1. teoride desen zehir gibi pratik dersen sallanmakta..
  2. şimdi yazdığım kitap-film eleştirilerini okudum da ben her şeyi beğeniyorum. film mi izledim, kitap mı okudum, bir organizasyona mı katıldım, bir insanla mı tanıştım fark etmez. 'bu ne lan böyle' dediğim hiçbir şey yok. ve bunu herkes beni sevsin, amanın kırılmasınlar, onlar da benim yaptıklarımı beğensin diye yapsam keşke. yapıcı eleştiri yapma konusunda sıfırım. şunun bunun hakkında ne düşünüyorsun dediklerinde çok güzel, çok hoş, bak burasını da ne güzel yapmışlardan ileri gitmiyor söylediklerim. çok mu pozitifim, çok mu empati yapıyorum yoksa içinde emek var aman nankörlük etmeyeyim diye mi bunlar bilmiyorum. belki de gerçekten herkes beni sevsin istiyorum. bir aykırı düşünce sunmuşluğum da yok. evet evet sevgi manyağıyım ben. çok mükemmel bir insanım ya çünkü. bunları yazarken bile beğenilme kaygısı güdüyorum. fakat bu insan olmanın özünde yok mudur zaten? bakın nasıl da atıyorum suçu üstümden, kendimi bile eleştiremiyorum...
  3. çok alınganım bu benim en hassas noktam.her an çıt çıta hazırım.uzun süreli değil ama kısa ve yıpratıcı etki bırakıyor :(
  4. klasik laf vardır hani işte fazla tevazu kibirdir falan diye. öyle tevazu gösteriyorum ki kibirimden ölücem. birinden övgü aldığım zaman anında estağfurullah deme öyle şeyler diyip içimden öyleyim tabi lan daha bile fazlasıyım hatta diyorum.
  5. yapmayacaksın. çünkü pişman olacaksın. pişman olacağından yapmamalısın. pişmanlığı göze almamalısın. eğer göze alıyorsan ''ben acizim'' demeyi bilmelisin. bu durumun kefareti bu mudur, bu iki kelimeyle ''ben acizim'' diyerek ödenebilir mi!
    bunca iç savaşlar, onca mücadele sonucunda yenilgiyi kabul edip en başa dönmek. hayır, hayır! bu olmamalı. hakkını vermelisin bitmek bilmeyen acılı döngünün bu sonu gelmez ıstırabın.

    düşeceksin. kalmayı biliyorsun. çok korkmuyorsun ama acı veriyor farkındasın. düştüğünde de kalkıyorsun. ama her kalkış senden birşeyler götürüyor; yaşamaya dair sermayeni azar azar çekip alıyor.

    şimdi beni iyi dinle. ben en son yerden kalkmayı başaran 'sen'im. artık düşmemeli yola devam etmeli ve tıpkı atlas gibi bu ağırlığı olanca gücünle taşımalısın. bu biteviye akan hayatın kısır döngüsü içinde bir güneş, bir rüzgar gibi kendini yenileyerek ve yineleyerek dik duruşunu göstermelisin. bunu başarabilecek güçtesin. sığınacağın yer aklın. sana sahip çıkacak tek yer aklın. her zora girdiğinde bunları hatırlayacaksın. kararlı bir şekilde senden daha birşey gitmesine izin vermeden aklındaki o zehri atacaksın. her attığında yeniden doğacaksın; düşüp-kalkarak değil. daha da yükselerek.
    23.04.2017
  6. dil, din, ırk, cart curt ayrımı asla yapmam ama zeka pırıltısı göremediğim insanları (bahsettiğim asla bir rahatsızlık değil) küçümsüyorum.

    sosyal medyada arabalarıyla gösteriş yapanları küçümsüyorum (tutku başka görmemişlik başka)

    sevgilileriyle özel kalması gereken anları paylaşanları küçümsüyorum (anı ölümsüzleştirmek başka buldumcuk olmak başka)

    daha özeleştiriye gelmedim.

    şimdi geldim :) ben bu küçümseme işlerini yaptığım için kendimi hiç kötü hissetmiyorum. eleştirmem gereken kısım bu bence.
    parov
  7. hayatımda bir şeylerin değişmemesinden şikayetçiyim ancak değişmesi içinde hiçbir şey yapmıyorum.
  8. bazı durumlarda bilmediğim bir konu hakkında konuşulduğunda bilmediğimi söylemekten utanıyorum ve biliyor gibi davranıyorum. bu genellikle teorik ve bilgi paylaşımı konularında olsa bile bazen saçma sapan yersiz durumlarda bile yaptığım oluyor. mesela bugün hiç görmediğim bir yer hakkında bana birşeyler soran arkadaşlara ondan bundan duyup okuduğum bilgileri gördüğüm fotoğrafları güzelce harmanlayıp gitmiş görmüş gibi ballandıra ballandıra anlattım. ne gereği vardı. hayır ben de görmedim desem ne olacaktı? böyle bir yalan söylemeye hiç ihtiyacım yoktu ki. ne gerek vardı? ne utanılacak birşey ne yargılacak bir pozisyon var ortada. kendimi hiçbir zaman tam olarak anlayamayacağım ve hep bir parçam kendime düşman olacak bu gidişle
  9. ne zaman herkese her şeyi anlatmaktan vazgeçeceksin? kimsenin umurunda dahi değilsin. aptalsın. bunu gördüğün halde halledemiyorsun.
  10. küçümsemeden duramıyorum insanları kendimden üstün gördüğüm gerekçesiyle değil,kendi hayatımı hemen hemen çoğu insandan fazla küçümsüyorum.yürürken kafamın içinde sürekli
    bu ne yapıyor? her gün bu işe mi gidiyor? , peki şimdi bu ne yapıyor? her gün evde mi oturulur? burada mı yaşanır? bu mu yenir ? tarzı düşüncelerden sıyrılamıyorum ve bu sebeple kendim hiçbir şey yapmıyorum,değer vermeyi unuttum yerini küçümseme duygularını aldı ve ele geçiriliyorum.
    sud