1. 1 haftadır eminem - without me'yi ezberlemeye çalışıyorum. arkadaş meclisinde alkolünde etkisiyle gaza gelip olum ben o şarkıyı ezbere biliyorum dedim. olur da bir gün söyle derlerse diye kendime durduk yere ağır yük edindim. ahanda lirikler burada. tutamadığım çenemi seveyim.
  2. 7 ay önce yazdığım şu yazıya ufak bir ekleme yapacağım:

    fazlası zarar, şikayet edebilirsiniz
    a
  3. dedemin bana bıraktığı miraslardan biri de seçim umududur. ısrarla her seçime büyük bir ümitle girip hep hüsran olurdu. seçim sonucu açıklanınca ''bu sefer de olmadı ama gör bak, bi dahakinde kesin kazanacağız'' derdi. senden devraldığım bayrağı gururla taşıyorum. dede, bu sefer de olmadı ama bir dahaki sefere kesin kazanacağız.
  4. herşeyin başında buraya aşk acısı çektiğim bir dönem üye olmuştum içeriğe pek göz gezdirmeden.

    bazen kendimi youreads'e yakıştırmıyorum. profilim sanki buraya pek uygun değil. genel itibariyle naif bir sözlük için fazla kabayım. insanların nick altı entrylerinde naif,kibar bir insan diye birbirlerine methiyeler düzdüğü bir sözlükte ben kabayım.

    kültür dolu sanat dolu felsefe dolu içerikler paylaşmaktansa geyik dolu içerikler paylaşmayı tercih ederim. belki birazda müzik. gündelik hayatta da böyleyim. diyalektk aklın eleştrisini yapmaktansa temel ile fadimenin aklını eleştirmeyi tercih ederim. kültür sanata dair 5 kişilik bir watsap grubumuz var orada sadece şu etkinlik var gidelim diye muabbet çeviriyoruz herhangi bir kritik yapmıyoruz.

    kendimi ifade ediş şeklim kesinlikle şiir değil. toplumsal gerçekçiler dışında şiirden hoşlanmıyorum. yalnızlıktan ve hüzünden hiç hoşlanmıyorum. sadece bazen ne kadar dizginlemeye çalışsamda ipin ucu kaçıyor hüzün konusunda,o an dinlediğim müziklerle alakalı bir de sonbahar başlangıcında. yalnızlık konusunda ise evet bazen yalnız kalmak isterim ama diğer yandan yeni birini tanımak beni çok heyecanlandırır. bu yüzden isteğim dışında yalnız kalsam bile kısa süre sonra biriyle tanışırım. sosyalleşmeyi seviyorum.

    romantizm ve realizm benim için metro kullanacağım bir gün metroya yakın bi yerde oturmak ya da moda'da oturmak. yakın bir yer realizm moda romantizm. daha fazlası değil.

    youreads'in düzenlediği eş zamanlı kitap okuma, film izleme gibi etkinliklerine hiç katılmıyorum.sıkılırım. eğerki bir gün fıkra zirvesi düzenlersiniz, kitabımı alır gelirim.

    not : bu arada linklediğim kitabı gerçekten okudum. çok kötü.
  5. Yılbaşında, sevgililer gününde, dini ve milli bayramların tatillerinde mecbur kalmadıkça ekseriyetle hiçbir şey yapmıyorum. Gelenekselleşmiş tatillerde ( paskalya, halloween, kurban bayramı vs), özel günlerde yapılan eğlenceleri, sevgi gösterilerini, kutlamaları sanki kendimiz için değil sistem için yapılan etkinliklermiş gibi görüyorum. Sanki birileri emrediyormuş; "şu tarihlerde eğlenecek, şu tarihlerde sevişecek, belirli gün ve haftalarda dediğim insanları anacaksınız ulen!" diyormuş hissine kapılıyorum.

    Ekşi sözlükte şöyle bir entry var: https://eksisozluk.com/entry/16802491 ; ben bu kadar olmasa da yaptığım etkinliklerin ne kadar kendim için olduğuna dikkat ediyorum. Su içsek kendisine yarayan bir sistem var, sistemi de bu şekilde bitirme gibi bir amacım yok. "Kapitalizmin oyununa gelmiyorum allahım ne kadar da farklıyım herkes benim gibi olsa ne güzel olurdu" da demiyorum; sadece birisi beni eğlenmeye ya da üzülmeye zorluyormuş gibi hissettiğimden bunu yapamıyorum ben de hep bir bahane bularak evde oturup six feet under izliyorum ( şu sıralar favorim).
  6. cakal
  7. İtiraf ediyorum, ben Cliff. Şu etkinlik süresince tanım kasayım bir işe yarayayım diye bir dönem kullandığım Nickle üye oldum. İşin komiği beni bu Nickle bilen bir kaç arkadaşa rastladım, Dünya küçük, internet 75b.
    Fakat malum olaylar insanda şevk bırakmadı. Uyku uyunmuyor hayat yorucu.

    Yarın 3 tane öğrencim var, modumun yüksek olması gerek fakat olmuyor sevgili yousercanlar.
  8. bugün arkadaşımla çok güzel bir gün geçirdim. en son közlenmiş mısır yiyelim dedik hamamönünde. mısırı yedikten sonra peçeteyle sildim tabi ağzımı ama tahmin edersiniz ki o küçücük siyah köz parçaları öyle bir silmeyle gitmiyor. ama o an fark etmedim tabi. hayır arkadaşım sen niye söylemiyorsun bana değil mi? ağzım burnum ne halde!

    mısır faslından sonra ayrıldık arkadaşla, ben metroya bindim. sonra da otobüse bindim. sonra evime geldim. kapının kilidini açıp karşımdaki boy aynasını görmemle ohaaaa! demem bir oldu. ağzımın kenarları falan nokta nokta siyah!

    çok utandım :)
  9. sağlıklı beslenmeye ve spora başladım. bi haftadır falan böyle gidiyor. ilk defa bu kadar dikkatli davranıyorum yemek-spor ikilisinde. proteini bol yağsız şeylerden bayağı yiyorum, iyi mi değil mi; fazlası zarar mı bilemem.

    daha önce 25 şınavın üstüne çıkmaya çalışırken ölecek gibi oluyordum. şu anda 50 şınavı rahat bir şekilde çekiyorum.

    beni biraz tanıyanlar bilir, mutlu edecek bir sebebim yoksa 15/16 saat falan uyurum. daha doğrusu uyurdum. 7 saat net uyku ile yaşıyorum. ama ayılmak için bi miktar kafeine ihtiyacım oluyor.

    bir miktar da kilo verdim ama kalıcı olup olmadığını bilmediğimden çok mühim değil orası. işin garibi kilo verdiğim halde şu son 10 günde herkes kilo mu alıyosun demeye başladı, şaşkınız.

    hedef olarak net bi şey söyleyebilir miyim bilmiyorum ama

    https://www.instagram.com/p/BJG83XYBB2q/?taken-by=brockohurn şu kadarını başarabilirsem bayağı mutlu olurum ya.

    hayatımda daha önce vücudumun görünüşünü hiç umursamamıştım neden böyle oldu bende bilmiyorum.

    neyse.

    düzenleme: ben bu işte hakikaten cahilim. önerilere açığım.
    kuz