1. seni düşündüğümde
    neden kalbim hızla çarpmaya başlıyor hâla
    neden hâla bir yerden çıkıverecekmişsin gibi geliyor
    kış geçeli çok oldu oysa
    yaz da geldi bak
    çiçekler neşeyle açıyor
    kuşlar pencereme konuyor
    mutlusundur da şimdi
    yazı severdin çünkü
    mutlu olduğunu düşünmekte bana yetiyor...
  2. ne şiirler belirir bende
    uykuya dalmadan önce
    kalkıp yazmaya üşenirim
    uykuya dalınca unuturum sonra
    katili olur şiirlerimin üşengeçliğim
    sabaha pişmanlıkla uyanırım.
  3. "ben eteklerine dereler
    çizdiğiniz o büyülü dağ
    içimde kaynayan
    sinsi volkana aldırmadınız
    uzaklardan gördünüz
    adımı özlem andınız
    üzerine bol hüzünlü
    türküler yaktınız"

    ...

    diye devam ediyor.
  4. ahmet kaya'nın yakamoz şarkısını öylesine severim ki; şarkıyla olan bir anımı kağıda dökmüştüm, yağmurlu bir akşam sessiz sessiz ağlarken:

    en sevdiğim şarkı çaldı radyoda
    uygunsuzca yakalandım
    film şeritleri geçti gözümün önünden
    hatıralarımı hatırlattı şarkı
    ya da hatıralarım hatırlattı bilemem

    indim taksiden
    sahile yürüdüm
    vardım sonra
    oturdum bir banka
    bir of çektim en içten

    izlemeye başladım
    denizi gemileri yakamozu
    yağmur yağıyordu
    gözyaşlarım döküldü yanağımdan
    gözyaşlarım yagmura karıştı

    ah şu geçen gemiler
    beni alsalar da öyle ilerleseler
    duymadı hiçbiri oysa
    yanıma gelen köpeğe sitem ettim bunu
    başını öne eğdi

    şarkı hâla kulağımda
    bu şarkı nereden biliyor sessizce ağladığımı
    nereden biliyor ıslandığımı
    o da ıslanıyor mudur acaba
    üzülürüm eğer öyleyse
    üşütebilir çünkü diye

    hayır ağlamıyorum hayır
    gözüme denizin güzelliği kaçtı
    biliyorsundur ama
    ahmet kaya yanılıyor olamaz ya
    yakamozdur artık o
    bazı geceler görebileceksindir artık onu
  5. sol omuzumdasın bu aralar
    başımla birlikte yaslayıp seni,
    düşünüyorum
    siyah şapkanı
    gülüşünü,gözlerini..
    bulutlu ya havalar
    biliyorum ya yağmuru sevişini
    hatırladım yine
    "canım rüyalarım gerçek mi oluyor ne.?" deyişini..

    ezmeden düşen damlaların hiçbirini
    aldım başımı erkenden gidiyorum
    bir türlü sevemedim "hoşçakal" deyişimi..
  6. sevgilime yazmıştım. düşünün ilk defa bir sevgilime şiir yazmıştım. şiir yazdığım insanlar genelde uzaktan uzağa sevdiklerimdi. ilk defa böyle yakınlıkta birine yazmıştım. değdi mi, tabii ki de değmedi amına koyayım!

    hani bir lunapark klasiğinde
    kendimizi çarpışan otomobillerde buluruz
    gülüşürüz
    saçların gülüşür karanlıkta
    görülür diğer çarpışan otomobillerde
    biz ufak çocuklara kızarız
    kız çocuklarına çarpmayız
    unuttun mu
    biz iyi yürekli insanlarız
    kendimizi metro girişinde avuturuz
    sıcak bir sarılma bekler bizi
    gözlerini
    gözlerin sarılmak için yalvarır da
    kolların kıpırdamaz ya
    ben bulurum kendimi saçlarının gülüşünde
    saçların gülüşmekte hala
    soğuk bir rüzgar kaplar metroyu
    karadeniz'e benzer ellerimiz
    hırçınlaşır gitmemek için
    hani bir türküye kaptırırız kendimizi
    hani bulamayız kendimizi
    karadeniz belirir tekrardan
    hani derler ya ;
    karadeniz işler adamın içine
    karadeniz gibi işledin kendini içime

    aklıma başka bi tane daha geldi editi :

    denize döküldü ayakları
    belinde bir tutam saçıyla
    ilerledi, ilerledi
    mavi renk olmaktan çok uzakta
    eğildi suya
    bir şeyler fısıldadı
    deniz duruldu önce
    sonra dalgalandı
    bakıyorum da gökyüzüne
    bakıyorum da denize
    renkleri solmuş
    renk olmaktan uzak mavi
    kadının ciğerine dolmuş

    not : güzel insanlar, sevdiklerinize söyleyin beğendiyseniz şiirlerimi. fakat sosyal mecralarda paylaşmayın lütfen. densizin biri çıkıp "bak hacı ben yazdım." diyor deliriyorum. yani paylaşmak güzel elbet ama "aramızda kalsın" iyi okumalar...
  7. ayaklarım üşümesin hiç.
    onlar benim.
    ellerim üşüsün,
    eğer uyumuyorsam.
    onlar benim değil.

    şimdi anlıyorum,
    neden ellerine bakar insan,
    kendini tanıyamadığında.

    savunacak bir baba,
    sığınacak bir anadır
    yalnızlığın çaresi.
  8. kabussuz yarım akıllı gecede
    dilsel bir hataydı yaptığı
    avucundaki ölüme hiçlik demişti
    sakin kalamazdı bu boşlukta
    sinmiş cesaretini bir meyvenin suretine sakladı
    farklı bir maktul arıyordu kendine
    gülümsemeyi bilmeyen,
    açlık dengesizliği hızlandırdı
    nefes kokusu körpe
    çığlık aç bir hayvan
    gözler çukurlarında kanıyor
    görüyorlar geceyi
    çığlığı
    hatasız bir gündü bugün
    şatonun içi ruhsuzlukla çırpınıyor
    fareler ziyafet için kuytuda bekliyor
    daha hızlı öyleyse
    şükredilen bir alkış için
    alkışlayan tanrı için.
  9. ciğer har olmuş
    kurum tutmuş soluk borusu
    öksürse is
    ağlasa zift
    bu yangın doğuştan mıdır
    bu kapkaralık soğuktan mı
    abi
  10. izmir'den ayrılmanın hüznünü anlatan akrostişim^:swh^

    istemiyorum bu şehirden ayrı kalmak
    zor geliyor, bu bahar havasından
    matemle ayrılıyorum yeniden
    istemiyorum bu şehirden ayrı kalmak
    rastlaşırız bir gün belki yeniden