• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (6.67)
ziemia obiecana - andrzej wajda
1975 yılında polonyalı yönetmen andrej wajda'nın wladyslaw stanislaw reymont'un 1898 tarihli aynı adlı romanından uyarladığı film, polonya'da kapitalizmin gelişimini sanayileşmiş lodz kentindeki biri alman biri polonyalı biri yahudi üç genç yatırımcının üzerinden anlatır. film daha ziyade "the promised land" adıyla bilinir. ülkemizde ise "vaatler ülkesi" ismiyle anılmaktadır. 180 dakika olan film, bir süre sonra yönetmen tarafından 136 dakikaya çekilmiştir.


  1. youreads sinema grubunun polonya dosyası için izlediği/izleyeceği ilk film.

    !---- spoiler ----!

    açık konuşmak gerekirse filmde en beğendiğim bölüm; sabah kargaşasının, dinamikliğinin rahatsız edici seslerle desteklenip verildiği sahneydi. bu sahneyi izleyince çok güzel bir film izleyeceğimi düşünüp sevindim ancak film, hem filmi seçtiğimizde içimde oluşan beklentilerin hem de beni ilerki dakikalara karşı isteklendiren açılış sahnesiyle oluşan beklentilerin altında kaldı. izlediğim ilk andrej wajda filminin bu olmasından maalesef hoşnut değilim.

    filmin avukatı rolüne bürünürsem neden -bence- "tam olmamış bir film"
    diye sorarsak aklıma hemen iki gerekçe hücum ediyor: 1- filmin orijinali 180 dakikayken yönetmen yaklaşık 45 dakikalık bir kısmı filmden çıkarıyor. bu durum -öyle görünüyor ki- filmin dokusunu ve temellerini zedelemiş durumda. 2- film aynı adlı bir romandan uyarlama. yani 1900'lü yıllar zihniyetiyle, yeni yeni kendini gösteren kapitalizmin sorgusunu yapıyor. savunuları ve tezleri artık bizi etkilemekten uzak. filmde, özellikle ilk bölümde, karol'un kapitalizm ve makineleşmek parantezinde işçilere söylediği şeyler o kadar basit ve klişeleşmiş ki kendimizi "düz propaganda" yapan kötü bir filme hapsolmuş hissediyoruz.

    filmi izlerken tuttuğum birkaç not var:

    - tiyatrodaki sahnede (ayrıca tiyatro dediler, bale izledik) "parasını verdim, istediğimi yaparım" deyip bir balerinin düşmesine höyküren fabrikatör bozuntusunun ağzına tuvalet terliğiyle vurmayı düşünen tek kişi ben değilimdir diye umuyorum.

    - genç işçi kızımız zoska'nın kanına giren kessler ve zoska'nın babasının makinenin çarkında(çark diyorum ama adı nedir bilmiyorum) lime lime oluşları dehşet vericiyken, birkaç saniye içinde zoska'nın babasının kellesinin de meydana çıkması çok acemice değil miydi?

    - son sorum da şu olacak: filmin yaklaşık 110. dakikasındayken bizim üç girişimcimizden turuncu saçlı olanı, sanırım moryc'ti, sırıtarak bize mi baktı, bana mı öyle geldi?

    !---- spoiler ----!

    wajda sinemasına girmek için ideal bir film olduğunu düşünmüyorum. wajda konusunda tecrübesi olan arkadaş varsa öneri almak isterim. filmin imdb'de yaklaşık iki bin kişiden aldığı 8.0'lık puanı ise aldatıcı buluyorum.
  2. sanıyorum ki filmle ilgili sıkıntı kısaltılmış olması. şu andaki uzunluğunun çoğunlukla son çeyreği içinden parçalar kesilmiş olmalı çünkü film bir anda çok çabuk hızlanıyor, apar topar bitiveriyor.

    ancak ilk dörtte üçlük bölümü bence çok iyiydi. vahşi kapitalizmin girdiği her ortamı doymak bilmeyen iştahıyla çirkinleştiren, zevksizleştiren yıkıcılığını yakın yüz çekimleriyle, dinamik bir kamerayla, ses ve görüntü üslubunun aniden değiştiği sahne geçişleriye çok iyi yansıtmış yönetmen. bunun yanında en son sahneye kadar oyunculuklar da çok iyiydi. bu son sahneyi ben de pek oturtamadım. yine de 7 puan vermeye gönlüm razı olmaz, 7 buçuktan 8.