1. osmanlı'da bildiğiniz üzere çok gayrimüslim yaşardı. bunlar 400-500 sene maraba gibi yaşadıktan sonra son 100 sene tabiri caizse voleyi vurdular. imparatorluğun köküne kibrit suyu döken sebeplerden biri de buydu. batılı devletler ve rusya güçlendikçe, imparatorluk içindeki tebaası üstünde koruma hakkı elde etme ayağına zamanla devlet içinde devlet oldular. osmanlı kapitalizm ile bütünleşirken zenginleşen de bu gayrimüslimler oldu. ticaretin çoğu zaten bu devletlerle yapılıyordu. gayrimüslimler de doğal olarak bu bu devletlerin ticaretinde aracılık yapmaya başladılar. zenginleşen bu kesim karşısında marabalaşan sünniler'in bildiğiniz üzere defalarca intikam girişimleri oldu....

    ama nitekim konumuz bu değil. diyeceğim o ki, yabancı bir ülkede hatırı sayılır büyüklükte bir insanı bir sebepten ötürü memleket ile sürekli ilişkili vaziyette bulundurmak, devlet mantığı açısından mantıklı bir tutum çünkü yukarıdaki örnekten görüleceği üzere ne zaman ne olacağı belli olmaz. hatta şimdi gurbetçiler açısından iş öyle bir aşamaya geldi ki, erdoğan almanya'da oy kullanma hakkı olan türkleri merkel karşısında seferber etse (yapmaz tabi) ve türklerin çoğu oy kullansa, zaten seçimlere katılımın az olduğu almanya'da seçim sonuçlarını rahat değiştirir. ha keza yerel seçimlerde de...

    tabi bu karşılıklı bir ilişki. yabancı bir ülkenin seçimlerinde oy kullanırken "büyük almanya" hayali için mi oy kullanacaksın? tabi ki hayır. memlekette en azılı ülkücü olanların gurbetteki seçimlerde en eşitlikçi özgürlükçü sosyalist partilere oy erdikleri vakıadır. türkiye seçimlerinde oy verirken de, birincil içgüdü türkiye'nin saygın olması, sözü geçen bir devlet olması ve gerektiğinde gurbetteki vatandaşlara sahip çıkmasıdır. gurbetçi bu beklentiyle oy kullanır. tabi ki saygınlığın nasıl kazanılacağı kişiden kişiye değişir. bazısı batıya meydan okuyarak bunun olacağını düşünür, diğeri batı değerlerine uyumlu bir yönetimle.
  2. bir ülkede yapılan seçim o ülkenin kısa ve uzun vadeli geleceğini belirler. bu durumda yurt içerisinde yaşayan kişi kadar akrabası, ailesi yurtta olup kendisi yurt dışında olan veya bir müddet sonra yurduna geri dönecek olan kişilerin kendi gelecekleri için oy vermelerinden daha doğal bir hak yok.
  3. yurtdışında yaşayan vatandaşların oy kullanabilme hakkının olması gerekip gerekmediği sorgulandığında olmaması gerektiğini düşündüğüm bir hak.

    geçen yine nette bir yerde görmüştüm. hollanda'da akpli bir grup sanırım son zamanlardaki hollanda hükümetinin tavrı yüzünden eylem mi yapmış ne, polis müdahale ettiğinde göz altına alınmaktan korkan akpli arkadaşına "polis geldi bizi içeri atacaklar" minvalinde bir şeyler diyor. diğeri de "ne atıcaklar ya burası türkiye mi" şeklinde cevap veriyor. bu örnek bile tek başına yeterli.

    ha özellikle benim açımdan yaşadığımız şu son dönemlerde daha fazla sorguladığım belki de değerini daha fazla anladığım bir hak ama bu duruma ilişkin fikrim hep aynıydı. başka bir ülkede yaşayıp başka bir ülkenin yönetimi ile ilgili karar hakkının olması aslında tek kelimeyle "saçma". arkadaşlar arasında ara sıra galeyana gelip 'ben yargıtay olsam', 'ben yasa koyucu olsam' şeklinde olması gerekenlere ilişkin düşüncelerimi açıklarım. mesela ben iktidar olsam -ki bu durumda imparatoriçe filan olurdum galiba- bu da değiştireceğim şeylerden olurdu.
  4. neden kullanmayalım arkadaşım, bu cumhuriyet bize miras her ne kadar uzakta olsakta.
  5. fragmanı onlar izliyor filmi biz yaşıyoruz :@
  6. yerinde bir sorudur. türkiye gibi nüfusu dünyaya kaçan ülkeler yurtdışındaki vatandaşları ile ilişkiyi kesmek istemeyebilirler. bunun ekonomik nedenleri var ( parasını kısmen de olsa türkiye'ye bağlar düşüncesi), politik nedenleri var (ermeni lobisi gibi kuvvetlere karşı adam tutma vs.)

    oy hakkını, dışarıdaki türklerin kopmasını engelleme aracı olarak görüyorlar. üstüne üstlük, yurtdışındakilerin çoğu adapte olamadığı, kapalı bir getto hayatı sürdüğü için mikro-kimlikçi politikalara sarılıyor, bu yüzden mevcut iktidarı seviyor.

    ben yurtdışı seçmeni olarak türkiye üzerindeki potansiyel (hala çoğunluk oy kullanmıyor) etkimizin aşırı ve dengesiz olduğunu düşünüyorum. benim oyum kars'a da gidiyor, nevşehir'e de, denizli'ye de. böyle tuhaflık olmaz.

    bir dönem chp "yurtdışı milletvekili"ni önermişti. dışarıdaki vatandaşları temsilen üç beş vekil seçilecekti. bu karmaşa kalkacak hem de gerçekten türkiye ile bağı olan vatandaşlar mecliste ses bulacaktı. bunca kavgada kıyamette kaynadı. artık getirilse bile vekilin flan bir anlamı kaldı mı bilmiyorum.
  7. basliktaki turkiye'deki secimler ibaresine yerel secimler dahil degildir. bilginiz olsun. genel secim ve referandumlarda ikameti yurtdisinda olan vatandaslar oy kullanma haklarini kullanabilirler. konsolosluklar ve gumruk kapilarinda bu islem, secimlerden birkac hafta once baslayip secim gunune kadar devam eder. bu hak sadece ulkemize has bir durum degildir. bircok gelismi ve gelismekte olan ulke vatandaslarina bu hakki tanirlar. bir ulkenin vatandasi olmaniz o ulkenin yonetiminde soz soyleme hakkini size verir. ulkede yasamiyor olusunuz oy vermenize engel degildir. pasaportunuz var ise o ulkedeki yonetimden etkilenirsiniz olay bu.
  8. türkiye harici vatandaşlığı olmayan ancak yurtdışında ikamet eden bir insan için bunun sorgulanması manasız. resmen bağlı olduğu tek ülke olan türkiye seçimlerinde oy kullanacak elbette. ülkede yaşamadığı için yerel seçimlerde oy kullanma hakkı yok zaten.

    ikinci pasaporta sahip olanlar için de bu hak savunulabilir, ancak ikna ediciliği aynı derecede güçlü olmaz.