1. zeki insanlar dürüst olmadıklarında kendilerini ele verecek boşlukları, hataları, soru işareti yaratacak noktaları sorgulayacakları için dürüst olmaya yöneleceklerdir. yönelmeyecekleri durumlardaysa herhangi bir soru işareti yaratmayacak kadar ince bir iş çıkaracaktırlar yani dürüst olup olmadıklari anlaşılamayacaktır.

    belirli bir zekanın altında ki insansa tüm bu sorgulama sürecini gerçekleştirecek donanıma^:hardware^ ve birikime^:software^ sahip olmadığı için dürüst olmadığında bunu anlayacak yeterliliğe sahip olmayan insanlara karşı dürüst olmama işinde başarılı olacaktır. sadece belirli bir düzeyin üzerinde ki insanlara karşı sıkıntı yaşar ve büyük bir ihtimalle onlar da çevresinden uzaklaşacağı için istediği gibi at oynatmaya devam eder.

    yani zeka arttıkça otokontrol nedenli dürüstlük artar.
  2. az zeki insan-karşısındakini salak yerine koyarak yalan söyler. (ziyaaaaa)

    zeki insan-karşısındakinin inanabileceği ölçüde yada beyaz yalanlar.

    çok zeki insan-empati yeteneği yüksek ise yalandan kaçınır.

    çok çok zeki insan-söylediği yalana kendi de inanır.

    bu noktadan hareketle zeka ile dürüstlük arasında doğrudan bir bağlantı yoktur.
    dürüstlük; toplumsal ahlak ölçüleri içinde belirlenmiş yazılı olmayan kurallardır.
  3. zeki insanların yalanlarının yakalanmayacağını ve konuyla ilgili istatistiklerin doğru bilgi vermeyeceğini düşünüyorum.
    orr
  4. başlık enteresan fakat yorum çer çöp. yani "washington posttaki habere göre" deyip sonra bi link atmayan birinin yazdığı tek bir paragrafı bile okumam ben. işinizi düzgün yapın.

    sonrasında, uzun süredir girmediğim youreadsin geldiği şu ahvali daha da gözler önüne seren komik yorumlar gördüm. "istediği kadar deney, araştırma yapılsın," "deneyin amacı, deneyin taraflılığı, peh, deneymiş" kafaları falan... aynen kanka, burdan devam edin.

    dediğim gibi, ilk yorumu okumadım, konu hakkında bilgim ve fikrim yok, fakat herhangi bir deneye ya da deneysel herhangi bir şeye "deneymiş, bi yerimden aşağısı kasımpaşa" kafası ile yaklaşan kitleye hiçbir bağlamda tahammülüm yok.

    tanım; aslı astarı var mı yok mu belli olmayan iddia.

    edit: yorumlar sandığımdan daha eskiye dayanıyormuş, neyse, yine de "aynen kanka, burdan devam edin"
  5. buraya bir seyler ogreniriz, bir seyler de paylasiriz; eksisozluk gibi olmaz diye umarak geldim. bir is yapilirsa tam ve dosdogru yapilmalidir. "utanmak" diye de bir kavram vardir (dur, cok abartma tamam).

    eger makalenin orijinalini okumak isterseniz buradan
    eger washington post'taki makaleyi okumak isterseniz buradan
    eger washington post'ta kiyaslanan diger makaleyi okumak isterseniz buradan

    tanim: kisinin ruhsal haline, kaldigi zor duruma, onu yetistiren insanlara, cevresindeki insanlarin durustluge verdigi oneme, kisinin durustlukten anladigina, meslegine, yasina, aksam ne yedigine, sabah acele cikip icemedigi cigarasina, sinirine stresine bagli oldugunu dusundugum, bir "korelasyon" yakalamanin oldukca zor olduguna inandigim iliskidir.

    makaleyi okursaniz (burda usengec ya da yogun insanlara seslenmiyorum) arastirmanin nicin yuzlerce asker uzerinde de yapildigi hakkinda cikarimlarda bulunabilirsiniz. rica ederim buraya yalnizca fikir beyan etmeye gelmediginizi, insanlari gelistirecek; onlara ufuk acacak paylasimlar da yapmaya geldiginizi unutmayiniz.