenzih ederim). o dershanedeki arkadaş da önünüze istatistik veya derin tecrübelerini koymuyor. kolay bir konuyu o şekilde çalışmış, konu kolay olduğundan anlamış muhtemelen ama kullandığı metoda yormuş. geç.

    lisedeyken herkes bana "ya lelouch neden fem kitaplarını kullanmıyorsun çok iyi kitaplar denemeleri de çok iyi" falan derdi. öğretmenler de arkadaşlarım da. inat edip lise boyunca tek bir fem kitabı almamıştım. o adamlara para kazandırasım gelmişti. zaten güzel kitaplar değillerdi. onun yerine başka kitaplardan çalıştım. bir şey de eksilmedi. bana öyle diyenlerin hiçbiri de benden yüksek puan yapamadılar sonra. bildiğiniz neyse onu yapmaya devam edin.

    kendi söyleceklerim ise şöyle:

    türkiye'de basılan lise düzeyi bütün ders kitapları çöp. bir tanesi bile konuyu anlatmak için yeterli değil. soruları saçma ve ösym kalitesine yanaşamıyor. neden biliyor musunuz? bizim çalışma kitaplarını en iyi ihtimalle o alanda yüksek lisans yapmış öğretmenler yazıyorlar (ders kitaplarını sanırım akademiden birileri yazıyor da onlar da çöp). onların prosedürlerini çok bilmiyorum ama bulabileceğinin en iyisi bu yani. dershaneler genelde öğretmenlerinden soru yazıp yollamalarını ister vs. ösym soruları ise profesörler tarafından hazırlanır. olayı biraz anlamış olmanız lazım. aradaki akademik bilgi farkı yüzünden siz o adamların yazdığı kitaplarla ösym'nin sınavlarını beeeeelki kazanırsınız. sonrası için bir şey katmaz ama. o şekilde bilgi verirsen kalıcı olması imkansız çünkü. neymiş işte test üzerinden konu anlatımıymış vs. bunu yaptığı ders de biyoloji ha. saçma yani. biyoloji yahu bu, okuyup anlıyorsun. düzgün anlatan biri olsa, 1 saatte hepsini anlayıp bütün soruları şamarlayabiliyor olman lazım.

    o zaman ne yapıyoruz:

    kardeşim mühendis olmak mı istiyorsun? cevabın evetse fizik derslerini bundan sonra aç ingilizce bir textbook'tan oku. konuyu anlarsın. pratik yapmak için de yine soru bankalarını kullanırsın.

    matematik mi çalışacaksın? ben son sene türev, integral, limit kısmını mit'nin open courseware'ından çalışmıştım. hem mit havası alırsınız videoları izlerken. tahtalar iniyor kalkıyor çok hoş bir ortam.

    tıp mı istiyorsun? en önemli dersin biyoloji. campbell biyoloji al, oradan çalış. her şeyi anlamana gerek yok zaten ileri seviye biraz. ama okuduğunun zekatı aklında kalsa 25+ yaparsın. okumak sarmadı diyorsan aç khan academy'i medicine kısmından fizyoloji, biyokimya ve anatomi kısımlarına bak. lise biyolojisinin insan kısmını hayli hayli kapsar bunlar. ondan sonra tıp fakültesine gelip hücre membranını anlatan hocaya "hocam membran ne demek" diye sormak çok komik oluyor çünkü. membranın ne demek olduğunu bilmeden nasıl tıp kazandınız lan?

    hem bir de böyle çalışmak üniversitede işleri kolaylaştırıyor. üniversitede dersi anlatan adam açıp türkçe kaynak okumuyor ya, ingilizce yazılmış yayınları takip ediyor. hücre zarı demeyecek herhalde adam. plasma membrane diyecek (*:swh)

    şu anda bu taktiği hala uyguluyorum ben. yüksek lisans kapsamına giren dersleri dinliyorum, okuyorum internetten. bonuslar cepte.

    not: yazının başında yazdığım şeye ithafen -> mf3 - 7000, mf4 - 8000
  3. -bunun yalnızca bir sınav olduğunu unutmayın. eğer özel sektörde çalışacağınız bir bölüm okuyacaksanız ikinci hatta üçüncü seneye kalabilirsiniz. ben alel acele tercih yapayım dedim ve üniversitede okuduğum her andan pişman oldum.
    iyi bir üniversiteye gidemeyen yıllarını kaybediyor. yeniden üniversite sınavına giren ise 1 veya 2 yıl kaybediyor.

    -kazanamazsanız ölecekmişsiniz gibi davranmayın. bu bir sınav yalnızca. hayatının ne başı ne de sonu. stres yapıp bildiğinizi de unutmayın.

    -sınavdan bir önceki gün bolca gezip tozun ve yorulun. uyumadan yarım ya da bir saat önce bir kase yoğurt yiyin. rahat uyursunuz.

    -sınava giderken en rahat ettiğiniz kıyafetleri giyin. "ya tuvaletim gelirse. ya kusarsam. ya burnum kanarsa." gibi düşünceleri bir kenara bırakın. öyle şeyler başınıza gelirse o an düşünürsünüz.

    -bu saatten sonra zaten yapabileceğiniz pek bir şey yok. çalıştıklarınızın karşılığını muhtemelen alacaksınız. yok bir aksilik olursa da kader deyin geçin.

    -bu ara en stresli döneminiz. arkadaşlarınıza bulaşmayın. kimsenin kalbini kırmayın. boş yere gaza gelip ara bozmaya değmez.

    -sınav sabahı çok su içmeyin. güne nasıl başlıyorsanız öyle başlayın ve muhakkak kahvaltı edin.

    -sınav yerine ulaşımınız ne kadar sürüyorsa düzgün hesaplayın. (trafiği de hesaplayın.) panik olmayacak şekilde yola çıkmış olun.

    -sınava girdiğinizde bu ana kadar çalıştığınızı ve şimdi bir yükten kurtulmak üzere olduğunuzu hatırlayın. stresliyseniz en sevdiğiniz dersten başlayın. stresiniz geçene kadar bir iki soru çözün. sonrasında normalde denemeyi nasıl çözüyorsanız öyle devam edin.
    duyk
  4. milyon tane tavsiye verilir ancak bir tanesi en önemlisi. sakinlik. sakin olun, herkes sizin gibi heyecanlı olacak. onlardan avantajlı durumda olabilmek için sakinliğinizi koruyun, emin olun çok yararı olacak süre yönetiminize. bir arkadaşım benden çok çalıştı, ama o heyecanı yüzünden çuvalladı ben ona nazaran daha sakin daha yaparız ederiz modunda olduğumdan daha yüksek aldım. o yüzden sakin olun. bu sınav ne başlangıç ne bitiş. zaten hayatta sınav bitermi? hep bir sınavdayız.
  5. yesil
  6. herkes sakin olun der ama önemli olan nasıl sorusunun cevabıdır. kendi tecrübelerimden örnek vermem gerekirse;
    -bir hafta önceden 11de uyuyup 7 de kalkmaya bünyenizi alıştırın
    -gerekirse yasemin, papatya çayı,yoğurt kullanabilirsiniz yatmadan önce
    -bu sınavın hayatınızdaki önemi gözünüzde büyüttüğünüzün binde biri kadar, şayet emek verirseniz yapamayacağınız hiç bir şey yok
    -her zaman taban hedefiniz olsun. ben kitapçığı açtığımda eskişehir elektrik-elektronik diye açmıştım, bu beni rahatlatıyordu^:şimdi itüdeyim ;)^
    -kendinizi sevin ve bunu milyarlarca kere söyleyin
    -ailenizin sizden beklentisi yok bunu o kalın kafanıza sokun, ananız babanız -şu çocuk büyüsünde 25 yıl sonra bize baksın- amacıyla doğurmadı sizi, acıtasyon yapmayın kendinize, onlar bi hal çaresi bulur
    -son olarak iyi düşünün iyi olsun, kötü bile geçse önemli değil lys'nin etkisi daha fazla. bu gözler elli binden beş bine çekenleri gördü
    r2-d2
  7. sınav sonucunuzu belirleyecek en temel faktörlerden biri paniktir. eğer panik yaparsanız, normalde sizden daha kötü biri sadece rahatlığından ötürü sizin önünüze geçebilir.
    ösym sınavlarındaki sorular kolaydan zora göre veyahut çözdüğünüz denemelerdeki gibi sıralanmayacaktır. en zor sorular en başta gelebilir. ve unutmamanız gereken en önemli nokta şu: ösym sizin iyiliğinizi düşünmez.
    ösym başkanı ömer demir: " sınavın zor ya da kolay olmasından ziyade, aday kitleyi makul bir şekilde sıralayabilir mi, bunu dikkate alıyoruz."

    ösym' nin tek derdi sizi elemektedir. o yüzden sınavda panik olmanız zaten onların başarmak istediği bir durum.

    uzun lafın kısası, normal şartlarda ygs yi bitirdiğinizde üç aşağı beş yukarı önceki denemelerinizdeki sonucu alacaksınız. ama bu, yaşadığınız strese göre değişecek. o yüzden diğer sınavlardan pek farkı olmadığını, sınav sonucunda kendi sonucunuzu alacağınızı, her panik yaptığınızda aklınıza getirin.

    şimdiden başarılar dilerim.
  8. sonucu ne olursa olsun, sınav nasıl geçerse geçsin 'amaaan canım sağolsun bee' diyebileceksen bu sınav mevzusunu her türlü halledersin.
    nice arkadaşlarım oldu denemelerde maximum puan alıp iş ygsye gelince beklediğinin yarısına bile çıkamayan. neden stres yapıyosunuz? aileniz yüzünden. "yaaa benim çocuk tıp okuyor eheheh" diyebilmek için çocuklarının omuzlarına gereğinden fazla sorumluluk yüklüyorlar.
    kendi hayatınıza kendinizin istediği doğrultuda yön verin. kimseyi memnun etmek zorunda değilsiniz aileniz dahi olsa. aileniz sizinle "yaa benim çocuk çok mutlu bee" diyerek övsün, ygs puanınızla değil. mutlu olmak için çabalayın, hayatınızın sonuna dek.
  9. sınav daha önce çözdüğünüz denemelerden çok daha zor olabilir. nasıl çözcem lan bu soruları diye ağlama moduna sakın geçmeyin. zor sınav aslında çalışan adama iyidir sadece panik yapma.

    sınav tam hayal ettiğin, denemelerde çözdüğün zorlukta olur. sakin sakin çöz seni kimse tutamaz.

    sınav biraz kolay olursa da sakın "ulan ne kolay sınavmış biraz da öbür elimle çözeyim de ağzımla kodlayayım" havalarına girmeyin tedbiri elden bırakmayın.

    üstte yazdıklarımın hepsi tecrübedir mavra değildir.
  10. girecek olanların şu andan itibaren bir konuyu detaylı bilmekten çok, her konuda az da olsa bilgi sahibi olmaya yönelmeleri gerekmektedir. otomatiğe bağlamış biçimde 1517. kaldırma kuvveti sorunuzu çözmektense konu anlatımlı bir kitabı alıp baştan sona göz atabilirsiniz.

    tabii bu dediğim daha çok fen kısmı için geçerli.

    matematikte ise şu dakikadan sonra pek bir şey değiştirmeniz mümkün değildir. yine de temel konular kadar önem vermediğiniz o malum birkaç konuya bakarak birkaç soru daha kazanabilirsiniz. ^:belki..^ (binom açılımı, istatistik gibi konular)
    bunun dışında matematikte temel bilgilerinizi yoklayabilirsiniz. yine, soru çözerek değil, tekrar ederek. mesela bir defter alıp, her konu için sorgulanma ihtimalini düşündüğünüz bilgi kırıntısını yazabilirsiniz düzenlice. bu sayede en azından, bilgisizlikten soru kaçırmazsınız.

    türkçe kısmına gelirsek, bu kısım adeta soğukkanlı ve basit düşünebilenin kazandığı kısımdır. anlam sorularında ygs bir hayli zorlar. burada önemli olan zihninizi berrak tutup, çok soyut düşüncelere dalmaktansa somut ifadelerden hareket etmek. yani metinde bahsedilen ifadeden ''acaba şunu mu dedi acaba bunu mu demek istedi'' yapmadan, ''bu en genel anlamda bu demektir'' demek gerek. beyni temiz ve basit tutmak lazım türkçede. çok dolandırıp saptırmayın ifadeleri. keep it simple

    ayrıca uzun uzun paragraflar içerdiği için bana kalırsa en başta çözülmesi gerekir türkçenin.
    diğer türlü kesinlikle daha iyi olmayacaktır. ben şahsen böyle yapardım ve hocalarımız tarafından genel önerilen de buydu. kalan dersler içinse ben mat->fen->sos şeklinde çözerdim. bunu da öneririm tabii ama alıştığınız bir gidiş varsa da çok oynamamak lazım.

    sınav başladı ve türkçeye giriş yaptık mesela. artık bundan sonra geri dönüş yok. beyninizi saçma düşüncelere kapatın ve ilerlerken donma yaşamayın. okuduğunuz uzun paragrafın ortalarında, aslında paragraftan o ana kadar hiçbir şey anlamamış olduğunuzu bile bile gözlerinizle paragraf sonuna kadar takip yapmayın. sonra paragraf biter ve tekrar baştan başlarsınız. ^:kendimden biliyorum :p^ o yüzden o soruyu okumaya başlarken bilinçli okuyun. keep it clear

    her soru için size verilen süreyi (1dk) kullanmaktan çekinmeyin. ^:zaman zaman 1,5 veya 2 dk da kullanılabilir^ her soruyu çözüp ''ahh evet işte, doğru cevap kesin bu!'' diye işaretledikten sonra ekstra bir moral kazanırsınız. her emin olduğunuz ve memnuniyetle cevap verdiğiniz soru, yükünüzü biraz daha azaltır. önemli olan baştan iyi bir giriş yapıp modunu korumak. şuursuz hareketlerde bulunmamak. donmamak!! keep it alive

    genel anlamda da işler yolunda gitmediğinde öff püff diyip vazgeçmeyin. bunun faydası değil zararı olacaktır. bu tür kötü durumlarda geride bıraktığınız soruları unutup önünüzdekilerden birer birer kurtulmaya bakın. her çözdüğünüz soru durumu biraz daha iyiye taşıyacak, böyle düşünün. keep figthing

    klişe olacak ama, en önemli konulardan biri de bir soruyla inatlaşmayın. eğer 160'ta 150 hedeflemiyorsanız, o 1 soru size zerre dokunmayacak. geçip devam edin. ^:geçilecek soru tespitini erken yapmalısınız^ ^:geçilecek bir soruya 3 dk harcamayın^ be pragmatic

    daha söylenecek bir sürü şey vardır fakat malum konu biraz karmaşık.

    soracağınız varsa mesaj atın.