1. 1950-53 yılları arasında yapılan kore savaşına 56.000 asker gönderdik. bunların 22.000 tanesi ileri hizmette aktif olarak savaştı ve 892 askerimizi şehit verdik. hikayemiz burada başlıyor:

    kore savaşına katılan bütün gazilerimize taltif amacıyla birleşmiş milletler tarafından 'kore savaş madalyası' verildi. 1963 aralık ayında 'kanlı noel' adı altında soykırım amacıyla kıbrıslı türkler öldürülmeye başlanınca 1964 yılında türkiye, ordusu aracılığı ile bunlara müdahale etmek istedi. ancak a.b.d 'siz benim verdiğim silahlarla kıbrıs'a müdahale edip savaşamazsınız' diyerek, çıkarlarına aykırı bu durumu tehdit yoluyla bertaraf etmek istedi. böyle olunca kıbrıs açıklarında emir bekleyen donanmamız geri dönmek mecburiyetinde kaldı. amerika'nın bu davranışı, savaşçı ruha sahip ve haksızlığa tahammül edemeyen her türk vatandaşını kızdırdı. ellerinden bir şey gelmeyen, ama kanı kaynayan o dönemlerde 30-40 yaş arasında olan kore savaşı gazileri amerika'nın tavrını protesto etmek amacıyla hak ederek aldıkları 'kore savaşı madalya'larını birleşmiş milletler'e tek tek iade ettiler. bu iadelerden dolayı 1916 yılında kurulup dönem dönem kapatılıp yeniden açılan milli türk talebe birliği (mttb), o dönemin milli duyguları ile hareket edip, madalyalarını iade eden kore savaşı gazilerine birer madalya hediye edip 'bizim kimseye ihtiyacımız yok, kendi kendimize yeteriz' düsturuyla kendilerini onurlandırmak istedi. ve 18 ayar altından yapılma bir madalya hazırlattılar. lakin, her ne kadar o dönemin ünlü ve zenginlerince desteklense de, bu madalyayı yaptırabilmek için bütçe yeterli gelmedi. birlik yöneticileri bu madalyaları nasıl bastıracaklarını kara kara düşünürlerken basın ve dostları aracılığı ile konudan haberdar olan o dönemin süper starı zeki müren devreye girdi ve kimseye duyurulmaması şartıyla tüm finansmanı sağladı. önceleri 'mttb madalyası' olarak anılagelen bu madalya da, konunun öğrenilmesinden sonra 'zeki müren madalyası' adı ile anılmaya başlandı.
    70 cent'e muhtaç olduğumuz o dönemlerde elbette madalya karın doyurmuyordu. doğal olarak madalya sahipleri de bu 18 ayar altın madalyayı erittirerek ya da satarak bir süre geçimini sağlayacak para elde ettiler. pirinçten yapılmış taklitleri koleksiyoner piyasasında satılan, ve gerçeği nadir bulunan bu 'zeki müren madalyası'da tarihimizin tozlu sayfalarında kendine ıssız bir köşede yer buldu.