1. nora'mız ile aralarına katılmak istediğim oluşum. nora henüz bir aylık, süt içmeyi, insan üzerinde uyumayı ve motorsiklete binmeyi seviyor.
  2. sokakta yakaladığım, mıncırdığım ve benim için biraz daha önemli olan minnakım ile bende geldim benide ekleyin dediğim başlık.nasıl güzel bir topluluk sanırım yiycem.
  3. başka başka dillerde kedi çağırma
    dünyanın bütün kedileri, birleşin!
    mesut
  4. bizim havhav'a mama aldik ilk tanistigimizda kendisiyle; sabah işe giderken mamasını bırakıp gidiyordum aksam döndüğümde bizimki kuyruk sallaya sallaya geliyor arka bahçedeki mama kabina götürüyor kap boş oooo nasil yedin bu kadar mamayi falan diyorum arkadaşlarına parti mi yaptın falan. neyse bir daha mama koydum içeri girdim bir gürültü kıyamet dışarı çıktım ki bizimki bir köşeye sinmiş abartısiz 10- 12 şapşik kedi bizimkinin mamasini büyük bir iştahla yedikleri gibi bizimkini de yanastirmiyorlar anlaşıldı dedik şimdi o şapşıklere de mama alıyorum . gene de havhavimizin mamasini da yiyiyorlar.
  5. — selam. zaman ne kadar çabuk akıyor öyle değil mi?

    mart ayında bu başlığa ilk yorumumu girmiştim. o zamanlar ne yapacağını bilemeyen, şaşkın 4 kedi ile dımdızlak ortada kalan bir youser vardı. ilk heyecanımı da bu platform üzerine paylaşmıştım. (bkz: #91196) bi kedinin doğumuna tanıklık etmiş olmak, kedinin inlemesi ve yarım saat aralıklarla şaşmadan ve içerden kaç gızancık çıkacağını tahmin edemeden süren uzun bekleyiş.

    haftalar geçti. avuç içimde taşırken mendille tuttuğum o yavrular iki elde tutmakta dahi zorlandığım ele avuca sığmayan ordan oraya koşuşturan yaramaz veletlere dönüştüler. dört tekirden ikisini sahiplendirmemin ardından birbirinden ayıramadığım iki kardeşin maceralarını ara ara yer verecem bu başlıkta.

    temmuz 2016. ramazan bayramının ilk günü sabahında evde kedilerle birlikte tekim. normal şartta bu bayram köyde olmam gerekirdi. malum cümbür cemaat tüm tanıdıklar köyde bir araya gelirler. kedileri bırakacak kimsem olmayınca mecbur bu sene şehirdeyim. dedim. temmuz ayı, hava sıcak. odanın balkonunu haliyle açık bırakıp uyuyorum.

    bayram namazına kalkacağım o sabah, sürekli kuş sesi geliyor balkonumdan. apartmanın arka bahçesinde ağaçlar var. kuş sesine alışkınım. anlayacağınız uykulu gözlerle pek aldırmıyorum gelen seslere. kafamı yastığa koyup uykum kaçmasın istiyorum bir yandan. yattığınz yerden serin hava geldiğini de hesaba katarsak malum pek tatlı olur uyku güneşin yeni yeni doğduğu o saatler.

    hazırlandım çıktım evden. namazı kılıp dua ettikten sonra geri döndüm. boncuk'un 2 kez balkondan aşağı düştüğünden bu yana eve döndüğümde herkes yerinde mi diye kontrol ederim muhakkak. odalarda yoklar. ev içinde çoğu kedilerin belli bir yerleri vardır. yok yok yok... yer yarıldı içine mi girdi. nerdeler ya demeye başlamışken kapısı açık balkona bakmayı akıl ediyorum. kapıda boncuğu gördüm. boncuk, yukarıya kafasını kaldırmış dikkatli izliyor. ne o neye bakıyor derken ne göreyim

    - aman tanrim didim!!

    balkonda dolabın üstünde olan kullanılmayan piknik sepetinin kulpu fare kapanı gibi güvercin ayağını sıkıştırmış. sabahtan beri dikkatimi çekmeyen kuş sesinin asıl nedeni ayağını kıstırmış çırpınmakta olan bir güvercinmiş. dahası var. boncuğun takip ettiği şey ise kardeşi sarı'nın güvercine pati atması. güvercin de bir yandan kediyi gagalamaya başlıyor. sarıyı harcar bu kuş gözünü oyar valla diyorum bir yandan.

    bayramlıklarımla önce kediyi aldım dolabın üstünden. sonra piknik sepeti ile kuşu. piknik sepetinin kulpu ayağını kesmiş. kan olmuş her yer. kuşun kanaması var. hastanelerde kullanılan eldivenleri giyip kuşu çıkardım ordan.

    bir bayram sabahı herkesin yola çıktığı kimselerin kalmadığı bir şehirde başıma ne macera gelebilir ki demi? gel bunu o kedilere anlat.
  6. buraya üye olmadan da kedi sevebiliyor muyuz?
  7. güzeller güzeli, delikanlı bebeğim lumos ile katılmak istediğimiz topluluk. kendisi benden kilometrelerce uzakta ama olsun, yarım sene geçirdik beraber ve bana kedilerle ilgili birçok şey öğretti.

    lake abim gibi ben de bu tür konularda yardımcı olmaya açığım.