1. (bkz: washington post) 'un haberine göre, araştırmacılar tarafından yapılan bir deney, dürüstlük ve zeka arasındaki bağı ortaya koydu. araştırma şöyle:

    kapalı bir kabine alınan kişilerden, tek başlarınayken zar atmaları ve dışarı çıkınca zarın sonucunu söylemeleri istendi. zar atan kişilere, zarın üzerinde yazan sayı kadar para verileceği söylendi. 1 atanlara 2.5 dolar verilirken, 2 atanlara 5, 6 atanlara ise 15 dolar verilecekti.

    deneye katılanlar böylece zarın sonucuyla ilgili yalan söylemeye teşvik edilirken, böylesi bir durumda kimin yalan söyleyeceği tespit edilmeye çalışıldı.
    çıkan sonuçlara göre zeki insanlar doğru sonucu söylemeye daha meyilli olurken, dürüstlüğün ekonomik duruma, kişilerin çalışıp çalışmamasına, dindar olup olmamalarına bağlı olmadığı görüldü.

    kişilerin kendi dürüstlüklerine dair söyledikleri şeylerin de önemli olmadığı belirtilirken, kadınlar ve erkekler arasında da dürüstlük farkı olmadığı aktarıldı.

    düşük zekâlıların yalan söylemeye daha meyilli olduklarını belirten araştırmacılar, zeki insanların daha şüpheci olmaları sebebiyle yalan söylememeyi tercih ediyor olabileceğini öne sürdü.

    zeki insan ahlak dışı bir etkinlik yaptığında eninde sonunda bunum bedelini ödeyeceğini biliyor, bedelini ödemezse bile vicdanı onun peşini bırakmayacağını ve sonunda astarı yüzünü geçeceğini biliyor.

    zeki insanlar bir olaya girmeden, nasıl yan etkileri olabileceğini nasıl sonuçlar verebileceğini düşünebilecek öngörüye sahiptirler.

    aptal insanlar ise, öngörüde bulunamıyor, kendine güveniyor (bkz: cahil cesareti) ve köylü kurnazlığına başvurarak, kazanacağını düşünüyor. ancak zeki olmadığı için bir veya birden fazla parametreyi gözden kaçırıyor ve yakayı ele veriyor.

    **sanırım bizim ülkemizde yapılsa bu deney , ters orantılı işler.
    zira zeki ve dürüst iseniz, bırakın başarınızın ödüllendirilmesini,
    etrafınızda olan bitenler, yaşadıklarımız karşısında kendinizi , aptal, kandırılmış ve cahil gibi hissedebilirsiniz.
    cahil cesaretine,bilgisizliğe , yalana, dolana, inatla prim veriliyor zira.

    (bkz: devrim arabaları) filminde unutulmaz bir replik vardı,

    türkiye'de hiçbir başarı cezasız kalmaz...
  2. coğrafyamızda bulunan politikacılara bakarak rahatça görülebilecek ilişki.

    merak ediyorum; toplam 550 vekilden, karşına alıp mantıklı sohbet edebileceğin yeterli iq seviyesine sahip 10 tane vekil var mı acaba ?
  3. aksine, çok zeki insanların yalan söylemeye daha yatkın olduklarını düşünüyorum. ya da şöyle diyelim; insanların samimiyetlerinden faydalanıp işin içine kurnazlık katarak bunu bir çıkar malzemesi haline getirdiklerini de düşünmüyor değilim.

    istedikleri kadar araştırma ya da deney yapılsın bu gerçekleri görmezden gelemeyiz. ya da iyi niyet tacirlerinin ellerine düşmeyiverin hele bir. size çocukluktan başlayıp gelmiş geçmiş tüm dönemlerine kadar bir düzüne yalanla karşılık vereceklerdir, berilerden kahkahalar atarak..
  4. zeka seviyesi yüksek olan insanların ortamı süzme becerilerinin yüksek olduğu aşikar ama bunun yalan söylemek ile bir bağlantısı var mı çok emin olamadım şöyleki,

    süzme beceresi yüksek olduğundan dolayı 'inanılabilir yalan' söyleme olasılığını da göz önünde bulundurmak gerekiyor. misal patronlarınların bir kısmını örnek gösterebiliriz; sizi o an için sizden maksimum fayda alma niyetindedir ve bir şekilde durumu süzgeçten geçirmiş ve ona göre pozisyon almıştır size de o bölgeden çalışır.

    insanlar yalan söyler, söylemiyorum diyen de bu lafından dolayı söylemiş olur, sadece söylediği yalanın yakalanma olasılığı zeka seviyesi düşük olanlara göre daha düşüktür.
  5. yalan söylemek bence zekadan ziyade ahlaki bir mesele. aptal da zeki de eğer sağlam bir ahlâkı yoksa yalan soyleyebilir. tabi zeki insan zekasini kullanarak daha inandırıcı bir yalan soyleyecektir.
    buna karşın aptalın ortaya attığı yalan kısa sürede açığa çıkar.
  6. zeka ve dürüstlük arasında bir bağ yoktur.

    dürüstlük toplumsal yaşantıda bireye dayatılmış doğmatik bir düşüncedir.bu düşünce sistemi ortalama bir insanı büyük yalanlara daha kolay inandırabilmek için kullanılır.

    doğada hiç dürüst bir aslan yada dürüst bir ceylan yoktur. yaşamak için ne gerekiyorsa onu yaparlar, avlanmak için aldatma teknikleri kullanan (yalan söyleyen) binlerce tür vardır.

    insanoğlu zeki yada aptal olsun dürüst bir ırk değildir. büyük yalancılar tarafından dürüst olmaları gerekliliğine inandırılırlar.
  7. tamamen ahlaki bir değeri zeka ile ölçmek aptallık olacağından testi yapan kişilerin bize yalan söylemesi bir paradoksu doğuracağı için, sonuç kesinlikle yanlış bir teori.
    han
  8. orantı kurulamayacağını düşünüyorum zira dürüstlük, ahlaklı olmanın da dolaylı yoldan bir parçasıdır. oysa zeka bu ikisini de kısmen ilgilendiren çok daha karmaşık bir birleşimdir. kanımca zeka ile dürüstlük arasında bağ kurmak çok da sağlıklı sonuçlar vermeyecektir.
  9. yalan bir zeka ürünüdür.yalan söyleyebilene yalancı diyemezsiniz bu yüzden.tabi yine de yalanın kullanımı ve sıklığı zekadan ve karekterden dolayı değişkenlik gösterebilir.bu da yalancı kavramının gerekliliğini ortaya çıkarır.çünkü herkes yalan söyleyebilir ama herkes yalancı olamaz...
  10. kanımca bir orantı vardır. çok zeki olan bir insan işlerini istediği gibi götürür, insanları kendine çeker ve mutlu olur çünkü zekidir. bu yüzden birilerine yalan konuşmasına gerek kalmaz, çünkü işler -eğer yolunda gitmeseydi yalan söylerken işlerin yolunda gittiğini söyleyecekti- yolunda gitmiş olacaktır. birini aldatmaz çünkü kendine en uygun çifti bulur zekasıyla, ya da kötü bir şey yapmaz çünkü sonucunun kötü olacağını bilir. kısacası zeki olduğu için yalanların açığa çıkacağını bilir ve ona göre davranır, yalan konuşmaz.

    ya da ben çok polyannayım.